Translate.vc / español → turco / Calmé
Calmé traducir turco
1,304 traducción paralela
Al final, me calmé, y... No sé, quizá fue que el Dramamine hizo efecto, pero recuerdo este momento... en la oscuridad con la reverberación de la máquina.
Sonunda yatıştım ve bilmiyorum, belki de Dramamine etkisini göstermeye başlamıştı, ama karanlıkta makinenin sesinin yankılarını duyduğum anı hatırlıyorum.
Estaba alterada, y la calmé.
Çok üzgündü. Ben de onu bırakmadım.
Pero lo calmé y ordenamos la casa y creo que todo va a salir bien.
Etrafı düzenledik ve sanırım her şey düzelecek.
Lo siento. Ya me calmé.
Özür dilerim, artık sakinim.
Tal vez fue porque finalmente me calmé o tal vez el recordar la pasión de mi padre por las funciones corporales, no lo sé.
Belki en sonunda işlerimin rahatlamasından, belki de babamın vücut fonksiyonlarına olan tutkusundandı. Hangisi bilmiyorum.
Cuando todo se calme, te lo haré saber.
Ben sana haber veririm.
¡ Necesito que se calme! Escuche.
Sakinleşmeniz gerekiyor!
¡ No me diga que me calme!
Bana sakin ol deme!
Que deberá dejarme salir con Dave para que me calme.
Annem bana onu ayarladığına çok üzülecek.
A propósito de esta historia de cita falsa. - Necesita que se la calme. - Dave es magnífico.
Kız, bu sahte randevu işi konusuna Dave kadar soğukkanlı değil.
- La cogeremos cuando se calme la situación.
- Birkaç hafta sonra ortalık sakinleşince Maya'yı almaya geliriz.
- No me digas que me calme.
- Bana sakinleşmemi söyleme Clark.
No me digas que me calme. Me mentiste.
Bana yalan söyledin.
Habrá que chapar hasta que se calme todo.
Bu da, ortalık yatışana kadar her şeyi kapamamız gerekir demek.
Quiere que no muevas cajas por nuestros muelles hasta que esta mierda se calme.
Konteynırları bizim oradan dağıtmayı durdurmak istiyor en azından şu işler yoluna girene kadar.
Nobby, no tengas sexo. Y que se calme ya todo el mundo a pesar de la maldita presa. Paul, suelta esa amarra.
Ayrıca Paul, burada olay çıkarmak yerine... zahmet edip muayene çizelgesine baksaydın... bugün boş olduğumu görürdün!
¡ No me digas que me calme!
- Sakin ol. - Sakin olmamı isteme!
¿ Que me calme?
Nasıl?
Hasta que todo se calme.
Evet her şey yoluna girene kadar.
Le aconsejo que se calme antes de escribir.
Yazmaya başlamadan önce sakinleşmenizi öneririm.
Me está pidiendo que me calme.
Peki.
Bien. ¡ Este hijo mío, que me está mandando a un manicomio me pide que me calme!
Beni çıldırtan oğlum bana sakinleşmemi söylüyor!
Uno por hora... hasta que se calme el dolor.
Saatte bir bunu içecek.
- ¿ Que me calme?
Sakin ol mu?
- ¡ No me digas que me calme!
- Bana sakin olmamı söyleme!
Sólo necesito algo que me calme los nervios.
- Sadece yatıştıracak bir şey gerek.
Necesito algo que me calme... y me haga sentir más segura.
Beni sakinleştirecek ve bana güven verecek bir şey gerek.
Nos escondemos un año, hasta que se calme.
Bir yıl saklanacağız, bitene kadar.
Me encerrarán hasta que esto se calme.
Bitene kadar, beni kenarda tut.
¡ No me digas que me calme!
Sakin ol deme sakın!
- Ojalá se calme un poco. - No te preocupes.
Biraz sakinleşirse sevinirim.
- ¿ Quieres que me calme?
- Rita, sakin olur musun?
No me digas que me calme.
Bana sakin olmamı söyleme.
Puedes decirle a un hombre que se calme, pero no lo hará.
Ona sakin olmasını söyleyebilirsin, ancak olamaz.
Será mejor que se calme porque no puedo dejarla salir.
Sakin olmalısınız çünkü gitmenize izin veremem.
¿ Estás pensando en regresarla a cuarentena hasta que se calme?
Bu patlamalar sona erene kadar, onu karantinaya geri götürmeyi düşündün mü hiç?
No, no voy a dejar que se los lleve a ninguna parte hasta que se calme.
Siz sakinleşmeden, sizinle gelmelerini doğru bulamıyorum.
¿ Entonces, por qué no nos sentamos y esperamos a que todo esto se calme?
Yani neden biraz dişimizi sıkıp bunun unutulmasını ummuyoruz?
Tú y el abuelo os haceis rabiar pero tal vez una vez que se calme, lo va a lamentar.
Sen ve büyükbabam birbirinizi deli edebilirsiniz. Ama belki sakinleşince üzülmüştür.
No me jodas diciendome que me calme, buitre, ¿ dónde está?
Sakin ol. Bana sakinleşmemi söyleyemezsin, seni akbaba, o nerde? !
- No me digas que me calme, ¿ está bien?
- Sakin ol, Kenny. Bana sakin ol deme, tamam mı?
Nos desharemos del cadáver más tarde, cuando todo se calme. Vamos.
Cesedi bu gece ortalık sakinleşince atarız.
Mi familia me esconderá hasta que todo se calme.
Ailem beni gizler, merak etme.
Espera un año a que la cosa se calme.
Bir yıl sonra falan, işler yoluna girecektir.
Para que se calme.
Onu rahatlatmak için..
Debes dejar que se calme un poco, ¿ sabes?
Onu biraz sakinleştirmeye ihtiyacın var, biliyormusun?
Y dile que se calme con los memorandos.
Ve söyle ona, anılarına kapılmasın.
Les ordenan que me ordenen que me calme.
Bana sakin olmamı emretmenizi emrediyorlar.
No me pidas que me calme, Simon. - Tu sola lo hiciste bien.
- Sen de iyi iş çıkarttın.
Sra. Williams, necesito que se calme.
Bayan Williams, sakin olmanıza ihtiyacım var.
- Solo hasta que mi papa se calme.
- Sadece biraz sakinleşene kadar.