English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Cop

Cop traducir turco

7,717 traducción paralela
Eddie Murphy en Un detective suelto en Hollywood. ¿ Sí?
Beverly Hills Cop'ın başında Eddie Murphy yapmıştı ya, hatırladın mı?
No hables basura.
Çöp konuşmayın.
La basura la recogen los viernes.
- Ve çöp, cumaları alınır.
Sí, es basura.
Evet, tam bir çöp.
¡ Dave sabrá que algo anda mal cuando nos vea entre basureros... en un estacionamiento en medio de la nada!
Dave işlerin yolunda gitmediğini bizi ıssız bir otoparkta... çöp kutularının önünde görünce anlayacak!
Rachel, tú juegas conmigo y Rebecca será compañera de ese tacho de basura rebalsado.
Rachel, sen benimle olacaksın, Rebecca da şu taşmak üzere olan çöp tenekesiyle.
Yo elegiría el tacho en lugar de ti,
Çöp kovasını sana tercih ederim.
Te acostaste con Kim Douglas en ese contenedor.
O çöp konteynerinin içinde Kim Douglas'la takıldın.
Que deje el dinero en la papelera, al lado del palco de la mús ¡ ca.
Parayı bando yerinin yanındaki çöp kutusuna bırakacak.
Deja el dinero al lado de la papelera que está lado del palco de la música.
Parayı bando yerinin yanındaki çöp kutusuna bırakacaksın.
Usó un papel de arroz violeta parecido al encaje que encontré arrugado en la basura.
Küçük bir kâğıt parçasına yazdığı şiiri buruşturulmuş olarak çöp tenekesinde buldum.
Así que si crees que no te tirará junto con la basura... en el maletero, te equivocas.
Yani o çöp torbasıyla birlikte seni de atamayacağını sanıyorsan yanılıyorsun.
Vaciar Papelera de Forma Segura...
ÇÖP KUTUSUNU GÜVENLİ SİL
Vaciando la Papelera... frenos Challenger 02.png
ÇÖP KUTUSU SİLİNİYOR Challenger'ın Fren Diskleri
- ¡ Yo hago basura!
Filmlerim de çöp gibi!
Bueno, eso es porque su química es tan intensa, Becky, que si mantuvieran verdadero contacto visual... Oh, mi... la emoción sería tal que tendrían que desaparecer detrás del contenedor de basura más cercano y simplemente hump, hump, hump, hump.
Çünkü onları kimyaları o kadar yoğun ki, Becky, eğer göz kontağı kurarlarsa duygu seli oluşur ve bir çöp konteynerinin arkasına geçip işi pişirirler.
Esto es un poco basura.
Bu bir nevi çöp.
Éstos están listos para la unidad de eliminación.
Bunlar çöp öğütücü için hazır.
Recuerdas... ese dia cuando lancé a ese cachorro a la papelera?
O yavru köpeği çöp tenekesine attığım günü hatırlıyor musun?
- ¿ Qué hiciste? Mi anillo, cayó en el... Y el triturador de basura sólo se...
Yüzüğüm çöp öğütücüsüne düştü ve o sanki...
Tiramos suertes para ver quién lo ayudaba.
Ona yardım edecek kişiyi belirlemek için çöp çekildi.
Bueno, aquí estamos otra vez, tú tratándome como basura... y yo atendiéndote.
bana çöp gibi davranıyorsun ben de senin hizmetçiliğini yapıyorum.
Conseguiremos un montón de bolsas de basura... metemos sus mierdas en ellas, tiramos sus bolsos en la calle... y luego nos masturbamos en su culo.
Birkaç çöp torbası alacağız. Bütün boklarını torbaların içine koyacağız, sonra hepsini dışarı atacağız. Sonra da onu kıçından tutup dışarıya atacağız.
Tenemos que conseguir bolsas de basura, y envolver el cuerpo.
Bir çöp torbası alıp cesedi ona koyalım.
Lo vi esa noche en la entrada, con la bolsa de basura y la pala.
Seni o akşam garaj yolunda gördüm. Elinde çöp poşeti ve kürek vardı.
¿ Para ametrallar a la gente?
Millete çöp falan mı toplatacaksın boş zamanlarında?
Están buscando en nuestros contenedores.
Hepimizin çöp tenekelerini arıyorlar.
Toma esa pizza, ve hasta el basurero y tírala.
Pizzayı al, çöp tenekesine götür ve çöpe at.
¿ Traigo una cubeta?
- Çöp tenekesini ister misin?
Una foto tuya con tu madre... arriba de la chimenea.
Çünkü çöp! Hadi! Annenle olan fotoğrafın şöminenin üstünde.
Esos no son nuestros botes de basura.
Bunlar çöp kutularımız için değil.
Bueno. ¿ Quien tiró un encendedor en el bote de basura?
Pekala. Kim çöp kutusunun içine yakılmış ot attı?
Quedó atrapado entre el camión y el contenedor.
Ciple çöp konteynerinin arasında kaldı.
Vas hasta que veas algunos contenedores, ve a la izquierda, y allí está la tierra prometida donde todos tus sueños se harán realidad.
Birkaç çöp tenekesi göreceksiniz. Sola dönün ve rüyalarınızın gerçek olacağı vaadedilmiş topraklar karşınızda.
Las encontré... en el cubo de la basura.
- Teşekkür ederim. Bunları çöp kutusunda buldum.
- ¡ Tommy, la papelera!
Tommy, çöp kutusu!
Este camión de volteo con explosivos va a un puesto de EE.UU., el Hotel OP.
Patlayıcı yüklü bu çöp kamyonu, OP Hotel adlı ABD karakoluna gidiyor.
¿ Camiones de volteo?
Çöp kamyonu mu dedin?
Camiones en la Calle Y.
Çatal kavşakta çöp kamyonları.
Camiones de volteo van al sur por Apple. Tratan de llegar aquí.
Güneyden gelen çöp kamyonları... buraya ulaşmaya çalışıyorlar.
¡ Desearía haber tirado la carta de Ulick Norman Owen a la basura!
Keşke Ulick Norman Owen'dan gelen mektubu çöp kovasına fırlatsaydım.
¿ Por qué no te metes todas en tu estúpida boca y cuando me dé la vuelta, me clavas en la espalda la brocheta?
Şapşik ağzına tık da arkamı dönünce çöp şişle şişlersin belki beni.
¡ Somos seres humanos!
Çöp değiliz. İnsanız biz.
Por esta basura, te puedo dar lo habitual.
Bu çöp için sana, sana her zamankini verebilirim.
Voy a explorar.
- Ben çöp toplamaya gidiyorum.
Me encanta explorar.
Ben de çöp toplamak istiyorum.
Nosotros... Vamos a explorar.
- Çöp toplamaya gidiyoruz.
Nos encanta explorar.
Çöp toplamayı çok seviyoruz!
Eso no es la basura.
Çöp değil o.
¡ Has estado tirando tu basura en mi cesto!
Çöplerini benim çöp kutuma atıp duruyorsun.
¿ Con los contenedores?
- Çöp konteynerlerinin olduğu yerde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]