Translate.vc / español → turco / Cécile
Cécile traducir turco
519 traducción paralela
¡ Suzaku! ¡ Cecile!
Suzaku!
¡ Aquí es peligroso!
Cecile! Burası tehlikeli!
Cecile, avisa al señor de que el Dr. Rossignol está aquí.
Cecile, Bay Pasteur'e Dr. Rossignol'un burada olduğunu haber ver lütfen.
Cecile, haz hervir el agua.
Cecile, bize biraz su kaynat!
Cecile, date prisa.
Cecile, acele et!
¡ Cecile!
Cecile!
Cecile, ¿ te casarás conmigo cuando sea famoso?
Cecile, başarılı olursam, benimle evlenir misin?
Jacques, ahí está. ¡ Cecile!
Jacques, işte geldi. Cecile?
Cecile, éste es Jacques, que ansiaba conocerte.
Cecile, bu Jaques, seninle tanışmak için ölüyor.
Cecile...
Cecile...
Buenos días, Cecile.
Günaydın, Cecile.
¿ Tú qué prefieres tener, Cecile, joyas o pieles?
Cecile, hangisini tercih edersin, mücevher mi, kürk mü?
Según el horóscopo que me ha traído Cecile, he nacido con suerte y...
Cecile'in bana verdiği horoscoba göre ben doğuştan şanslıyım ve...
- ¿ Por qué no le ha invitado a cenar?
- Cecile neden yemeğe kalmasını istemedi?
A mí me gusta. Aún no tengo edad para ser "madame", ¿ verdad, Cecile?
Ben hanımefendi olacak kadar yaşlı değilim, öyle değil mi, Cecile?
" Anne, Cecile ya no es una niña.
"Anne, Cecile artık bir çocuk değil."
Gracias, Cecile.
Teşekkür ederim Cecile.
- ¿ Qué te ocurre, Cecile?
- Sorun nedir, Cecile?
No me gusta la vulgaridad, Cecile.
Bu tür bayağı konuşmaları sevmem Cecile.
Cecile, ¿ te importa dejarme sola?
Cecile, sakıncası yoksa beni yalnız bırakır mısın?
¡ Cecile!
Cecile?
- ¡ Cecile!
- Cecile?
Cecile, ¿ no es hora de que te vayas a la cama?
Cecile, senin yatma vaktin gelmedi mi?
¡ Cecile, habrá joyas y pieles para todas!
Cecile, herkese mücevher ve kürk geliyor.
Cecile, querida.
Cecile, canım.
- Como una amiga de Cecile.
- Cecile için bir oyun arkadaşı.
- Buenos días, Cecile.
- Günaydın Cecile.
Di lo que sea, Cecile.
Söyle Cecile.
- ¿ Verdad, Cecile?
- Öyle değil mi Cecile? - Evet.
- No vuelvas a verle, Cecile.
- Lütfen Onu bir daha görme Cecile.
No quiero que vuelvas a ver a Philippe.
Philippe'i bir daha görmeni istemiyorum Cecile.
Me gusta.
Cecile de kibar.
Cecile es agradable y me gusta, pero ninguno tiene nada que hacer.
Ben de onu seviyorum ama ikisinin birlikte yapacakları birşey yok.
Cecile, ¿ tan terrible es estudiar unas cuantas semanas?
Ceciile, bir kaç hafta ders çalışmak bu kadar zor mu?
- ¡ Cecile!
- Cecile.
- Cecile...
Cecile.
- Pero Cecile...
- Fakat Cecile...?
¡ Cecile!
Cecile.
- ¿ Cecile?
- Cecile?
¿ Cecile?
Cecile?
- Espera, Cecile.
- Hey, Cecile. Bekle biraz.
Cecile, ¿ has estudiado algo en este tiempo?
Cecile, gerçekten şimdiye kadar hiç çalışma yaptın mı?
¿ Y qué piensa la pequeña Cecile de que su padre se case?
Küçük Cecile babasının evliliği hakkında ne düşünüyor?
La pequeña Cecile piensa que le apetece una buena copa.
Küçük Cecile kocaman bir bardak içki içecekmiş gibi hissediyor.
Esto se está descontrolando.
- Cecile! - Bu iş çığrından çıkıyor.
Por favor, Cecile, déjame.
Lütfen Cecile. Gitmeme izin ver.
¡ Cecile, regresa!
Cecile, geri dön!
Debemos seguir viaje, ¿ no, Cecile?
Yolumuza koyulmalıyız, değil mi Cecile?
No pasé toda la vida en la Mansión Baskerville, Cecile.
Hayatımın tamamını Baskerville Konağı'nda geçirmedim Cecile.
Yo quiero conocerte, Cecile.
Seni tanımak istiyorum ; Cecile.
¿ Por qué me besaste, Cecile?
Neden beni öptün Cecile?