Translate.vc / español → turco / Cil
Cil traducir turco
232 traducción paralela
- ¿ Cicil? - Se pronuncia "Cecil".
- "Ceh-cil" diye okunuyor.
Yo me quedà © en la sala como un imbà © cil.
Kendimi bir budala gibi hissettim.
- FÃ ¡ cil de decirlo.
- Söylemesi kolay.
Por telŽfono es m ‡ s f ‡ cil :
Telefonda sanırım daha kolay olur.
No era dif'cil de adivinar.
Tahmin etmek zor değil.
Era un momento dif'cil en mi vida.
Hayatımda zor bir zamandı.
Hace un tiempo, me confiaron un caso dif'cil.
Çok önce, Zor bir davaya verilmiştim.
Ser � dif � cil seguir sus pasos.
İzinden gitmek zor olmalı.
No ser � f � cil encontrarlo.
Kolay olmayacak.
Sabemos que esto es dif � cil.
Zor olduğunu biliyorum.
Polic � a, imb � cil.
Polis, geri zekâlı.
Ser � a m � s f � cil si hubiera una raz � n oculta, � verdad?
Başka bir sebebi olsaydı işine gelirdi, değil mi?
Me gustar � a una d � cil completa cooperaci � n en cada tema.
Tam ve kapsamlı işbirliği istiyorum.
S ¡, claro, para vos es f cil decirlo.
Benim bedavaya çalışmak gibi... bir şansım yok.
No, no, tan f cil no fue.
Hayır, o kadar basit değil.
- Tom. Es m s f cil al celular.
En iyisi cep telefonu.
Fue una poca muy dif ¡ cil, Seba.
Çok zor zamanlardı, Seba. Hiçbir kurtuluş yoktu...
- Nueva peca.
- Yeni çil.
También es el arma que hizo huir en estampida a esos malditos cobardes en los Tres Robles... y echó para siempre del condado Clay a esos invasores molestos.
Ayrıca Three Oaks'da lanet olası Yankileri çil yavrusu gibi dağıtıp Clay County'i sinir bozucu istilacılardan ebediyen temizleyen silahtır bu.
Si algunas pecas te sacan de quicio
Ya birkaç çil canını sıkarsa?
- Y mil pecas.
- Yüzünde de binlerce çil.
Sin cuidado el ganado se dispersará.
Çil yavrusu gibi dağılırlar.
Claro.
Bak, eğer yüzünde çil varsa benim o iskelenin sonunda tuttuğum her bir barakuda içindir... Tabiiki tuttuk.
- Si, los aldeanos están huyendo en todas las direcciones.
Köylüler çil yavrusu gibi dağılıyorlar!
¿ Eliminador de pecas?
Çil çıkarıcı?
Brillante, amarillo oro reluciente.
Parlak, sarı, çil çil altın.
- ¡ Juro que no!
- Sen... se... çil... din.
Era la frase de él, no la de ella. "Mi querida Audrey", dijo "te saldrán granos en la nariz si bebes cuando está caliente".
Evet. "Sevgili Audrey" dedi "sıcak içersen burnunda çil çıkar."
Busque una peca para que no se vea el pinchazo.
Çil beneklerinden birine yap da iğne izi belli olmasın.
Estoy buscando la peca.
Çil arıyorum.
Es una peca.
O bir çil.
Si la tengo, puede ponerle mi nombre a un "quitapecas".
Edersem, çil yok etme ürünlerinden birine adımı koyabilirsin.
Tu debes encontrarlos en Badr podemos hacerlos caer como huevos crudos
Bedir kuyularında karşılarına çıkarsak çil yavrusu gibi dağıtırız onları.
Y allí hay dinero, dinero en efectivo.
İçinde de para var. Çil çil para.
En el monedero bordado hay una moneda redonda.
Üzerine nakışlar işlenmiş kesede çil çil paralar.
- Necesitas pecas.
- Şirin olman için çil.
- Pecas.
- Çil.
¡ Los ladrones huyen!
Hırsızlar çil yavrusu gibi dağıldı!
Pues... no te ofendas, pero no me gustan las chicas con pecas.
Çünkü.. Alınma ama.. ... ben çil görünce çizgiyi çekerim.
Sus pecas se conectan.
Heryeri çil dolu.
Dijimos a todos que eran pecas.
Herkese bunların çil olduğunu söyledik.
El odio sólo acarrea más problemas, querida.
Sinirlenirsen daha çok çil çıkacak yüzünde.
- No fuŽ dif'cil.
- Kolaydı.
... "Apuesto a que tienes muchas más pecas esperando para brotar".
"Eminim, fışkırmak için bekleyen daha bir sürü çil vardır," demiştin.
No son lunares, son pecas.
Benek değil, onlar çil.
Creo que te preocupas demasiado por tus pecas, Harada.
Hem bu çil konusunu çok abartıyorsun.
- Así dispersaremos a las palomas.
Onları çil yavrusu gibi dağıtalım.
Crees que esto es una peca?
Bunun ne olduğunu sanıyorsun, çil mi?
¿ Esa peca azul?
Şu mavi çil mi?
¡ Entonces mis arterias están obstruidas con oro amarillo!
O zaman atar damarlarım çil çil altınla tıkalı!
- S ¡, es un momento muy dif ¡ cil.
- Evet, zor bir iş.