English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Carmel

Carmel traducir turco

217 traducción paralela
- Estoy en Carmel.
Carmel'deyim. - Carmel mi?
- ¿ Carmel?
- Evet, uçuştayım.
El nombre de la modelo era Carmel.
Model'in ismi Carmel'miş.
- ¿ Dónde está Carmel ahora?
- Carmel şimdi nerede? - Ölmüş.
"¡ Carmel!"
"Carmel."
Pensamos que quizá usted podría contarnos cómo eran realmente Mary y Carmel.
Belki, Mary ile Carmel'in gerçekte nasıl kişiler olduklarını anlatabileceğinizi düşündük.
- ¿ Y Carmel?
Ya Carmel?
- Carmel regresó.
- Carmel geri döndü.
Esa noche, a la joven Carmel se le dijo que debía abandonar Windward.
O gece Carmel'e, Windward'tan ayrılması gerektiği söylenmişti.
Carmel alcanzó el acantilado por el árbol seco.
Carmel ölü ağcın yanında uçurumun kenarına ulaştı.
Por un momento, las vi forcejeando, entonces Carmel levantó su brazo...
Bir anlığına mücadele ettiklerini gördüm. Sonra, Carmel kolunu kaldırıp Mary'ye vurdu ve yere serdi.
Luché por la vida de Carmel día y noche. ¡ Odiándola todo el tiempo!
Ondan hep nefret ederek, gece-gündüz demeden Carmel'in yaşaması için çabaladım!
Esa última noche, ¿ quién le dijo a Carmel que tenía que irse?
O son gece, Carmel'e gitmesi gerektiğini kim söyledi?
Reconociendo que fue Mary quien le dijo a Carmel que se fuera.
Carmel'in gitmesini isteyenin Mary olduğunu kabul ederek.
Dijo que Carmel mató a Mary Meredith.
Carmel'in, Mary Meredith'i öldürdüğünü söylüyor.
Después atendió a Carmel.
Carmel'in tedavisiyle uğraşmış.
La modelo de Meredith, Carmel Quesada, neumonía bilateral.
... Meredith'in modeli, Carmel Quesada. İki ciğerde zatürree var. "
¿ La Srta. Holloway asesinó a Carmel?
- Bayan Holloway Carmel'i öldürmüş.
- Debió ser Carmel.
- Carmel olmalı.
¿ Entonces Carmel tuvo un bebé también?
O halde, Carmel'in de bir bebeği oldu!
- Donde dejaron a Carmel antes de que ellos regresaran con su bebé.
Bebekleriyle geri dönmeden önce Carmel'i götürdükleri yer.
Creo que Mary adoptó a la hija de Carmel, le dio un hogar y un nombre con la condición de que Carmel nunca volviera.
Bence Mary, Carmel'in çocuğunu evlatlık edindi ve asla buraya dönmemesi şartıyla Carmel'e bir ev verdi.
Soy la hija de Carmel.
Ben Carmel'in çocuğuyum!
Le pediste a Carmel que desapareciera y te dejara a su bebé, pero Meredith no tomó esa postura.
Carmel'e bebeğini bırakıp ortadan kaybolmasını söyledin. Ama Meredith buna müsaade etmedi.
Tenemos una finca en Carmel.
Bizim Carmel bölgesindeki bir çiftliğimiz var.
Al día siguiente me encontré con Ward Hendricks en Carmel.
Ertesi gün Carmel'de Ward Hendricks'le karşılaştım.
Ward Hendricks te dijo... Ah, ¿ ya volvió a Carmel?
Ward Hendricks... şimdiden Carmel'e dönmüş mü?
Confiable y abasteceder en KRML en la exótica Carmel junto al Mar.
Tuhaf, küçük Carmel kentinde, KRML istasyonu ortamı kızıştırıyor.
Hay un nuevo sitio mexicano fantástico en Carmel, llamado Susinos.
Carmel'de, Susinos adında yeni açılmış müthiş bir Meksika lokantası var.
Creo que iré Carmel a ver si compró un detergente.
Ben Carmel'e gidip deterjan alacağım.
Tenemos más canciones dentro de un minuto, pero primero, a 10 minutos para la hora, estamos transmitiendo desde KRML, en Carmel Rancho Shopping Center, tierra de piratas, la boutique del hombre.
Bir dakika sonra başka güzel parçalar dinleyeceğiz... ama öncelikle, saat başına on dakika kala, KRML'deki yayınımız... Carmel Çiftlik Alışveriş Merkezi'nin... maceracıların, gerçek erkeklerin mağazasının reklamıyla sürecek.
Hacía un trabajo rápido de 25 dólares por día, buscando a una fugitiva de 15 años, de Carmel.
Günlüğü 25 $'a çocuk oyuncağı işlerde çalışıyordum. 15 yaşında, Camel'den kaçmış birini arıyordum.
¿ Te das cuenta de que tuvimos que dejar una cena fantástica para venir desde Carmel a buscarte?
Carmel'den buraya gelip seni almak için harika bir yemek partisini kaçırdığımızı biliyor musun?
Una camarera del Motel Water Bed en Carmel.
Carmel'deki Su Yatagï Moteli'nde garsondur.
Me recogió en Santa Bárbara y a la altura de Carmel ya quería casarse conmigo.
Beni Santa Barbara'dan aldı. Carmel'a geldiğimizde benimle evlenmek istedi.
- A dónde nos dirigimos?
- Nereye gidiyoruz? - Carmel'e.
- A Carmel. si?
- Öyle mi?
- Carmel...
-... nereye gidiyorsunuz?
Oregon.
- Carmel. Oregon.
- Por dónde nos vamos a Carmel?
- Ne taraftan gidelim? - Biz yolu biliyoruz.
Asaltó un banco en Carmel.
Carmel'de bir banka soymuş.
Tendrá mucho tiempo para explicar lo que sucedió en Carmel.
Açıklamak için bol bol vakti olacak.
Qué sucedió en Carmel?
Carmel'de neler olmuş?
al que se le busca por robo al banco en Carmel?
Banka soygunundan aranan mı?
- ¿ Algún paciente en el Instituto Carmel?
- Carmel Enstitüsünde hasta var mi?
Esa es la iglesia Monte Carmel.
Bu Carmel dağı kilisesi.
Comprobaré si está Carmel.
Carmel yarışlarına ben bakarım.
Esta área es bastante popular entre los jóvenes y traficantes.
Görünen o ki suç mahalli bağımlı gençler ve satıcılarla ünlü Carmel Yolu'nun hemen yukarısında.
Carretera de la costa, junto a Carmel.
Highway ile Carmel'in köşesi.
Una chica llamada Carmel apareció con una bolsa en la Décima.
Carmel adındaki bir sokak fahişesi, 10. Caddede, kafasında bir torbayla bulundu.
¿ Y Carmel?
- Ya Carmel?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]