Translate.vc / español → turco / Deme
Deme traducir turco
18,874 traducción paralela
¡ Y no pierdas esa llave!
Anahtarı kaybedeyim deme!
Así que no se escape a Europa sin decírmelo.
O yüzden bana haber vermeden Avrupa'ya gideyim deme.
Deme su palabra.
Söz verin.
Deme hasta la semana entrante.
Gelecek haftaya kadar izin verin.
Deme la mano.
Tamam, elini ver.
- Vamos, señor. Deme la mano.
- Elinizi verin beyefendi.
Deme la mano, señor.
Elinizi verin, beyefendi.
Deme la mano.
Elinizi verin.
- Deme la mano.
- Elinizi verin.
¡ No, no te mueras!
Hayır öleyim deme sakın!
¡ No te mueras!
Öleyim deme!
No me llames eso.
Bana öyle deme.
Solo apártate de su camino.
Sakın karışayım deme.
Deme buenas noticias, Srta. Crawly.
Bana biraz iyi haberler verin, Bayan Crawly.
No se le ocurra abrazarme.
Sakın sarılayım deme.
Deme espacio.
Biraz müsade edin.
No vuelvas a abrir tu boca para insultar a Aryan Khanna.
Bir daha Aryan'a hakaret edeyim deme!
No diga eso.
Öyle deme.
- Deme un segundo.
- Bir dakika.
# Oye, hoy es tu día para decir "De nada" #
# "Bir şey değil!" deme günündür senin de #
No te alejes de mí. ¡ Vee!
Sakın kaçayım deme Vee.
No, Kim, no digas eso.
Kim, öyle deme.
Mary-Anne, más vale que no atiendas a ese hombre.
Mary-Anne, o adama servis yapayım deme.
Deme su cinturón.
Kemerin lazım olacak.
Deme eso.
Ver şunu bana.
No digas eso, no tienes que estar solo.
- Öyle deme, yalnız olmak zorunda değilsin.
Deme dos tragos de Hennessy.
Neden bana Hennessy'den iki kat daha izin vermiyorsun?
- No digas.
Deme ya.
Deme 10 minutos y salimos.
Bana on dakika ver sonra çıkıyoruz.
¡ No me digas señorita!
Sakın bana küçük hanım deme!
¿ Has acostado ya a Luce?
Luce'a iyi geceler deme fırsatın kaçırdın mı?
No me llames así.
- Bana öyle deme.
No llames a Reggie idiota, eso es grosero.
Reggie'e serseri deme çok ayıp.
No, deme 5 rupias. Entonces las llevaré todas.
Hayır, bana beş rupi verirsen hepsini taşırım.
No. No digas eso.
Hayır, deme öyle.
"Objetivo de la misión localizado en Eadu, deme instrucciones".
"Görev hedefi Eadu'da tespit edildi, lütfen emirlerinizi bildirin."
No muerdas, Bon-Bon.
Öyle deme Bon-Bon.
Y yo : "Bueno, deme su teléfono, señor".
Ben de derim ki, "Tamam, o zaman ev numarasını verin, bayım. Ben..." Alo?
No vayas a renunciar a tu otro trabajo. Bueno...
Sakın işini bırakayım deme.
Llegó la hora de despedirse.
Hoşçakal deme zamanı?
Deja de llamarme "mujer".
Bana "hanımefendi" deme.
No me vengas con "vaya".
Bana "inanmıyorum" deme.
Clávame un tenedor. No me claves un tenedor.
Gerçekten bitireyim deme sakın.
No lo abras, no es mío.
Sakın onu açayım deme, bana ait değil.
Cariño, ¿ cuántas veces lo dije? No digas "y esas cosas".
Canım sana kaç kez "falan" deme dedim.
No digas "y esas cosas".
Falan deme.
No te muevas, maldición.
Hareket edeyim deme.
Cariño, no digas "y esas cosas".
- Canım "falan" deme.
Me escribirán un correo y elegiremos el lugar, y también una fecha, así que le haré la entrevista.
Sakın benim yakınıma geleyim deme! Anladın mı beni?
Déme un whisky y una cerveza.
Bana bir viski ve bir bira ver.
¡ Es insultante!
- Öyle deme sakın!