English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Cul

Cul traducir turco

70 traducción paralela
La plaga del ejército francés son los "tire-au-cul".
Fransız Ordusu'nun sorunu, sürekli hastalıklar zaten.
¿ "Tire-au-cul"?
Sürekli hastalıklar mı?
Jactance y Cul-de-Bois.
- Barcarolle, Jactance ve Cul-de-Bois lerdir!
Cul-de-Bois es el nuevo Coësre.
- Yeni Şef, Cul-de-Bois dir.
Y pronto toda Crimea será un "cul-de-sac".
Yakında tüm Rusya cephesi çökecek.
- ¿ "Cul-de-sac de vulnerabilidad"?
- Savunmasız kalacağım çıkmaz sokak mı?
Mi cul.
Saçmalama.
Un cul-de-sac.
Bir cul-de-sac.
Somos cul... ebra. Y en cul... ebra, está "cool".
Bizim adımız Karayılanlar ve Karayılanlar her zaman "COOL" olurlar.
No ha sido cul...
Benim suçum...
Pakistán, yakistán, tu-cul-istán.
Pakistan, yakistan, kıçımın-istanı.
El plural de cul de sac, es culs de sac?
"Culs-de-sac" ın çoğulu "culs-de-sac" mı? - Evet.
Entonces toda la población terrestre sabía que el plural de cul de sac, era culs de sac?
Yani dünyadaki herkes cul-de-sac'ın çoğulunun culs-de-sac olduğunu biliyor mu? - Evet.
- Cómo lo decías tú?
- Cul-de-sac.
- Cul de sacs Y nadie te ha corregido nunca?
- Kimse düzeltmedi mi?
- Cul-de-sac.
- Çıkmaz sokak.
Sé que estuviste buscando un nuevo importador de heroína... desde que perdiste tu depósito y a los salvadoreños.
Bak, yeni bir katran ithalatçısı aradığını biliyorum o zamandan beri "Cul-de-sac"'ı kaybettin, iş El Salvadorluların oldu.
Dile esto : "Dans le cul".
Söyle ona, "Götüme sok."
- "Dans le cul."
Götüme sok.
Solamente quiero decir, que realmente voy a extrañar su cul sus clases de este año.
Sey demek istemistim, kiçini gerçekten özleyecegim bu yilki dersinizi.
Yo estaba atorado, Cul es tu excusa?
Benim kafam sıkışmıştı. Peki senin mazeretin ne?
T cul piensas que es mejor, Nita?
Nita seni hangisi mutlu eder?
Y los demonios empezaron a patearnos el cul... trasero todo porque Wyatt perdió sus poderes.
Ve iblisler bizi tekmelemeye başladılar... Totolarımızı. - Çünkü buradaki gördüğünüz Wyatt güçlerini kaybetti.
Ve a hacer tu tarea. Está bien. Tengo que leer mucho sobre cul-o-tura.
Oo, evet okumam gereken bir "ass-signment" vardı.
Ese lugar no es bueno, Cul.
Bu kısım iyi değil Cul.
Déjala en paz, Cul.
Rahat bırak onu Cul.
No quise asustarte, Cul.
Seni ürkütmek istemedim Cul.
- Ya está bien, Cul.
- Ağır ol Cul.
No, me contrataste por mi bonito cul...
- Hayır, beni güzel popom...
Estas heridas son vastas. Muchas lesiones forman un cuadro delicado.
Berelenmiş yaralar,'cul-de-sac'keseciği oluşturan geniş bir alanı kaplayan büyük lezyonlardır
Como ven, influyó enormemente en mi trabajo, como en Repulsion o Cul-de-sac.
Ve gördüğünüz gibi ben Repulsion ya da Cul-de-sac gibi birçok çalışmamda büyük etkileri var.
claro es delicioso especialmente cuando se hace relleno y se le mete todo por el cul...
Çok lezzetli. Özellikle, iç malzemelerini ite ite hindinin şeyinden...
Lo llaman "cul-de-sac" pero en realidad es un callejón sin salida.
Çıkmaz sokak diye tabir ederler, sonu yok.
Ese cul-de-sac es como un campamento sexual.
Sıkılınan yere bak. Seks kampı gibiymiş.
No quiero ser parte del equipo del callejón sin salida.
Açıkçası sizin Cul de Sac * takımınıza dahil olmak istemiyorum.
Te invito a pasar un rato con el equipo del callejón sin salida.
Seni, Cul de Sac takımıyla takılmaya davet ediyorum.
- Agri-cul-tor.
- Far-mer.
¿ Como "The Pimpsons" y "Cul-o-rama"?
Pipisonlar ya da Götürama gibi mi?
- El grupo de cul-de-sac ( fondo de saco ).
- Göbekli yolun tayfası.
- Creo que es un cul-de-sac. El reporte preliminar no muestra heridas defensivas de un ataque canino en la víctima.
Adli tabibin ön raporuna göre köpek saldırısına dair savunma yaraları yokmuş kurbanda.
Te diré que era la envidia del cul-de-sac.
Diyeceğim o ki, o giriş çıkmaz sokağı aratmıyordu.
- Dis-dis... cul-cul... pe, he... he... te-tenido...
L... L...
Porque si en Tiro y Sidón hubiera hecho los que hice en ti, habrían hecho penitencia vestidos con sacos y cubiertos de ceniza.
O mucizeler Sur ve Sayda'da yapılmış olsaydı,.. ... çoktan çul kuşanıp külde oturarak tövbe etmiş olurlardı.
Sufre, Palestina toda, porque viene un viento del septentrión... y todos serán ceñidos por él como sacos a la medida.
Çul kuşanıyorlar sokaklarında.
Mi hijo, cuando tú sientas la tentación de la carne... ponte un cilicio y clama "Nuestro Padre."
Oğlum, nefsinin kıpırdadığını hissettiğinde üzerine bir çul giyip bir kere "Tanrım" de.
Eran hombres buenos.
" Şimdi çul ve küllerin içinde devam etmelisiniz yolunuza.
"y el sol se volvió negro como un saco de pelo de cabra y la luna roja como sangre."
"ve güneş, keçi kılından yapılmış siyah bir çul gibi karardı ve ay kan rengine döndü."
" Y le daré poder a mis dos testigos y profetizarán mil doscientos sesenta días vestidos de cilicio.
" İki tanığıma güç vereceğim çul giysiler içinde bin iki yüz altmış gün peygamberlik edecekler.
No es cul...
Senin hatan değil.
De ayunos, de cilicios, de disciplinas. No.
Oruç, çul giyme, disiplin...
Cuchillo que la hubiera ayudado a probar que no era cul...
Isabelle Guerin'in kırdığını iddia ettiği ve suçsuzluğunun kanıtı olan bıçağın izine bir türlü rastlayamıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]