Translate.vc / español → turco / Corazón
Corazón traducir turco
60,923 traducción paralela
He hablado con mi corazón, diciéndole : Mira, la grandeza en que me he convertido.
"Kendi kendime dedim ki işte alabildiğine bilgi ve bilgelik edindim."
Y di mi corazón para conocer la sabiduría, para conocer la locura y la insensatez.
"Kendimi bilgeliği deliliği ve akılsızlığı anlamaya adadım."
Tal vez tuviera cáncer, pudo tener algo que ver con su corazón.
Belki kanserdi. Belki de kalbiyle ilgili bir şeydi.
Y cuando parecía que el estado del Imperio no podía empeorar, una catástrofe estalla en el corazón de la ciudad.
Ve tam da imparatorluktaki durumlar daha da kötüleşemez diye düşünürken Roma'nın kalbinde bir felaket oldu.
- Es su corazón.
- Sorun kalbinde.
Creo que se le rompería el corazón a mi madre.
Sanırım annemin kalbi kırılacak.
Tu abuelo, Sam, tenía toda una lista de medicamentos para el corazón, la presión arterial, la tirioides... medicamentos anticonvulsivos.
Şimdi, büyükbabanız Sam. Ilaçların tüm listesindeydi Kalbi, kan basıncı, tiroid için...
La cara cambia. Pero el corazón, no.
Yüzler değişir ama kalpler değişmez.
Para ser leyenda necesitamos el corazón de Jean-Claude o el de Obama, más que su cara.
Efsane olmak için... bize Jean-Claude ya da Obama'nın yüzleri değil yürekleri lazım.
¿ Ha amado antes mi corazón?
Gönlüm hiç sevdi mi şimdiye dek?
Luche con el corazón, Maese Jim.
Kalbinden dövüş, Usta Jim.
Hazme un tatuaje de un corazón roto.
Bana kırık kalp dövmesi yap.
Tiene un corazón fuerte, infrecuente en troles.
Güçlü bir kalbin var Usta Jim. Trollerde nadir görülen bir nitelik.
Eso debió romperle el corazón a Draal.
Bu, Draal'ın yüreğini parçalamış olmalı.
A veces, el corazón te conduce a sitios inapropiados.
Bazen kalbin seni girmemen gereken yollara yöneltir.
Hoy comeremos su corazón.
Bu gece kalplerini yiyeceğiz.
Sabes en tu corazón que tu hijo está frito.
Çocuğunun öldüğünü içten içe sen de biliyorsun.
Acepto tu desafío, aunque solo sea para poder arrancarte el corazón de tu patético cuerpo.
Meydan okumanı o acınası kalbini bizzat ben sökersem kabul ederim.
Su corazón late demasiado rápido.
Onun kalbin çok hızlı atıyor.
Tranquilo, corazón mío.
Sakin ol kalbim.
No rompas su corazón.
- Sus, kalpleri kırılmasın...
¿ Estas tratando de darle un ataque al corazón a tu madre?
Annene kalp krizi mi geçirtmek istiyorsun?
No tienes corazón.
Kalbin yok.
Ese es el problema del corazón humano.
İnsan kalp sorunu budur.
Corazón, esto no es un juego.
Kalp, bu bir oyun değil.
No, te elegí porque tienes corazón, no te rindes, y das todo en la playa.
Hayır! Hayır, seni seçtim çünkü azimlisin pes etmiyorsun ve sahille ilgilisin.
Y él está rompiendo el corazón de su padre.
Ve babasının kalbini kırıyor.
¿ Rompí su corazón?
Kalbin. Kırıyor muyum kalbini?
Pero tienes un gran corazón, Sam. Eso no desaparece.
Kocaman bir kalbin var Sam, bu değişmez.
Mi corazón no es diferente del suyo.
Hislerim sizinkinden farklı değil.
Mi corazón está lleno, y mi estómago, de tanta repulsión.
Kalbim dolup taşıyor, tiksintiyi midemde hissediyorum.
Se me salía el corazón.
Kalbim küt küt atmaya başladı.
Annette, que tengas un ataque al corazón,
Annette, kalp krizin var.
Está bien, corazón.
Sorun değil tatlım.
Andrew, corazón, usted no tiene que venderlo en una decisión que está haciendo por si mismo.
Andrew tatlım Onu bir kararla satmak zorunda değilsin Kendin için yapıyorsun
Es tan bueno escuchar tu voz, corazón.
Sesini duymak çok güzel tatlım.
Rio abajo en el corazón del barrio. Hay una estatua.
Nehrin aşağısında, merkezin ortasında bir heykel vardır.
Sálvame de mi mal corazón.
Beni kötü kalbimden koru.
" Porque la piedad tiene un corazón humano.
" Merhametin kalbi olsun...
No tenía el corazón correcto en mí.
Kalbim doğruyu göremedi.
Por favor. Te rompieron el corazón.
Vuruldun Kalp yoluyla.
Está Satán esperando para abrir la puerta de tu corazón... y entrar.
Şeytan, orada kalbinize giden kapıyı açıp içeri girmek için bekliyor.
Y mi corazón latía tan rápido que sólo se colapsó.
Ve kalbim, duruncaya kadar çok hızlı çarptı.
Yo amaba a mi padre... con todo mi corazón.
Babamı tüm kalbimle seviyordum.
¡ Y yo literalmente traigo el corazón en la mano!
Ve ben de tam anlamıyla kalbimi kolumda taşıyorum, tamam mı?
¡ Te arrancaré el corazón!
- Kalbini söküp çıkaracağım!
Se me sale el corazón de la emoción.
Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyor.
La gente no tiene corazón hoy en día.
Millette kalp diye bir şey kalmamış.
Tuvo un cambio de corazón.
Kalbinde bir değişiklik vardı.
- ¿ Te abro la puerta, corazón?
- Peki.
Sí, me rompes el corazón.
Evet, yürek burun içindeyim.