Translate.vc / español → turco / Cuanto
Cuanto traducir turco
107,174 traducción paralela
Pondré a tu muchacho en el aire cuanto antes. ¿ Sí, amigo?
Adamini en kisa zamanda yayina alirim. Tamam mi dostum?
En cuanto tengo una revelación, me llega un montón de mierda.
Ne zaman aklıma parlak bir fikir gelse yanında boktan bir şey oluyor.
Pero, oye, te prometo que en cuanto tenga tarjeta sanitaria y me operen de la hernia, volaré para verte y entonces te vas a enterar.
Ama, sana söz veriyorum, sigorta kartımı alıp, kasık fıtığımı ameliyat ettirir ettirmez, uçağa atlayıp seni görmeye geleceğim ve sonra dikkatli ol.
He venido en cuanto he podido.
Elimden geldiğince çabuk geldim.
En cuanto me retrase en un pago, es todo tuyo.
Bir ödemeyi kaçırırsam, bundan kesersin.
En cuanto esté del todo erecto, estaremos en marcha.
Tam yükseldiğimizde işe başlayacağız.
Pero cuanto más lo pensaba, más me calaba.
Ama daha çok düşündükçe kafama dank etti.
En cuanto esa página web se haga realidad, triunfarás.
Site açıldığı anda başarılı olacaksın.
Por supuesto que sí. En cuanto terminemos de hacer pulseras de la amistad y hacernos trenzas en el pelo.
Ama önce dostluk bilekliklerimizi takıp birbirimizin saçını örmeliyiz.
Porque en cuanto tenga a esta gente a bordo, es exactamente lo que tendremos que hacer.
Bunları mahkemeye çıkmaya ikna edebilirsem yapmamız gerekecek olan şey tam da bu.
Y vamos a acabar con esto en cuanto se reúna con Harvey.
Harvey'ye ulaşır olmaz ona son darbeyi indireceğiz.
Cuanto antes encontremos a Klaus, antes nos iremos de aquí.
Klaus'u ne kadar erken bulursak, .. buradan o kadar erken çıkarız.
En cuanto a tu venganza, ya has tenido más que suficiente.
Çektiğin acıya gelecek olursak, yeterince karşılık verdin artık.
¿ Crees que lo he olvidado? Contaremos la verdad a todos en cuanto tengamos una solución viable. Ok.
Unuttum mu sanıyorsun?
Y cuanto más ponga, más he perdido.
Ne kadar koyduysam o kadar kaybettim.
En fin, en cuanto llegue Erlich y nos traiga firmado el contrato de almacenamiento de Keenan, todo estará bien.
Her nasılsa, Erlich buraya... Keenan'ın imzaladığı bulut veri depoloma anlaşmamızla geldiği anda her şey tamam olacak.
Pero en cuanto a las operaciones, no te equivoques... De ahora en adelante, yo estoy al mando.
Ama konu operasyonlara gelince, şüphen olmasın bundan sonra, kararları ben vereceğim.
Mantén el título, pero en cuanto a las operaciones, yo estoy al mando.
Unvanını koru. Ama operasyonlar konusunda kararları ben vereceğim.
Pero, en cuanto a quién ayudaré, estoy aquí para todos los estadounidenses.
Kime yardım edeceğim konusuna gelince, ben bütün Amerikalılar için buradayım.
- ¿ Cuánto tienes?
- Kaç paran var?
¿ Cuánto pasas buscando existencias para vender?
Satacak başka şeyler bulmak için ne kadar uğraştın?
¿ Y cuánto has encontrado?
Ve ne kadar şey buldun?
¿ Cuánto llevo inconsciente?
Ne kadar baygın kaldım?
¿ Y cuánto pide por todo esto?
Bunlara ne istiyorsun?
- ¿ Cuánto cuesta?
- Ameliyat kaça?
Cuánto solíamos mudarnos.
Nasıl da oradan oraya gezdiğimizi.
Cuánto tiempo.
Uzun zaman oldu.
- ¿ Cuánto llevas ahí de pie?
- Ne zamandır oradasın?
- ¿ Cuánto tiempo tienes?
- Ne kadar vaktin var?
- ¿ Y cuánto costaría?
- O ne kadar tutar?
- Dios, ¿ cuánto llevas aquí?
- Tanrım, ne kadardır buradasın?
- Mira, me vale mierda cuánto ofreciste, no saldrás de esto sin que el mundo sepa lo que hiciste.
- Ne? - Dinle ne kadar teklif edeceğin umurumda değil. Dünyaya ne yaptığını itiraf etmeden bu işten sıyrılamayacaksın.
¿ Cuánto te ofreció?
- Kaça kadar çıktı?
Entonces, ¿ por qué no me dices cuánto se necesita - para que esto desaparezca?
- O halde bunun bana ne kadara patlayacağını söyle.
No estoy seguro de cuánto tiempo lo tendremos.
Ne kadar böyle kalır emin değilim.
¿ Cuánto hace que volviste a trabajar con Dany?
Ne zamandır tekrar Dany'yle birlikte çalışmaya başladın?
¿ Cuánto tiempo duraste?
Orada ne kadar çalıştın?
¿ Cuánto tiempo para confirmar?
Doğrulama ne kadar sürer?
¿ Cuánto dinero se puede obtener en conjunto, el Sr. Miller?
Ne kadar para toplayabilirsiniz Bay Miller?
¿ Cuánto cuesta?
Ne kadar?
¿ Cuánto tienen?
Ne kadarları varmış?
¿ Cuánto decís que va a costar la terapia?
Terapi masrafı ne kadardı bunun?
¿ Cuánto nos retrasará esto?
Bu olay bizi kaç gün geriye düşürecek?
¿ Cuánto cuesta la entrada?
Dinesh, Hoolicon biletleri ne kadar?
No puedo ni decir cuánto siento todo esto, agente May.
Olanlar için ne kadar üzgün olduğumu anlatamam Ajan May. Ama bu iyi bir amaç için.
La pregunta es cuánto vivirás después.
Sorun şu ki sonrasında ne kadar yaşarsın?
¿ Cuánto de mí es mío?
Nasıl mı hissettirdi?
Está desesperado por conseguir ese libro y ha tenido ojos y oídos en esta base durante Dios sabe cuánto.
O kitabı ele geçirmek için yanıp tutuşuyor. Ayrıca kim bilir ne zamandır bu üssü gözetliyordu.
- ¿ Cuánto tarda esto?
- Ne kadar sürecek bu?
¿ Cuánto tiempo llevas...?
Ne zamandır...
¿ Cuánto falta?
Ne kadar sürecek?