English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Cantón

Cantón traducir turco

71 traducción paralela
¿ Conoces la Naviera Transpacífica en la calle Cantón?
Canton Yolu'ndaki Trans pasifik Buharlı Gemi Şirketi'ni biliyor musun?
la dama más guapa de todo el cantón.
Sessizlik. Resmi başlangıcı yapmak için kantonumuzun en güzel hanımefendisine kulak veriyoruz.
En cada cantón y cada pueblo, él formó lo que se llamó la Legión Francesa.
Her kanton ve her kasabada Fransız Lejyonu adındaki birlikleri oluşturdu.
De los spartakistas, de Lenin, de la comuna de Cantón.
Spartakistlerden, Lenin'den, Kanton Komünü'nden.
El crédito para Cantón, será suyo.
Kanton sana saygı duyacaktır.
Pero todavía no ha llegado a Cantón
Ama o henüz Kanton'a ulaşmadı!
Debe haber muchos de los hombres de Cheng. Ocultos en Cantón.
Cheng'in Kanton'da saklanan daha pek çok adamı olmalı.
Hsi Kuan, ¿ aun esta Tien Ta en Cantón?
Hsi-kuan, Tien Ta hala Kanton'da mı?
¡ Habrá una rebelión en Cantón!
Kanton da bir isyan çıkarabilirler!
Es para hombres como este, Chin Loo Fung, en Cantón, China.
Çinde bir kantonun içindeki adam, chin loo fung için bir film.
Cantón : 33 º C.
Kanton : 33º C.
La otensiva está lista en Cantón.
Kantonda saldırı hazır.
Regresemos al cantón, tomaremos algo del refino.
Cantón'a döndüğümüzde, bir şeyler alırız.
Yo estuve allá de gira, con la ópera de Cantón, en 1940.
1940'ta Canton Opera'sının düzenlediği bir turda Amerika'daydım.
Es la cabeza de los 10 Tigres de Cantón, y es el jefe de la milicia local.
Kendisi kantondaki 10 kaplanın ve yerel milislerin lideridir.
Maestro, Beijing está mucho más lleno que Cantón.
Efendim, Pekin, Kantondan daha hareketli bir yer.
Me reuniré contigo en Cantón lo antes posible.
Üzgünüm. Boş olduğum zaman seni ziyarete geleceğim.
3 billetes de ida para Cantón.
Canton'a üç bilet lütfen.
Pero los alquileres son caros en Cantón.
Bana daha iyi fikirler ver.
Mi hermana pequeña... fué secuestrada en Cantón!
Sapıtmış bir kurt! Ne meraklı! Bir göz atayım!
En Cantón, la secta de los boxers vende a las mujeres para reunir dinero.
Bu öğleden sonra görüğümüz kadın. Hardım edelim. Vücuduna zarar gelmemiş ama iç organları zarar gömüş.
Es necesario irse de Cantón.
sen bir hiçsin. Sen bir pezevenksin, Niye Hong Kong'ta yeni bir kariyere başlamıyorsunuz?
Existían ocho bandas de piratas que controlan el mar al Este de Cantón.
Doğu Kanton Denizinde sekiz tane korsan çetesi var.
Se llamaba Johnny Lo. Llegó de Cantón hace unos seis meses.
Adı Johnny Lo, 6 ay önce Canton'dan buraya taşınmış.
Tarda días en San Francisco por el transporte, Otros seis meses a Hong Kong por buque. Desde allí se tarda 3 días en tren a Cantón,
San Francisco'ya ulaşmak 10 gün, 6 ay Hong Kong'a gemiyle ulaşmak oradan 3 gün trenle Canton, ve tekrar Fu Shan'a giden bir araba.
Usted es uno de los 10 Tigres de Cantón, Entrenador de la milicia local.
Sen 10 Canton kaplanlarından birisin, yerel askerlerin çalıştırıcısı
Popular héroe, Fai Wong--hong. ¿ Qué es de 10 Cantón Tigres? Y coaching para qué?
Wong Fai-hong 10 Canton kaplanı da nedir?
El mundo es tu cantón.
Dünya senin istiridyen.
Soy concierge de Les Pantalons Rouges en Bad-Gadesbourg, en el cantón de Uri.
Uri kantonunda Bad-Gadesbourg'daki Les Panta / ons Rouges Otelinde odabaşıyım.
Bueno, tiene suerte de tener un disc-jockey en el cantón.
- Neyse ki mekânda bir uzman var. - Ne?
Ahora es un ama de casa en Cantón.
- Sen ne yapıyorsun? Dongdong, şu pipa çalan kız.
"Go, Cantón" no era su último mensaje.
Son mesajı "Yürü be Cantona" değildi.
No puedo ser visto favoreciendo a ningún cantón en particular.
Herhangi bir kabileye iyilik yapıyor gibi görünemem.
La mayoría eran mujeres y niños, asesinados sistemáticamente en solo un día y una noche en diciembre de 1981 en el cantón de El Mozote.
Çoğunluğu kadın ve çocuktu,... 1981 Aralığının bir günü ve gecesinde, El Mozote köyünde sistematik olarak öldürüldüler.
Oye, quizá sea puro cuento pero oí que dos ejecutivos tuyos estaba en Cantón olfateando mi cuenta de Reebok.
Dinle, muhtemelen saçmalıktır ama adamlarımdan biri senin yöneticilerinden birkaçının Canton'a gidip Reebok işimi kapmaya çalıştıklarını duymuş.
Después de la tragedia, El cantón de Viena decreto... que escalar la cara norte estaba estrictamente prohibido.
Bu felaketin ardından Bern eyaleti Kuzey Duvarına tırmanışı tamamen yasakladı.
¿ Así que es usted el teniente del Sr. Cantón?
Sanıyorum siz Bay Canton'nun yardımcısısınız.
Quiero hacerles una pregunta. ¿ Y si a Pelón, perdón, al Sr. Cantón, le pasara una terrible desgracia en los próximos días?
Peki ya Pelon'un pardon, Bay Canton'nun bir kaç gün içinde başına kötü bir şey gelirse?
Departamento de Drôme, Cantón de Crest Sul.
Güney Crest tarafı.
Por lo que tengo entendido. Nosotros tenemos tres recursos activos operando en el cantón del zurich- -
Anladığım kadarıyla Zürih merkezinde üç aktif çalışmamız varmış.
- Sargento de la policía del cantón... fuera de servicio... esa es la corbata de su regimiento.
- Bölge polis şefi. Görev dışında, görev kravatını takmış.
Marcus Cantón.
Marcus Canton.
Aquí te dejo la parca para que le manejen y luego em caen en el cantón.
Parca burada, seni götürecek. Daha sonra da gizlenme yerine gideceksin.
Cantón, Jaljin Gol, la Línea Mannerheim.
Guangzhou, Khalkhin Gol, Mannerheim Hattı.
En Cantón dicen que si bebes vino de serpiente, te cuelgan los testículos.
Guangdong'da yaşlıların bir lafı vardır... yılan şarabı içersen t.şaklı adam olursun.
Tengo un número suyo en Cantón.
Canton'daki numarası var.
Cantón está bien. Es un principio.
Canton iyidir, siftah sayılır.
- Sí, Stan Li de Cantón.
Guangzhou'dan Stan Li.
No lo había visto desde mi llegada a Cantón.
Başka işlere karışma.
Trasladé a tu familia a Cantón.
Aileni Canton'a yolladım.
- Cantón.
- Canton.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]