Translate.vc / español → turco / Búscar
Búscar traducir turco
34,426 traducción paralela
Podía pelearse con uñas y dientes con sus adversarios políticos, pero tan pronto decía que debía ir a buscar a su hija a la escuela, el combate cesaba.
Siyasette rakiplerle dişe diş savaşırdı. Ama kızını okuldan almak için ofisten çıktığı an... savaş biterdi... ve yumuşacık bir adama dönüşürdü... hassaslaşırdı.
¿ O debo salir yo a buscar luego de tomar mis medicinas?
Yoksa ilaçlarımı aldıktan sonra geri çekilmeli miyim?
Stavo cree que buscar a la cómplice de Piper me ha puesto en la lista negra.
Stova, Piper'ın suç ortağını aramanın, beni birinin beni birinin hedefi hâline getirebileceğini düşünüyor.
Iré... a buscar algunas toallas de papel, y... limpiaré esto.
Ben... Kağıt havlu getireyim de bunu temizleyeyim.
Es más fácil que buscar al verdadero terrorista, ¿ cierto?
Bu, gerçek bombacıyı bulmaktan daha kolay, değil mi?
Solo déjame buscar mi abrigo.
Hemen ceketimi alayım.
Buscar la hexagonal junta 13-C,
- Altıgen şekilde 13-C yazısını arayın.
- Vamos a buscar a sus amigos,
- Haydi, arkadaşlarını bulalım.
Uh, Paige y yo son en realidad va a ir a buscar a Ralph, y luego ir a Betty restaurante,
Aslında Paige ile birlikte Ralph'ı alıp Betty'nin Lokantası'na gideceğiz.
Debes saber por dónde buscar.
Bakacağın yeri iyi bilmek gerek.
No te preocupes, Malcolm, menos ahora que tenemos lo que vinimos a buscar.
Seni ilgilendirmez Malcolm, özellikle de almaya geldiğimiz şeyi aldığımıza göre.
Voy a buscar algo para comer.
Ben gidip bir şeyler yiyeceğim.
Escucha, Jesse, antes de que salgas corriendo a buscar a Frankie, solo quiero asegurarme de que te sientas preparada.
Jesse, Frankie'yi bulmak için esip gitmeden önce kendini hazır hissettiğinden emin olmak istedim.
Escucha, Jesse, antes de que salgas a correr a buscar a Frankie, solo quiero asegurarme de que te sientas preparada. ¿ Por qué?
Jesse, Frankie'yi bulmak için esip gitmeden önce kendini hazır hissettiğinden emin olmak istedim.
Entonces tendré que buscar a alguien que lo sepa.
O zaman bilen birini bulmam gerekecek.
- Tú vas a buscar mis esposas.
- Sen kelepçelerimi bulacaksın.
Empieza a buscar.
Aramayı başlat.
Caitlin le hizo buscar dos direcciones :
Caitlin, ona iki adres arattırmış.
¿ Después de lo que pasó la última vez cuando fueron a buscar a Sampson?
Geçen seferki Sampson'u aramaya gittiğinizdeki gibi mi?
A buscar al equipo.
Nereye gidiyorsun? - Ekibi toplamaya.
Tendré que buscar otra forma de honrarlo.
Onu onurlandırmak için başka bir yol bulmalıyım.
Como buscar anagramas en caso de que Prometheus estuviera mandando un mensaje en los nombres de las víctimas que eligió.
Bir başka deyişle, Prometheus'un seçtiği kurbanların isimlerindeki harfleri kullanarak mesaj göndermeye çalışıp çalışmadığını araştırdık.
Tal vez ahora sea un buen momento de buscar el manual del usuario.
Kullanıcı kılavuzunu arasak iyi olur.
Imagino que para buscar información.
İstihbarat aradıklarını sanıyorum.
Hayley me ayudó... para buscar en la base de datos de Tránsito, y voilà.
Bu sırada Hayley'den de biraz yardım aldım, DMV veritabanında bunu arattı ve işte.
Tengo que ir a buscar a mi hermano pequeño en la guarderia.
Gidip kreşteki kardeşimi almam gerek.
- Voy a buscar algo de ropa de el.
- Adama kıyafet getireyim.
Tratar de buscar cada quién individualmente tomará el resto del día, y no creo que Toby tenga tanto tiempo.
Hepsini tek tek aramayı deneriz, tüm gün sürecektir ve Toby'nin o kadar vakti olduğun sanmıyorum.
16 en qué buscar.
- İki gitti. 16 kaldı.
# # Después de años de buscar #
Yıllarca süren araştırmadan sonra ~
Vine a buscar a Sean.
Sean'ı görmeye geldim.
Si bien no hay cámaras cerca, podemos buscar en los videos de áreas cercanas.
Ya ortada ya da arkadaymış. Herhangi bir trafik kamerası olmadığı halde Olay mahali yakınında, çevredeki
Murió cuando te pasé a buscar.
Aşağı yukarı seninle buluştuğum saatte öldü diyebilirim.
Tenemos una princesa que pasar a buscar.
Almamız gereken bir prenses var.
Claro, pero es como buscar una aguja en un pajar.
Tabii ama boşa kürek çekme olur.
Enseña las diferentes notas de sabor que debes buscar.
Araman gereken koku belirtilerini öğretiyor.
Penny, ¿ quieres venir al aeropuerto luego a buscar a mi madre?
Penny, benimle annemi almak için havalimanına gelmek ister misin?
¿ Por qué no querrías ir a buscar a tu madre?
Neden anneni havalimanından almak istemiyorsun?
¿ De verdad quieres que vaya sola a buscar a tu madre?
Cidden anneni almaya yalnız mı gitmemi istiyorsun?
Bien, si quieres que vaya, iré a buscar a tu madre.
Peki, istiyorsan anneni alırım.
¿ Se les permite buscar lugares como ese?
Bir yeri böyle arama izniniz var mı?
Así que, empezad a buscar desechos por las calles...
O yüzden sokağa atılanlara bakın.
Debs está colgando folletos lacrimógenos para buscar un compañero de vida.
Debs etrafa hayat arkadaşı aradığını belirten yırtılabilir ilanlar yapıştırıyor.
Iré a buscar ayuda.
Biraz yardım alacağım.
Necesito que me ayudes a buscar a Jake Fitzgerald.
Jake Fitzgerald'ın izini sürmek için yardımına ihtiyacım var.
Si no es de mí, puedo buscar a otra persona.
Ben edemezsem, o zaman başkasını bulurum.
Entonces cuando esos tipos vengan a buscar tu flaco trasero blanco como hice yo... puede que quieras tener un poco de músculo cerca.
İnsanlar benim gibi sıska beyaz kıçını aramaya geldiklerinde... etrafında biraz koruma olsa iyi olur.
Es absurdo buscar tu futuro en las líneas de la palma de la mano.
Bu kader çizgileri kimsenin kaderi tahmin edemez... Bu anlamsız..
Vine a buscar algunas cosas en casa de mi mamá.
Annnemdem bazı eşyaları almaya geldim.
¿ Crees que ha ido a buscar a Reddington? Seguramente.
- Sence Reddington'ı bulmaya mı gitti?
Ve a buscar a Baz y échale una mano.
Geri çekil. Git Baz'ı bul ve yardım et.