Translate.vc / español → turco / Chico
Chico traducir turco
83,408 traducción paralela
Mi chico Chris ha estado desaparecido durante dos días.
- Yavrum Chris iki gündür kayıp.
He oído sobre el problema que tú tuviste con el chico técnico.
Tekniker'le yaşadığın olayı duydum.
Ahora, si quieres a tu chico bestia de vuelta, tráeme la varita del Hada Madrina a mi barco, mañana al mediodía.
Şimdi, oğlanı geri istiyorsan Peri Anne'nin sihirli değneğini bana getireceksin.
Y si hablas, puedes decirle adiós a tu chico.
Ve eğer boşboğazlık edersen senin oğlana hoşçakal diyebilirsin.
Ve, Chico.
- Yürü dostum.
¿ Chico puede hablar?
- Konuşabiliyor musun?
Vamos, Chico. Entra.
Hadi dostum, Atla.
- Chico... - Sé que puedes hablar, pero no significa que deberías hacerlo.
Dostum, konuşabildiğini biliyorum ama bunu sürekli yapman da gerekmiyor.
Si eres fuerte, te queremos en nuestro lado, chica o chico.
Güçlü birini yanımızda istememiz. Kız ya da erkek farketmez.
Quiero decir, chico.
Yani, erkek.
Así. Vamos, Chico.
Evet, evet.
Es... Es un buen chico.
O... tatlı bir çocuk.
Hice un papel chico, en el film de los hermanos Coen "El Gran Lebowski."
Coen Kardeşler'in Büyük Lebowski filminde küçük bir rolüm var.
Eso fue lo que mi chico dijo.
Bunu bana oğlum söylüyor.
En 1993, me casé... con un tipo que era un chico super genial.
1993 yılında evlendim. Harika bir adamla evlendim.
Era la clase de amiga que no podía ser reemplazada, ni enamorándome del chico que dejó atrás.
Yeri doldurulamayacak bir arkadaştı, geride bıraktığı çocuğa âşık olsam bile.
Sí, el chico callado.
Hatırladım, sessiz çocuk.
La última película es a las nueve. Y si limpiamos rápido porque ningún chico irá a ver esa película inglesa aburrida podremos salir a tiempo y podré señalártelo.
Son seans dokuzda, hızlıca temizlik yaparsak, ki yapabiliriz çünkü o İngiliz filmi sıkıcı olduğu için hiçbir çocuk gelmiyor, zamanında çıkabiliriz ve sana onu gösteririm.
Ese chico no levanta más de un cartón de leche hace años.
Çocuk yıllardır süt kutusu bile kaldırmamış.
¡ Ese es mi chico!
Aferin sana!
Debes empezar a abrirte con nosotros, chico.
Bize açılmaya başlamalısın evlat.
Pues, señor, asumo que podría ser un chico o una chica, de hecho.
Efendim, sanırım... Kız ya da erkek olabilir aslında.
Oí que les gusta un chico de vez en cuando.
Ara sıra aranıza erkek almayı seviyormuşsunuz.
De cada chico que la cagó y también tu culpa, porque creyó que eras su amiga y le enviaste a un idiota más solo para esconder que eres gay.
Bunun sorumlusu onu kötüleyenler, onu kazıklayan erkekler ve de sensin çünkü seni arkadaşı sandı ama sen lezbiyen olduğunu saklamak için bir pisliği daha üstüne saldın.
Pero eres madre de un chico en esa escuela.
Ama okuldaki bir çocuğun velisisin.
¿ Ese es el chico que te envía mensajes?
Sana mesaj atıp duran çocuk mu bu?
Porque eres un buen chico.
Çünkü iyi bir çocuksun.
Dijo que el otro chico fue suspendido por tres días.
Diğer çocuk üç gün uzaklaştırılmış.
Ese chico, de la Cruz, se equivocó.
De la Cruz denen çocuk hatalıymış.
Muy bien. Es todo lo que tengo, chico.
Söyleyeceklerim bu kadar evlat.
Dime que todo esto no es por un chico.
Bir erkekle ilgili değil, de.
¿ Por qué alguien molestaría así a un chico?
Ne için? Neden bir çocuğa bu şekilde sataşırlar ki?
Eras el único otro chico de secundaria en la habitación.
Salonda benim dışımdaki tek liseli sendin.
Últimamente ha estado muy molesto porque he estado pasando mucho tiempo con otro chico.
Son zamanlarda çok rahatsız oluyor çünkü bütün vaktimi başka biriyle geçiriyorum.
Podría ayudar al próximo chico.
Başka bir çocuğa yardımı olabilir.
Y le debemos al próximo chico asegurarnos de que esto no vuelva a pasar.
Bunun bir daha olmamasını da bir sonraki çocuğa borçluyuz.
Consigo hierba fresca del chico de segundo año.
Şu ikinci sınıftaki çocuktan taze ot alacağım.
No sabía que ese chico era traficante.
O çocuğun torbacı olduğunu bilmiyordum.
Mi chico habitual va a domicilio, pero ayer le di mi último paquete a Marcus.
Her zamanki torbacım eve gelir ama son torbamı dün Marcus'a verdim.
Parece un buen chico.
İyi bir çocuğa benziyor.
Es muy buen chico, sí.
Çok iyi bir çocuktur, evet.
El portero nos separa y este chico lo golpea en la cara.
Bar koruması aramıza girdi ve çocuk adama yumruk attı.
Dijeron que tenías el mejor que les gusta tener un chico en medio.
En iyi şey seninkiymiş... Aranıza erkek almayı seviyormuşsunuz.
Si derribé una señal de alto y un chico murió, ¿ es homicidio culposo?
Dur tabelasını devirsem ve bir çocuk ölse, kasıtsız cinayet mi sayılır?
Si necesitas algo regular, puedo conectarte con mi chico.
Düzenli olarak alacaksan seni torbacımla tanıştırırım.
No, Chico, quédate.
- Hayır, dostum. Kalıyorsun.
Siento llegar tan tarde, Chico.
Üzgünüm, geciktim dostum.
No, Chico.
Olmaz dostum.
- Y Chico.
Dostun da burada.
El chico más afortunado.
En şanslı erkeğim.
Buen chico.
Aferin sana.