Translate.vc / español → turco / Calico
Calico traducir turco
60 traducción paralela
Esa es de Mohave, de un lugar llamado Calico.
Elindeki Mojave çölünden, Calico denen bir yerden geldi.
Lavaderos. ¿ Lo adivinas? ¿ Calico?
Maden Kanyonunu hatırlıyor musun?
Calico es el fin del mundo.
Calico yaratılışın son bulduğu yer.
Ni los coyotes irían a Calico.
Kır kurtları bile Calico'da durmuyor.
- ¡ Calico capturó una ardilla! - ¡ Tiene mi peluca!
Calico bir yer sincabı yakalamış!
- Bonito perrito.
Calico.
Buen chico. - Calico, basta.
Kes şunu Calico.
Hola, Calico.
Merhaba Calico.
- Calico.
Calico!
Calico, sal de ahí.
Calico, çık oradan.
Vamos, Calico, date prisa.
Hadi Calico, çabuk.
- Creo... Creo que es un gato de Calico.
- Hayır, bence bir Calico kedisi.
¿ Podríamos buscar un gato de Calico? ¿ Por favor?
Çok renkli bir kedi bulabilir miyiz?
Floyd, mete ahí un gato de Calico.
Floyd, bir Calico yavrusu koyuver.
No veo ninguno de Calico.
Ama hiç Calico yavrusu yok.
La idea es un gatito de Calico, señor.
Şu anda, bir Calico kedisi düşünülüyor.
Tenemos un gatito de Calico.
Küçücük bir Calico yavrumuz var.
Tenemos un calico-vision conectado a la TV en blanco y negro.
Siyah beyaz TV'ye bağlı bir Atari var. Tanrım.
Puedes ver las estrías.
Buradan, Calico Dağlarının şeritleri çok daha iyi görülüyor.
La ensenada de Calico queda a 15 minutos, vaya al extremo sur.
Calico Körfezi 15 dakika uzaklıkta.
A juzgar por consistencia y pigmentación sé que venía de un gato, seguramente Calico.
Yoğunluğu ve rengine bakılırsa siyah, beyaz ve turuncu renkli bir kedinindi.
Ganó el Clásico de Calico Beach la semana pasada en Santa Bárbara.
Geçen hafta Santa Barbara'da Calico Sahili Klasik'i kazandı.
Le inyectaban agentes antiproliferativos e inhibidores de la calciorina.
Konteynır ona ayrıca anti - üreme ve calico - neurin yavaşlatıcı ilaçlar veriyormuş.
"¡ Desearías que estuviera hecho de calico, o de madapolam!"
"İstiyorsun ki pazen giyeyim, madapolam giyeyim!"
Unos cuantos iluminados de la audiencia sabrán lo que es el calico, ¿ Pero madapolam?
Seyircilerden iki üç entel "pazen" i bilir ama ya "madapolam" ı?
De NY a Calico, nos importa un carajo.
§ NY'dan Calico'ya § § Hiçbişi sikimizde değil §
¡ Allí está él, Dr. Calico!
İşte orada, Dr. Calico!
- ¿ Dónde está Calico?
- Calico nerede?
¡ Bolivia, Bolivia, Calico está en Bolivia!
Bolivya'da, Bolivya'da, Calico Bolivya'da!
El super computador de Calico.
Calico'nun süper bilgisayarı.
Has sido raptada por el malevolo Doctor Calico
Zalim Dr. Calico tarafından kaçırıldın.
¡ Esto va aser como la vez en que te infiltraste en la base oculta de Calico!
Bu tıpkı Calico'nun gizli araştırma üssüne sızdığın zamanki gibi olacak!
Calico viene por Penny.
Calico, Penny'nin peşinden gelecek.
Por lo menos Calico no podrá reconocerme.
En azından Calico beni bu halimle tanıyamayacak.
El tipo intentó venderme un gatito de calicó, que era completamente un maldito psicótico.
Adam bana satmaya çalıştı. Tamamen piskopat şeytani bir calico ( beyaz, siyah Ve turuncu renkli dişi kedi ) yavrusu vardı.
Fue un pequeño gato calicó.
O küçük bir calico kedisiydi.
Pero hoy será el del Dr. Cálico.
Bugün de şans, Doktor Calico'dan yana.
¡ Cálico, eres un monstruo!
Calico, cibilliyetsiz!
Tengo un nuevo pingüíno Calico Critter.
Pelüş penguen aldık.
Es un colipavo percal ecuatoriano de la cuenca del río Amazonas, un caldo de cultivo para un parásito llamado leptospira.
O Amazon nehri koyu nun Ekvator Calico Fantail'i, leptospira parazitinin yuvası.
Iremos a Calico Corner porque necesito un botón.
O zaman, Saman Pazarına gideriz, yeni bir düğme almam lazım.
Este tricolor tan vivaz tiene un añito.
Bu oyuncu Calico kedisi bir yaşında.
En la clase B están los Calicó, loa atigrados marrón y gris... y otras razas japonesas.
B sınıfında Calico kedisi, Tekir çeşitleri ve diğer Japonya menşeli türler bulunur.
NOMBRE : MEGUMI YOSHIKAWA RAZA : GATO TRICOLOR
"Megumi Yoshikawa" "Calico kedisi"
Todoel mundo debajo de Calico T-11, por favor despeje el piso inmediatamente.
Calico T-11'in altındaki herkes katları tahliye etsin.
Pelo corto, calico.
Kısa tüylü, beyaz.
A mi pequeñín, Brian, un angelito, le compré un calico de pelo corto después de que mi mujer entrara en coma...
Küçük oğlum, Brian, meleğim... ona kısa tüylü beyaz bir kedi almıştım. Karım komaya girdikten sonra, bir motosiklet kazasında,
Pelo corto, calico.
Kısa tüylü, benekli.
Oh, no.
- Ya da Calico.
¡ Calico!
Calico!
Ven aquí.
- Calico!