Translate.vc / español → turco / Cena
Cena traducir turco
26,523 traducción paralela
El esconde el brócoli en una maceta durante la cena.
Akşam yemeğinde brokolisini bir çiçeğin içine saklar.
Incluso antes de que mi papá se fue, Él nunca hizo la cena ni nada.
Gitmeden önce babamın bile yemek yaptığını hatırlamıyorum.
Estoy preparando la cena.
- Ben de yemeği hazırlayayım.
Parece que podremos dejarte a tiempo para la cena.
Görünüşe göre akşam yemeği için seni bırakmamız gerekiyor.
Supongo que tu mamá tiene una buena cena... esperando por ti, ¿ no?
Annen sanada güzel bir akşam yemeği hazırlamıştır galiba. Değil mi?
Ahí va la campana de cena.
Yemek zili çaldı.
Lo siento, interrumpimos su cena? Está bien.
- Pardon, akşam yemeğinizi mi böldük?
De todas formas... Gracias a ambos por la cena de anoche.
Her neyse, dün gece için ikinize de teşekkür ederim.
Tenemos una cena familiar, como una familia normal.
Normal bir aile gibi akşam yemeğimizi yiyoruz.
Tuve sexo para la cena y bebidas.
Yemek ve içki için seks yapmıştım.
Puedes hacerle una cena romántica... y entonces pueden ver...
Romantik bir yemek hazirlarsin, ve sonrasinda
Definitivamente creo que deberíamos saltarnos la cena... Apaga eso porque me preocupan los incendios.
Kesinlikle yemegi atlamaliyiz diye düsünüyorum... sunu söndür çünkü yangindan korkuyorum ;
- ¡ Para sentarlo a mi lado en la cena!
- Yemekte yanında oturmam için.
¿ Cena esta noche?
- Bu akşama ne dersin?
Estoy haciendo espagueti con albóndigas para la cena. Espero que esté bien.
Akşam yemeği için spagetti ve köfte yapıyorum.
Todo bien. Gracias por hacer la cena.
Hiç sorun değil.
Lo siento, chico, llego tarde a la cena.
Üzgünüm oğlum, yemeğe geç kaldım.
Y antes de esta cena ha terminado,
Ve bu yemek bitmeden önce...
Ya te dije que antes de que se hizo esta cena,
Daha önce söylemiştim, bu yemek bitmeden masumiyetimi size kanıtlayacağım diye.
Todo lo que necesito es una lista de invitados y si prefieres comida o cena, mixta o del mismo sexo y dónde estás registrada.
Tek ihtiyacım olan davetli listesi ve branç mı yoksa yemek mi karma mı yoksa değil mi ve nereye kayıtlı olduğunu bilmem yeterli.
Esta noche hay una cena en el Greenwald para hacerlo oficial.
Bu akşam Greenwald'da işlerin resmiyet kazanması için yemek düzenleniyor.
Estaba tan nerviosa, que intentó hacer la cena y fue un auténtico desastre.
Çok gergindi. Yemek yapmaya çalışıyordu ve tam bir felaketti.
Mientras Zhang Lau estaba en la ciudad visitando la ONU, el Sr. Wen lo invitó a una cena en su hogar.
Zhang Lau şehre geldiğinde Bay Wen onu akşam yemeği için evine davet etti.
Tengo que hacer hueco para la cena.
- Yok, akşam yemeğine yer kalsın.
He hecho la cena, ve a lavarte las manos y cambiate.
Yemek yaptım. Hadi git elini yıka, sonra da üstünü değiştir.
Sí, voy a terminar mi cena. No me presiones.
- Olur, yemeğimi bitirince görüşürüz.
Antes de la cena.
Yemeğe kadar halletmeliyiz.
Es una señal de que ese tipo comerá pato en la cena.
Herifin akşama taze ördek tıkınacağının işareti.
Faltar a la cena.
Yemeği kaçırdı.
Después del almuerzo, nuestros habitantes transforman esto en una sala de juego y después de la cena, Alice, una terapista profesional, enseña Taichí a la luz de la luna.
Öğle yemeğinden sonra sakinlerimiz burayı bir oyun odasına çeviriyor akşam yemeğinden sonra da Alice, mesleki terapistimiz ay ışığı Tai Chi'si öğretiyor.
Oye, la cena está lista.
Yemek hazır.
Algo para calmar el apetito mientras preparas la cena.
Akşam yemeği için ne yapacağını düşünürken atıştırmalık bir şey.
Hablando de la cena.
Akşam yemeğinden bahsetmişken.
Le doy hasta la cena, como mucho.
Bence en fazla akşam yemeğine kadar.
Te saliste de la cena por tres horas.
Yemekten üç saat önce ayrılmıştın.
Vamos a tener una cena familiar, mañana por la noche, celebrando al pequeño Sawyer que entró a la obra de la escuela.
Yarın akşam aile yemeğimiz var, Sawyer'ın okul tiyatrosuna girişini kutlayacağız.
Es sólo una cena.
Alt tarafı bir yemek.
¿ Esto todavía significa que tendré mi cena?
Bu hala akşam yemeği yiyeceğiz demek mi?
Primeramente, fue la cena.
Önce yemek.
Sawyer, escogerá lo de la cena, así que o va a ser pizza o hot dogs con galletitas.
Yemeği Sawer seçecek yani ya pizza olacak ya da mısır ekmeği toplu sosisli olacak.
Donde estas? ¿ Estamos todavía en la cena?
Yemek planımız geçerli mi?
Imaginé a comprimir hasta Napa para el almuerzo, Sedona para una cena al atardecer.
Atlayıp Napa'ya öğle yemeğine gideriz gün batımında Sedona'da akşam yemeği yeriz.
Te invitaré a una deliciosa cena cuando regrese.
Geri döndüğümde sana güzel bir yemek ısmarlarım.
Perdón por arruinar la cena.
Yemeği mahvettiğim için üzgünüm.
¿ La cena?
Akşam yemegi?
Porque también me he dado cuenta de que solo te has servido verduras en la cena.
Cunku aksam yemeginde tabagina sadece sebze koydugunu fark ettim.
Tío, me encanta que una chica me traiga la cena y que no espere que me la tire.
Bir kizin, benimle yatmayi beklemeden bana yemek ismarlamasina bayilirim.
Hoy, todos tendrán vegetales frescos para la cena.
Bugün herkes akşam yemeğinde taze sebze yiyebilecek.
Deberían hacer burritos para la cena. Esa es una idea billonaria,
Harika bir fikir.
A la cena.
Yemeğe.
Pero si tuviera una cena en una fachada de drogas, estoy expuesto.
Ama uyuşturucu işine göz yumarsam, korumasız kalırım.