Translate.vc / español → turco / Carino
Carino traducir turco
87,204 traducción paralela
Oye, cariño. Estoy camino a casa.
Hey, bebeğim Eve gidiyorum.
Gracias, cariño.
Teşekkür ederim canım.
Excelente, cariño.
Mükemmel, hayatım.
En caso de que no hayas escuchado, Don Falcone no maneja el cotarro, cariño.
Duymama ihtimaline karşı söylüyorum Don Falcone yönetmiyor işleri, bebeğim.
Cariño...
Bebeğim...
¿ Qué, quiere una medalla, cariño?
Ne, madalya mı istiyorsun canım?
Perdóname por decir esto, Leslie, cariño, pero no pareces tú misma.
Bunun için kusura bakma, Leslie'ciğim ama kendinde görünmüyorsun.
Y no te preocupes, cariño.
Merak etme tatlım.
- ¿ Papá? - Es-está bien, cariño.
- Sorun yok tatlım.
- Hola, cariño.
- Merhaba tatlım.
Vamos, Joanie, cariño, ¿ Kid Flash?
- Joanie, yapma tatlım.
¿ Cariño?
Hayatım?
Cariño, echa un vistazo por ahí.
Tatlım, şuraya bir bak.
Cariño, sé... cómo te sientes.
Tatlım, neler hissettiğini biliyorum.
Gracias por contarnos la verdad, cariño.
Bize gerçeği söylediğin için teşekkürler hayatım.
Ya no habíamos visto ese atuendo en un tiempo, ¿ no, cariño?
Bu kostümü uzun zamandır görmüyorduk, değil mi hayatım?
Hola, cariño.
Selam hayatım.
No, no lo es, cariño. Mira, hasta ayer,
Düne kadar Barry'nin onu tanımlayan 28 yıllık deneyimi vardı.
Cariño, yo también se lo deseo.
- Bak tatlım, bunu ben de istiyorum. Ama sen Flash'a aşık olmadın. Barry Allen'a aşık oldun.
Ellos... tienen que verte morir primero. - Cariño, no.
Önce senin öldüğünü görmeleri lazım.
Cariño, lo siento, pero no tengo ni idea de lo que estás hablando, o de quién es Damon Salvatore.
Tatlım, Üzgünüm, ama söylediğin şeylerin hiçbirini bilmiyorum, yada Damon Salvatore'un kim olduğunu.
Cariño.
Tatlım.
Desde luego, cariño.
Kesinlikle aşkım.
Me encantaría, cariño, pero papá tiene que volver al trabajo.
Çok isterdim tatlım, ama babanızın işe gitmesi gerekiyor.
Hola, cariño.
Merhaba tatlım.
¿ Quieres un poco de zumo con los huevos, cariño?
Yumurtanın yanına meyve suyu ister misin tatlım?
Es un juego al que llamo : "¿ Puedo ponerte caliente, cariño?".
"Seni azdırıyor muyum balım?" adını verdiğim bir oyun.
Yo... cariño, ¿ podrías hacer esto? Y decir : "no soy una ladrona".
Hayatım şunu yaparak "Ben sahtekâr değilim." der misin?
Está bien, cariño.
Sorun yok tatlım.
Gavin, cariño, saluda a papá.
Gavin tatlım babana merhaba de.
¿ Ya lo sabes, cariño?
Ne istiyorsun tatlım?
Cariño, ¿ tenías una novia?
Tatlım kız arkadaşın mı vardı?
Y todos estamos muy orgullosos de ti, cariño.
Hepimiz seninle gurur duyuyoruz canım.
Cariño. No puedes.
Tatlım yapamazsın.
Bienvenida de nuevo, cariño.
Hoş geldin bebeğim.
Lo siento, cariño.
Üzgünüm bebeğim.
Sinceramente, cariño, se me fue de la...
Doğrusu bebeğim aklımdan gidivermiş.
- Max, ¿ qué pasa, cariño?
- Max senin neyin var tatlım?
Yo también te quiero, cariño.
Ben de seni seviyorum, tatlım.
- Me asustaste, cariño.
- Beni korkuttun bebeğim
- Lo siento, cariño.
- Üzgünüm bir tanem üzgünüm.
Vas a tener que reducir el vino que tomas, cariño.
Suçluluk hissini hafifletmek istiyorsun değil mi canım?
Hola, cariño. ¿ Qué tal?
- Alo canım nasılsın?
¿ Y tú qué tal, cariño?
Nasılsın iyi misin?
Hola, cariño.
- Evet.
Ahí tienes, cariño.
Aynen böyle tatlım.
Oh, cariño, no.
Hayır tatlım hayır.
- ¿ Todo bien, cariño?
- İyi misin canım?
Yo también te quiero, cariño.
Ben de seni bir tanem.
¿ Cómo estás, cariño?
Nasılsın bir tanem?
- Debemos irnos, cariño.
- Biz de gidelim canım.