Translate.vc / español → turco / Conta
Conta traducir turco
95 traducción paralela
Tuvimos que esperar toda la noche a que cambiaran una pieza
Adamın biri yeni bir conta takana dek, bir garajda tüm gece beklemek zorunda kaldık.
Cambió la lavadora y estuvimos sin agua tres semanas.
Kasımda bir conta değiştirttin... iki hafta suyumuz akmadı!
La junta del balancín.
Silindir başlı conta.
¿ No tienes un tornillo con tuerca n. º 12?
Elinde 2 tane 12 numaralı conta yoktur değil mi?
Estoy trabajando con el sellador de silicona.
Silikon conta üzerinde çalışıyorum.
¿ Esta junta?
Bu conta mı?
Ya lo apretaremos cuando pongamos una junta nueva.
Sonra İngiliz anahtarıyla yeni bir conta takacağız. Pekala.
- Falta un doble cierre.
İki conta mı eksik?
Como la A100. ¿ Recuerda la junta defectuosa de ese modelo?
Belki A100. O motorda conta arızası hatırlıyor musunuz?
Podría ser una junta que se reventó.
Yırtılmış bir conta da olabilir.
- Compre una arandela de 50 centavos...
Eğer 55 centlik bir conta alırsanız- -
Mire, tengo arandelas en el camión. Le daré una.
Bak, kamyonumda bir ton conta var, size birini vereceğim.
Si buscas motores de arranque, bujías... juntas, árbol de levas... juntas en U o balancines, todo lo que se dañe o despegue... en tu auto o camión, ven a ver al viejo Ray.
Amerika, marş lazımsa, ya da buji... bilye, conta, kam mili... cıvata veya jigle, arabana ya da kamyonuna takılacak... herhangi bir şey lazımsa, Ray'e uğra.
Tres arandelas y fosforos resistentes al agua.
Üç conta ve sudan etkilenmeyen kibritler.
Así que fui al cobertizo, tomé una caja y saqué destornilladores arandelas y tornillos.
Ben de barakaya gidip, bir ayakkabı kutusu buldum içerisindeki tornavida, conta ve somunları ve her şeyi boşalttım...
Sí, pero hoy tuve que cambiar una junta. Son 50 más.
Evet, ama bu sabah da conta değiştirdim. $ 50 daha.
¿ Voy a dejarte marchar con una junta en mal estado?
Buradan bozuk conta ile gitmene izin mi verseydim?
Creo que es una junta, una pieza de ese viejo frigorífico de ahí arriba.
Sanırım bir conta, şuradaki eski buzdolabından düşmüş olmalı.
Le dio un infarto en las letrinas del estadio de fútbol.
Askeri sahadaki tuvalette bir conta patlattı.
Pero tenemos que subir a mi auto... porque el tuyo necesita un nuevo anillo sincronizador.
Ama benim arabamı almalıyız çünkü senin şanzımanına yeni conta lazım.
- ¿ No me lo quieres conta?
- Bana anlatmayacak mısın?
- No, es la cabeza del combustible.
- Hayır, Ana conta.
Si. Tenés una gotera.
Evet, yuvarlak conta su sızdırıyor.
¡ Necesitamos cañería nueva!
Buraya bir yuvarlak conta gönderin.
No sonara mejor hasta que consiga sellos nuevos.
Yeni conta alana kadar sesi düzelmez.
Piper se agarraría un cabreo mayúsculo y además tenemos obligaciones familiares y, nos guste o no, juntas somos más fuertes.
Piper muhtemelen, büyük bir conta darbe Ve, o ya da değil, birlikte güçlüdür ve sonra tüm aile yükümlülükleri var.
Una junta de aceite arrancó la hélice posterior de estribor.
Yağ deposundan kopan bir conta, sancak tarafındaki pervaneyi yırtmış.
Hallé una pieza circular en el espacio.
Uzaydan gelmiş bir conta buldum.
¿ Qué dices?
Conta mı?
¿ Tienes unas arandelas, un resorte y soldadura?
Conta, zemberek ve kaynak makinen var mı?
Engrane, eres un robot enfermo, malo y perverso.
- Conta, kötü ruhlu, manyak bir robotsun.
Empaquetadura.
Conta.
Tienes que saber que sólo necesita una nueva empaquetadura y un par de engranajes.
İşte, yeni conta lazım birkaç tane de T-dişlisi.
Y por lo que parece un Chevy Nova del'65 con la matrícula raspada fue hallado abandonado con una junta volada junto a la frontera de Arizona a dos o tres kilómetros de donde accidentalmente golpeó a esa mujer con su auto robado.
Bunlar olduğunda, şasi numarası kazınmış bir'65 Chevy Nova, Arizona sınırında conta yakarak bozulmuş durumda bulundu. Senin çalıntı arabayla, yanlışlıkla bayana çarptığın yerin bir veya iki km ötesinde.
Cuesta dos mangos...
3 avroya bir conta al da değiştir.
Que te jodan. Ya usó su arma conta mi de manera bastante simple.
S.ktir. Parmağı kesmesi çok basit olmuştu!
Debes cancelar la operación conta Henderson immediatamente.
Henderson eylemini hemen durdurmalısın. Neden?
Es como si el motor estuviera a punto de explotar. Aún antes de que los otros daños comenzaran a aparecer.
Bu sanki motordan bir conta daha diğer bozulmalar başlamadan çoktan atmış gibi.
Sólo necesitamos un filtro bajo el fregadero.
Lavabonun altına yeni bir plastik conta takmamız gerekiyor.
- La malaria.
- Hararet ve belki, conta arızası.
No me jodas. Sodría salvarte la vida.
Üç conta ve sudan etkilenmeyen kibritler.
Dale, Negro, contá. ¿ Claudia anda con alguno de Bellas Artes?
Söyle bakalım ufaklık. Claudia Güzel Sanatlardan biriyle çıkıyor mu?
Junta.
Conta.
- Hai detto cha Fanny non conta
İçeri git ve karına dikkat et!
No, no, no, contá, contá.
- Hayır, devam et.
Contá conmigo.
Senin için hazırlanacağım.
Contá conmigo, hermano.
Ben varım, kardeşim.
Contá, contá pérez, decí lo que pasó, ¿ eh?
Neler olduğunu anlat.
Y contá Ia verdad.
Ve gerçeği anlat.
- Conta- -
- Sessiz ol, bulaşıcı olduğu için.
Contá.
Mesela...