Translate.vc / español → turco / Chef
Chef traducir turco
4,251 traducción paralela
Sí, soy el chef.
- Evet, aşçıbaşıyım.
- Soy un chef.
- Ben aşçıbaşıyım.
Muy bien, chef, tú no encajas exactamente en esas cocinas.
Pekâlâ, aşçıbaşı. - Bu mutfağı idare edemiyorsun.
Y el chef nos hará la cena.
Aşçı bize yemek pişirecek.
Teníamos miedo hasta que nos percatamos de la genuina superioridad de Burger Chef.
Burger Chef'in hakikaten üstün olduğunu görene kadar biraz tedirgindik.
Sabes que vamos a reunirnos con Burger Chef el lunes.
Pazartesi Burger Chef'e gideceğimizi bilmiyor musun?
Porque tenemos la presentación con Burger Chef el lunes por la mañana.
Çünkü Pazartesi sabahı Burger Chef'in sunumunu yapmamız gerekiyor.
Acaban de perder a Burger Chef, nosotros podríamos ganarla.
Burger Chef'i yeni kaybettiniz ve belki de biz alacağız.
Voy a atreverme a decir que nadie en esta sala sabe más sobre la clientela de Burger Chef que Peggy Olson.
Şunu söylemeliyim ki, bu odada bulunan kişilerden hiçbiri Burger Chef müşterisini Peggy Olson kadar iyi tanıyamaz.
Puede que en casa reine el caos pero hay una cena familiar en Burger Chef.
Evde bir kaos yaşanıyor olabilir ama Burger Chef'te bir aile yemeği var.
CENA FAMILIAR EN BURGER CHEF. porque ese es el nombre de anuncio. CENA FAMILIAR EN BURGER CHEF.
Çünkü bu bizim sloganımız.
Burger Chef.
- Burger Chef.
Acabo de hablar por teléfono con Burguer Chef.
Az önce Burger Chef'le telefonda görüştüm.
El chef Vola toma la carne de ternera y la parte a la mitad. Empanizada, frita en aceite de oliva, cubierta con queso y salsa de tomate.
Şef Vola dana etini alır, uzunlamasına keser, unlar zeytinyağında kızartır, peynir ve domates sosuyla bular.
- Lo que el chef Vola...
- Şef Vola'nın yaptığı...
Me acuerdo de todo tipo de cosas, Jake, de los cumpleaños, de todos los ganadores de Top Chef... Incluso me acuerdo de ayer mismo, cuando aún no eras mi jefe.
Her türlü şeyi hatırlıyorum, Jake doğum günlerini, her Top Chef kazananını daha dün patronum olmadığını bile hatırlıyorum.
La mayoría de sábados noche estaba en casa viendo capítulos de Top Chef.
Çoğu cumartesi geceleri Top Chef izleyip alem yapardı.
¿ Un chef? Eso es increíble.
Demek bir şefsin, bu inanılmaz.
Calma, sería increíble si fuera un chef rico, pero...
Ağır ol bakalım, eğer zengin bir şef olsaydım inanılmaz olurdu ama...
Sí, las luces también se apagaron en la cocina justo antes de que el chef lo viera.
Evet, şef görmeden hemen önce ışıklar mutfakta da titredi.
Pero el que le siguió, el chef, era joven y gozaba de buena salud.
Ama sonraki kurban şef genç ve zindeydi.
- El chef estaba enfermo. ¿ Qué?
- Şef hastaydı.
Entonces, ¿ qué restaurante acaba de perder a su chef?
Söyleyin bakalım hangi restoranın şefi etki altına alınıp getirilmiş?
Mi chef hará que sus papilas gustativas exploten en sus bocas.
Şef aşçım tam ağzınıza layık yemekler yapacak.
Mi chef era un pirata, pero ahora es un maestro culinario.
Şef aşçım bir korsandı, ama şu anda bir mutfak üstadı.
Vamos, el famoso chef.
Elini çabuk tut, Bobby Flay.
Así que, a menos que su novio fuera chef pastelero... no tenemos ni idea de cómo lo conoció.
Erkek arkadaşı pastacı değilse onunla nasıl tanıştığına dair hiçbir fikrimiz yok.
Él era un tremendo chef pero con una terrible higiene.
O muazzam bir şef oldu ama korkunç hijyen.
La confesión del chef está ahí.
Şefin itirafı burada.
Así que, mi ex, Lonnie, es un chef.
Tamam, eski sevgilim, Lonnie, bir şef.
Digo chef, pero él trabajaba en un lugar fondue
Şef dedim ama fondü yapan yerlerden birinde çalışıyor
Así que lo hice en casa. Yo estaba como, "limpiar eso, el chef!"
Evdeyken, "temizle onu, şef!" gibiydim
"Deja de gritar, chef!"
"Bağırmayı bırak, şef!"
Por el chef.
Şefime kaldırıyorum.
El chef va a prepararte un especial vegetariano.
Şef senin için özel vejeteryan tabağı hazırlayacak.
¿ Eres un chef?
Aşçı mısın?
El chef hace pollo frito.
Şef kızarmış tavuk yapacak.
Hoy ha habido otras dos víctimas en la ciudad, un agricultor de manzanas y un chef.
Bugün kasabada ölen iki kurban daha var. Bir elma satıcısı ile bir aşçı.
¿ Quieres que hable con el chef y le pida pollo frito?
Şefe biraz kızarmış tavuk yollamasını söyleyeyim mi?
- Sí, chef. - Gracias, chico llamado Sous... chef.
- Sağ ol, "yamağım."
Es la super chef internacional Nigella Lawson.
Uluslararası boyutta tanınan süper şef Nigella Lawson'ın.
Sí, chef.
Tamam, şef.
Chef, solo intenta ayudar.
- Şef, yalnızca yardım etmeye çalışıyor.
Ahora mismo se lo digo al chef.
Aşçıma hemen haber veriyorum!
Damas y Caballeros, ¡ Tenemos un nuevo chef en la estación!
Baylar ve Bayanlar, istasyonumuzun yeni bir aşçısı var.
¿ Chef de repostería?
Pasta şefi mi?
Pero el tema de Chef Hunter es que el preferiría hacer un panqueque gigante y perfecto antes que 20 de tamaño promedio porque siempre tuvo que hacer las cosas más grandes y mejores.
Ama bir şey vardı ki, şef Hunter 20 tane yapmaktansa devasa boyutta, mükemmel bir gözleme yapmayı tercih ederdi çünkü her zaman her şeyin en büyüğünü ve en iyisini isterdi.
Tortilla Caprese post coito para la violoncelista más sexy en el hemisferio occidental cortesía del Chef Robertito.
Batı Yarımkürenin en seksi çellistine bir seks sonrası omlet. Şef Robertito'dan.
Eres el chef.
- Sen aşçıbaşısın.
Ella piensa que soy chef.
Şef olduğumu zannediyor.
Hoy, soy chef de repostería.
İyileşirken yeni bir iş yok.