Translate.vc / español → turco / Camel
Camel traducir turco
145 traducción paralela
- Si quiere.
Camel!
un paquete de Camels... unas pocas palabras amables y la cosa está hecha.
Bir paket Camel... Birkaç tatlı söz ve iş tamam. - İş?
¿ Has visto a la chica de la publicidad de Camel?
Şu Camel reklamındaki kızı hatırlıyor musun?
¿ Qué tiene que ver Gertrude con los Camel?
Gertrude'un Camel'la ne ilgisi var?
Probablemente está preparándose para despegar en su avión Sopwith Camel en la siguiente patrulla del alba.
Muhtemelen sıradaki şafak devriyesi için Sopwith Camel'ında kalkışa hazırlanıyordur.
Aquí está el as de la aviación subiendo a la cabina de piloto de su Sopwith Camel.
İşte, I. Dünya Savaşı Yıldız Pilotu Sopwith Camel'ının kokpitine çıkıyor.
Tengo el paquete de tabaco.
Sigara aldım... Camel.
"Caminaría un kilómetro por un Camel" o "Pronto, Henry, el Flit"?
"Bir Camel için 1 mil yürürüm" ya da "Çabuk, Henry, Taşınıyoruz"?
Hacía un trabajo rápido de 25 dólares por día, buscando a una fugitiva de 15 años, de Carmel.
Günlüğü 25 $'a çocuk oyuncağı işlerde çalışıyordum. 15 yaşında, Camel'den kaçmış birini arıyordum.
Era un Camel.
Camel'dı.
¿ Camel?
Camel.
No seas imbecil, "Winston".
Camel değil ahmak. Winston.
Tiene el sabor cereza en un bolsillo y un paquete de Camel en el otro.
Bir cebinde vişneli Tofita, diğerinde bir paket Camel.
Me quedaré con los Bellmont Ligh
Sanırım Camel'a devam edeceğim.
Este es Camel, Lambert.
Bu Camel, Avukat Lambert.
Creo que Singleton dejo un Camel alado de la caja.
Yanlış hatırlamıyorsam, Singleton kasanın altına bir paket Camel bırakmıştı. Camel mı?
Camel? Ni hablar.
Hayatta olmaz.
- Un paquete de Camel.
- Ben Camels alayım.
¿ Lucky Strike, Chesterfield, Camel?
Lucky Strike, Chesterfield, Camel?
- "Camels".
- Camel...
Dame dos paquetes de Camel y una taza de tu café especial, dulzura.
Bana iki paket Camel ve bir fincan da şu özel kahvenden ver, canım.
Con un triple aereo Con un doble Hamill.... Eso deberia esparcir la D, Luego con una piruetapara goal.
Uh, üçlü bir seri sonra Double Hamill Camel... bunun defansı dağıtması lazım sonra naizk bir gol.
Me pongo cómodo y..... fumo mis Camel Straights, me relajo y disfruto la vida.
Arkama yaslanıyorum ve... Camel'imi içiyorum. Dalgama bakıyorum.
Igual que el coronel Oliver North, el agente Stacey Koon y el dibujo del portavoz fumador, Joe Camel. ¡ BIRCH, SIGUE SUAVE!
Tıpkı Albay Olivert North, Polis memuru Stacey Koon ve çizgi karakter tiryaki Joe Camel gibi.
Necesito unos papeles y unos cigarrillos.
Biraz çarşaf... ( ESRARIN SARILDIĞI KAĞIT PARÇASI )... ve bir paket camel istiyorum.
Elígeme un paquete de cigarros.
Bana bir paket Camel al.
Como un camello
Like a camel
- Es un camello Chevrolet.
- Bu bir Camel Chevrolet. - Gördün mü?
Sé que necesitas la comisión, pero esto no es Reebok sin un anuncio de Camel.
O komisyona ihtiyacın vardı ama, bölgesel bir deve reklamıyla Reebok'ı dize getiremezdik.
Camello, costura.
Camel mi seam mı?
Si no llegamos al Camello rojo... el Camello rojo vendrá aquí.
Biz Red Camel'a gidemezsek..... Red Camel bize gelir.
- Mi premio Camel estaba por expirar.
Camel Cash'imin tarihi geçmek üzereydi.
- ¿ Tienes Camels?
- Bir paket Camel var mı?
Necesitaría manteca de maní cigarrillos Camel Light agua...
Fıstık ezmesi, sigara... Oamel Light, su... Şişe suyu mu?
- No tengo prisa.
- Ben sadece Camel içerim.
Camel.
Camel.
¿ Cuáles te gustan? Tenemos Marlboro. Tenemos Camel.
Marlboro, Camel, Lucky Strike.
Fuma esos Camel desde que usaba pantalón corto.
O Camel'ları çocukluğundan beri içiyor.
Prefería los cigarrillos Camel sin filtro.
Filtresiz Camel'ı tercih ettiği için aklımda kaldı.
Ni un solo Camel sin filtro.
Bir tane bile filtresiz Camel yok.
Camels.
Camel var.
"Cuando ya tengas tus cursos y tu novio fúmate un delicioso Camel".
"Dersler yolundaysa, rüya teknen karşındaysa yak bir sigara, yak bir Camel!"
Ya tengo mis cursos, ya tengo mi delicioso Camel.
Derslerim yolunda, Camel sigaram var.
Hola tiger, hay un búnker en el Camel's Hump
Selam kaplan, Camel tümseğinde bir sığınak var.
Bunker en el Camel's Hump?
Camel tümseğinde bir sığınak mı var?
En el trofeo de Camel.
Camel Trophy'de.
Pero Camel podría apuntar a la repetición del mito del héroe cultura tras cultura y decir, "Oye Sigmund! Les guste o no, son los mismos personajes de siempre"...
Ama Campbell kahraman mitinin kültürden kültüre tekrarlanmasına dikkat çekiyor ve diyor ki, "Baksana Sigmund, beğensen de beğenmesen de bazı temel karakterler defalarca..."
- ¿ Te compro un Camel?
Biliyorsundur işte.
Donny Crane
Bir de baktım polis içeri giriyor ben de Camel içen bir cüceye kelepçeliyim.
Pero no son Camel.
Ama sigaralar Camel değil.
¿ Qué pasa con los cigarrillos Camel?
- Camellar ne olcak?