Translate.vc / español → turco / Carta
Carta traducir turco
21,109 traducción paralela
En ese momento, me enojé mucho con la enfermera, porque ella firmaba la carta.
"Beni reddeden ve sözlerimi kabul etmeyen kişiyi yargılayacak biri var."
Sólo envían una carta que puede generar más daño psicológico que bienestar físico.
Eve bir arkadaş getireceğini söyleseydin keşke. Arkadaş değil, o topal. Evet, bu doğru.
Recibir la carta la hizo preguntarse si tenía sobrepeso.
- Hepimize yetecektir. - Yetmeyecek. Eğer yeterli değilse, bu senin inancın olmadığındandır.
¿ Entiende cómo se pudieron sentir y cómo estas cartas podrían llegarles a chicos que no están sanos, necesariamente, y que no deberían recibir la carta?
Demek öyle. Haç görmek istemiyorsunuz çünkü siz Yahudisiniz. Çünkü ben Yahudi miyim?
No, creo que todos deberían recibir la carta si se hicieron la prueba del IMC, porque sólo te dice si estás encima, debajo o en la media aceptable, nada más.
Bunu sana düşündüren nedir? Bence... Dünya'nın sadece bir tesadüften ibaret olduğuna inanmamızı istiyorsunuz.
Usa el mismo vocabulario que la carta que recibió Maddie.
Senin ciğeri beş para etmez oğlunu elmasa falan çeviremeyiz!
Me sentí muy mal cuando recibí esa carta.
Az önce o ne dedi? Bana dokundu. Elena Lvovna bana dokundu.
No le enviaremos una carta.
Sizin için dua edeceğim.
No voy a leer tu maldita carta.
Bende lanet mektubunu okumak istemiyorum.
Quemar la otra carta.
Diğer mektubu yak.
La carta alta gana.
Büyük kart kazanır.
Si su carta es más alta, puede ir al póquer.
Onun kartı benimkinden büyükse poker oyununa gidebilir.
La carta más alta gana.
Büyük kart kazanır.
El caso es que recibimos una carta y no sabemos cuál es el problema.
Bir mektup aldık ve sorunun ne olduğunu bilmiyoruz.
¿ Os mando una carta de agradecimiento?
- Bir teşekkür mektubu gönderebilirsin.
Trajimos a Mellizo porque es capaz de todo por llegar adonde quiere. Y si tiene carta blanca para resolver esto...
Mellizo'yu acımasız olduğu için getirdik ve şimdi sınırsız yetkisi varsa...
De antes, encontré una carta.
Bir mektup buldum.
No uses esa carta, socio.
Beni konuşturma dostum.
" Si estás leyendo esta carta,
" Eğer bu mektubu okuyorsan,
¿ Tú escribiste esa carta?
O mektubu sen mi yazdın?
Voy a intentar terminar esta carta.
Bu mektubu bitirmek için elimden geleni yapacağım.
" Querido Travis me siento tan cobarde al escribirte esta carta.
Sevgili Travis bu mektubu yazarken kendimi bir korkak gibi hissediyorum.
Uh, estamos sentados aquí ahora, así que, eh, podríamos usar una carta de vinos, si tienes la oportunidad...
Artık burada oturuyoruz, o yüzden, bir şarap listesine göz atabiliriz,
Cole le dijo una historia de que quería... escribirte una carta, disculpándose de todo.
Cole sana her şey için bir özür mektubu yazmakla ilgili bir şey söylemiş.
Iba a escribirte una carta, pero, ya me conoces.
Sana bir mektup yazacaktım ama beni bilirsin.
Victoria, escoge una carta.
Victoria, bir kart seç.
Tu carta se ha ido mágicamente a lo más alto.
Kartın sihirli bir şekilde yukarı çıktı.
¿ Es tu carta?
Kartın bu muydu?
Para mi futuro mi carta fue : Caballero de lanzas
Gelecekteki kartım için şövalye şövalyem var.
Siempre creí que si esa carta salía leyendo mi futuro, pronto conocería al hombre con el que me casaría.
Her zaman, bu kart gelecekteki bir okumada ortaya çıkmış olsaydı, Yakında evleneceğim adamla tanışacağım.
Escribiré una carta a Jared... pidiéndole su ayuda.
Yardımını istemek için Jared'e mektup yazacağım.
La mayoría cosas académicas, pero... había una carta. El reverendo mencionaba un incidente implicando a mi madre y a mi padre, y la forma en que lo ponía me hizo pensar que era algo grande, tal vez algo terrible.
Çoğunlukla akademik şeyler ama bir mektup vardı ki Peder annemin ve babamın karıştığı bir olaydan bahsediyordu.
Volví a poner la carta en la caja y la cerré, nunca volví a mirarla.
Mektubu kutuya geri koyup kilitledim ve bir daha da asla bakmadım.
Aquí hay una carta de tu padre.
İşte bu da babandan bir mektup.
¿ De verdad vas a jugar esa carta?
Bu kozu kullanacak mısın gerçekten?
Podría haberlo hecho con una carta.
Bunu bir mektupla da yapabilirdiniz.
- Espero que no sea una carta a una esposa.
- Umarım eşe yollanan bir mektup değildir.
Los giros en la curvatura y las sangrías débiles. El autor escribió la carta con su mano no dominante.
Girintiler, kıvrım ve çizgilerin zayıflığı gösteriyor ki yazan kişi mektubu baskın olmayan eliyle yazmış.
El Sr. Navarro comparará la carta con las muestras tomadas de casa de su esposo.
Bay Navarra mektubu kocanızın evinden aldığımız yazı örnekleriyle karşılaştıracak.
Después de que su madre dio fin al tratamiento, Louis me envió una carta personal.
Annesi terapiyi sonlandırdıktan sonra Louis bana bir mektup gönderdi.
He recibido una carta de Escocia esta mañana que envió hace sólo dos semanas.
Bu sabah elime İskoçya'dan daha iki hafta önce postaladığı bir mektup ulaştı.
Una carta de referencia de Lady Minami, mi jefa anterior.
Önceki hanımım Bayan Minami'nin tavsiye mektubu.
Aquí tienes la carta.
Mektubunu yazdım.
Lee la carta por mí.
O yüzden sen bana oku.
No se preocupe si ella lee esta carta. Es completamente analfabeta.
Bu mektubu okur diye endişe etme, tek kelime okuma yazması yoktur. "
Es como una carta que recibes en el teléfono.
Telefonuna gelen mektup gibi bir şey.
Querido Marc. He escrito esta carta una y mil veces.
Sevgili Marc, bu mektubu binlerce kez yazdım.
La carta está escrita en alquitrán.
Mektup katranla yazılmış.
Digamos que necesitas ayudas y escribes una carta.
Diyelim ki yardıma ihtiyacın var ve bir mektup yazıyorsun.
Los chicos que recibieron esa carta la recordarán el resto de su vida.
Mayosu üstünde olacak şekilde.
Entiendo, claro, que a algunos los pueda ofender la carta, pero en general, creo que la meta de lo que queremos lograr con la ley y la implementación de la ley son metas válidas.
"Kurtuluş Yahudiler'dendir." Bu yalan! Hemde büyük bir yalan!