Translate.vc / español → turco / Deputy
Deputy traducir turco
64 traducción paralela
Y Patterson, un ayudante del fiscal, desapareció.
Ve Patterson, Deputy City Avukatı kayboldu.
¿ Recuerdas a Patterson, el ayudante del fiscal que desapareció?
Patterson'u hatırlıyor musun, kaybolan Deputy Avukatı?
¿ Puede venir, Sr. Sustituto?
Gelebilir misiniz, Deputy?
Buenas noches, oficial.
İyi akşamlar, Deputy.
Ella quiere ver al ratón Mickey, tú quieres ser Deputy Dawg.
Miki Fare'yi görmek istiyor. Sen de Deputy Dawg olmak istersin.
- Got anything stronger than this, Deputy?
Bundan daha sert bir şey var mı?
- Que gentil visita, delegado Ridgewick.
- İyi iş, Deputy Ridgewick.
- Mi nombre es Depke, Joe, Joe Depke
Benim adım Joe Deputy. Deputy Joe Deputy.
El Sheriff y su tarado ayudante tambien se aparecieron.
Şerif ve Deputy salağı da geldiler.
¿ Los hombres usan pijamas con un personaje de dibujos animados - llamado Deputy Dawg?
Peki erkek dediğin hiç Şerif Köpek ismindeki çizgi film karakterinin resimleriyle bezeli pijama giyer mi?
- Agente Hanson, no es momento- - Sr. Sorenson, ¿ qué se le ofrece?
Deputy Hanson, zamanı değil...
¿ Por qué tiene la computadora de la oficina?
Niye bölümün laptop u sende? Onu araştırma için kullanırız. Deputy
- Agente - - Ya no soy un agente, ¿ recuerda?
Ben artık Deputy ( Şerif yardımcısı ) değilim, hatırladın mı?
Gracias, agente.
- Teşekkürler, Deputy.
Soy el Comisario Bennings... y puedo cambiar una ordenanza local si quiero.
İsmim Deputy Bennings. Ve eğer istersem kuralları esnetebilirim.
El comisario Bennings tiene mal carácter.
Deputy Benning huysuz bir adamdır.
Confíe en mi, no quiere una pelea con nosotros, Comisario.
İnan bana, bizimle savaşmak istemezsin, Deputy.
Tú sabes Hyde, Dawg es diputado.
Saati gösteren ne biliyor musun Hyde, Deputy Dawg * o.
Y el Fiscal Patterson desapareció también.
Ve Patterson, Deputy City Avukatı kayboldu
¿ Recuerda a Patterson, el Fiscal que desapareció?
Patterson'u hatırlıyor musun, kaybolan Deputy Avukatı?
Sólo charlando con el Asistente Dawg, ya sabes... hablando de mujeres.
Sadece "Deputy Dawg" ile biraz eğleniyorduk, bilirsin işte... kadınlardan konuşuyorduk.
Esto es embarazoso para usted.
Bu sizin için çok utanç verici, Bay Deputy.
Soy el ayudante del sheriff, Anderson.
Ben Deputy Anderson.
- Sí. Habla el oficial Garland Hendricks de la comisaría de la parroquia Tyree.
Ben Tyree kasabası polisinden Deputy Garland Hendricks.
Soy el oficial Hendricks.
Adım Deputy Hendricks.
Sí, un oficial dijo que fue algo al azar.
Evet, şu Deputy, rastlantı ile ilgili bir şeyler söyledi.
Deputy Sirk tuvo un accidente bastante feo ayer.
Memur Sirk dün çok kötü bir kaza geçirdi.
Perdone, Sr. Deputy.
Affedersiniz, memur bey?
Ryan, He hablado con Deputy Biggs.
Şerif yardımcısı Biggs'le konuştum.
Oficial.
Deputy.
- Oficial, encárguese de ella.
- Deputy, cesetle ilgilen.
Déjeme preguntarle algo, Oficial Imbécil.
Sana bir şey sorucam. Deputy Dipshit.
- Es algo sobre lo que actuar, Deputy -
- Bu harekete geçmeni gerektiren birşey, şerif yardımcısı.
Acabo de contárselo al jefe y dice que- - el juez y el comisionado adjunto, Deputy, juegan juntos al golf.
Patronun dediğine göre yargıç ve Komiser Yardımcısı Doherty golf arkadaşlarıymış.
El jefe adjunto A.G. dice que ella pronto estará aqui.
Şef Deputy A.G, yarın burada olacağını söylüyor.
Iba a llamar a tu nuevo amigo, Deputy Dog, y preguntarle si podría encontrarme con él allí y me ayudara a abrirla.
Yeni arkadaşını arayacaktım, Şerif'in yardımcı köpeğini. Açmama yardım için orada buluşmak istedim.
Sí, sí, el alguacil Michael Savion.
Evet. Deputy Michael Savion.
Sí, hola. Habla Michael Savion... el alguacil Michael Savion.
Ben, Michael Savion, Deputy Michael Savion.
Mire, sólo dígale que Michael Savion... que el alguacil Michael Savion llamó de nuevo.
Bakın, ona sadece Michael Savion, Deputy Michael Savion'un aradığını söyleyin. Olur mu?
I shot the sheriff but I didn't shoot no deputy oh, no, oh I shot the sheriff but I didn't shoot the deputy
â ™ ª vurdum şerifi â ™ ª â ™ ª ama yoo, dokunmadım yardımcısına â ™ ª â ™ ª oo, yoo, oo â ™ ª â ™ ª vurdum şerifi â ™ ª â ™ ª ama dokunmadım yardımcısına â ™ ª
For the killing of a deputy for the life of a deputy but I say
â ™ ª kıymaktan canına, şerif yardımcısının â ™ ª â ™ ª canı için yardımcının â ™ ª â ™ ª ama derim ki ben â ™ ª
Ella insulto mi DCPI ( Deputy Commissioner, Public Information ) y me llamó obstinado Obstinado
Benim basın sekreterime hakaret etti ve bana da katı yürekli dedi.
Adjunto Duchamp, ponga este equipo en orden o estaré forzado a hacerlo por usted.
Deputy Duchamp, bu takımı istenen hale getir.. .. yoksa ben yaptırırım.
Sr. Deputy Fiscal General
Sayın Adalet Bakanı Yardımcısı.
- ¡ Alto!
- Deputy : Freeze!
Subdirector Bullock?
Deputy Director Bullock?
Así que la primera pregunta la ayudante del fiscal va a hacerme es, ¿ cuál es la conexión de Heather con el ayudante Diaz?
Yani savcının bana ilk sorusu olacak, how is Heather connected to Deputy Diaz?
Sargento, si debo caminar por ahí con la foto de Deputy Dawg... por el resto del año, nunca pararán de molestarme.
Sana yalvarıyorum. Çavuş, hayatının geri kalanında bir İlyas Salman fotoğrafı ile dolaşmaya mecbur kalırsam, hayatımın sonu olur.
Me parece que Deputy Dawg es muy atractivo. - Mamá, por favor.
- Anne, lütfen.
Bien. ¿ Qué puedo hacer por ti, agent - sheriff?
İ yi, senin için ne yapabilirim, deputy?
Soy el alguacil Savion.
Deputy Savion.