English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Carro

Carro traducir turco

6,555 traducción paralela
Mueve tu carrito. El carro de los pedos.
- Peki, hazır olduğuna emin misin?
Lo lamento, Sr. Lo, pero- ¡ Me empujó enfrente de un carro!
Affedersiniz, Bay Lo, ama... - Beni arabanın önüne itti! - Evet, anlıyorum, pekala...
Hermano Albert, nos haría el honor de subir a nuestro carro?
Kardeş Albert, arabamızda seyahat etme şerefini bize verir misiniz?
- Para el carro, chaval.
Kızma birader.
Carro de paradas, por favor.
Sedye, lütfen.
Traed el carro de paradas.
- Acil durum arabasını getirin.
- No lo sé. - ¡ Que alguien me traiga un carro de paradas!
- Bilmiyorum. - Acil durum arabasını getirin!
¡ Traed un carro de paradas!
Acil durum arabasını getirin!
Toma mi carro, recógeme mañana antes de la práctica.
Arabamı götür, yarın beni antrenmandan önce al.
Y el carro estaba lleno de agua y todo estaba al revés.
Ve arabanın tamamı suyun içindeydi, tepetakla olmuştuk.
Mi carro se descompuso ayer por la noche, caminamos aquí.
- Arabam geçen gece bozuldu, yürüyerek geldik.
Eh, ¿ qué tal en su carro de él?
Onun arabasına ne dersiniz?
Estoy llevándome el carro de Larry.
- Larry'nin arabasını alıyorum.
Hay sitio en nuestro carro.
Yük arabamızda yer mevcut.
Sube al carro.
O yük arabasına atla.
Pudo rastrear a todos desde el carro de café por cerca de 12 manzanas.
Birkhoff herkesi kahve kabına bakarak 12 bina boyunca takip edebilir.
Estúpido carro.
Lanet kart.
Aunque realmente no había suficiente espacio en tu carro lateral - para nosotros dos.
Ama senin motosikletin kasasında gerçekten ikimize birden yer yoktu.
- Para el carro. ¿ Mi culpa por qué?
Bekle, bekle.
Soldados alemanes van de carro en carro, están matando a todos.
Alman askerleri vagon vagon dolaşıp herkesi öldürüyorlar.
Lo primero que hacemos es echar para atrás el carro... mientras acoplamos esto.
İlk iş şunu birbirine geçirirken sürgüyü geri çekmek olacak.
Grace, cariño, corre dentro y grita lo más fuerte que puedas, camilla, carro de paradas, médico.
İçeri koş, avazın çıktığı kadar şu kelimeleri bağır.
Camilla, carro de paradas, médico.
- Sedye, acil müdahale arabası, doktor.
Camilla, carro de paradas, médico, ¡ afuera!
Acil müdahale arabası, sedye, doktor. Dışarıya!
Vaya, el carro de paradas en la acera.
Kaldırım kenarındaki acil müdahale arabası.
Lo nombré'Bahen Ki Lorry'( Carro de la hermana ).
Ona, Bahen Ki Lorry ( Kız kardeşimin kamyonu ) adını verdim.
Esto atravieza la puerta de un carro
Bir arabanın kapısını deler geçer.
Toma el carro y maneja hasta que se acabe el combustible.
Arabaya binersin ve benzinin bitinceye kadar sürmeye devam edersin.
¿ A lo mejor manejar un carro ecológico alrededor de una casa en las afueras?
Belki de pis bir depoda forklift kullanmak?
No revisaste mi carro, ¿ verdad?
Arabama girdin demek he?
No sabes lo que hay en el baúl del carro.
Arabanın arkasında ne olduğunu bile bilmiyordun.
Bueno, alguien le disparó en su carro.
Biri arabasında vurmuş onu.
El carro está lleno.
Araba hazır.
Sólo lo dijeron para que me subiera al carro.
Seni arabaya bindirmek içindi de!
Me llevaré el carro y le mostraré a George Michael su nueva oficina.
Arabayı alıp George Michael'a yeni ofisini göstereceğim.
Usé algunos contactos, y obtuve la grabación del carro de policía.
Araya birini soktum... ve o polis aracından görüntü kaydını aldım.
Plantaré una cámara en su carro.
Kartına kamera yerleştiriyorum.
Traed el carro de paradas.
Acil müdahale arabasını buraya getir.
Tienen cientos como este... pero faltaba uno del carro de servicio en la habitación de la víctima.
Bunun gibi yüzlercesi var ama kurbanın odasındaki servis arabasında bir tanesi eksik.
Solo un montón de tarjetas que dicen, "me pedorree en su carro" con su información de seguro.
Sadece sigorta bilgilerinin olduğu, üstünde "Arabana osurdum." yazan bir kart var.
¿ Podrías por favor tomar el carro de tu madre ir a mi casa, buscar mi billetera y traerla aquí?
Annenin arabasına atlayıp, bizim eve gidip, cüzdanımı alıp buraya getirir misin?
Bien, A. El Camino no es un carro.
- A, the El Camino bir araba degil...
¡ Necesito el carro de suministros aquí!
Buraya bir sedye gerekiriyor!
Nos quedan tres horas para marcharnos y los platos están sin lavar, el carro de las bebidas está sin cargar las bolsas de regalos de los niños sin ordenar, ¿ Tenemos siquiera hielo?
Üç saat kalmış, daha bulaşıklar yıkanmamış, içkiler hazırlanmamış, çocukların hediye çantaları sıraya koyulmamış ve evde buz bile yok.
Quiero un ultrasonidos y pruebas de trauma : Vamos a poner un Nivel 1 en espera en el carro de paro. Pecho, pelvis, columna vertebral.
Göğüs, pelvis ve boyun için ultrason istiyorum.
¿ Estás bien subiéndote a un carro tirado por un tipo... al que le importas una mierda?
Böyle bir adamın yanında yer almakla ilgili bir sorunun yok galiba?
Vaya por delante, me pondré al día. Carro va a cambiar, y voy a conseguirlo.
Sen git, vagon hareket ederse seni yakalarim.
Mira, Brick es especial, y no del tipo de que pegas una calcomania en tu carro para presumir, así que...
Bak, Brick arabanın önüne yapıştırdığın bir etiketle övünülecek bir çocuk değildir. O özel bir çocuk. Anlayacağın- -
Tu carro. Sin gasolina.
Benzini biten arabanı göster.
Vamos al carro.
- Arabaya binelim.
¡ Necesito un carro de paradas!
Acil arabasını getirin!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]