Translate.vc / español → turco / Digamé
Digamé traducir turco
381 traducción paralela
Digame, ¿ qué hizo? .
Söyler misin, ne yaptın?
¿ Digame, esos son acreedores?
Söylesene, hepsi alacaklılar mı?
Digame, ¿ a qué se dedica?
Söylesene mesleğin ne?
digame a mí esa noticia importante yo no puedo darle la direccion de la Señora
Adresini veremem.
Usted no puede tocarlo, así que digame que hacer y lo haré yo.
Siz bir Müslümana dokunamazsınız.
Digame que le susurró a Janet en el almuerzo para que deje de llorar por Frank y por todo lo pasado. ¿ Qué le dijo?
Fleury söylesene brifingde Janet, Fran için ağlarken onu teselli etmek için tüm bunlar daha olmamışken, daha havaalanına bile gitmemişken ona ne demiştin?
- Digame.
- Buyrun, Hanımefendi.
- Digame su nombre.
- İsminizi öğrenebilir miyim?
Digame, sabe Ud por que esta aqui en el Instituto.?
Söyleyin bakalım, neden bu enstitüdesiniz, biliyor musunuz?
Digame francamente. Si Ud hubiese regresado a la comunidad hoy podia Ud funcionar en un estado productivo, feliz, y saludable.
Bugün halkın arasına karışsanız, mutlu, sağlıklı normal ve üretken biçimde davranabilir miydiniz?
Y usted, ¿ Ha visto como se agarra a la carretera? . ¿ Digame la verdad?
Yol tutuşunu gördünüz mü?
Doctor, digame, ¿ qué le pasa?
Görünür bir rahatsızlığı yok ama tam sıhhatli bir insanda sayılmaz. Hem kansız kalmış hem de çok yorulmuş.
- Digame su nombre.
- Adı ne?
Digame.
Siz.
Si usted es mi amigo, digame.
Arkadaºimsin, söyleyebilirsin.
Recepción, digame.
Lobi.
Digame, Condesa, ¿ También le gustó tanto Hungría?
Kontes, siz de Gödöllo'yu sevdiniz mi?
Digame, Sr. Adams, cual es el limite de velocidad... en Nueva York, de donde Ud viene?
Söyle bana, Bay Adams, geldiğiniz yer olan New York'ta hız sınırı ne?
Entonces, digame cuanto cree que es el limite de velocidad aqui.
Öyleyse bana burada hız limitinin ne olduğunu siz söyleyin.
Digame.
Dinliyorum.
Digame
söyle bana.
Entonces, digame. Como pudo reconocerlo?
söyleyin bana, bunun için size nasıl inanabilirim?
Solo digame que esta pasando... anoche estuvo de acuerdo en seguir el Tratamiento del Hellgramite..
Bana neler oluyor anlat. Şey, eğer hatırlarsan dün gece Hellgramite tedavisine başlamayı kabul etmiştin.
Solo digame que hora es en la tierra
Dünyada şu an saat kaç?
- Digame como va su negocio de contratista?
Söyle bakalım, kilise işin nasıl gidiyor?
Digame, de donde sacan los materiales?
Söylesene, bu malzemeleri nereden buldunuz?
Ahora, digame.
Anlat bana.
Digame. Me gustaría entenderlo.
Anlat bana, öğrenmek istiyorum.
Digame Zdenka, ¿ es esto su trasero?
Ulu Zdenka, arkadaki sen misin?
Digame.
Evet.
Digame, ¿ se duchan o se afeitan primero?
İlk önce duş mu alırlar, tıraş mı olurlar?
Entonces, Ud. digame a mí, que sería posible.
Öyleyse sen söyle, mümkün olan ne?
- Digame.
- Söyle.
Digame. ¿ Es allí donde aprendió a no respetar a los mayores?
Söyle bakalım. Büyüklerine kusur bulmayı orada mı öğrendin?
Digame que no es cierto y ya no me preocuparé
Doğru olmadığını söyle bana, üzülmeyeyim.
Digame, Avram,
Söyle bana, Avram,
- Digame otra cosa.
- Başka bir şeyler söylesene.
¿ Digame que otro grupo necesita tanto el dinero como para raptar a mi hija?
Harlem'de onlardan başka hangi çetenin bu kadar paraya ihtiyacı var ki?
Por favor, digame que ese fué uno de los nuestros.
lütfen bana onun bizden biri oldunu söle.
Si piensa que Siddhartha le ha hecho daño, digame adios y me marchare.
Eğer benim sana zarar verebileceğimi düşünüyorsan,'hoşçakal'de ve ben giderim.
Su Santidad, Digame que debo hacer, Y lo ejecutare fielmente.
Papa Hazretleri, bana ne yapılacağını söyleyin ve emirlerinizi içtenlikle yerine getireyim.
Bueno, digame donde esta Big Glory.
- Akrabası.
Digame, ¿ qué ataques hubo esta noche?
Sen misin Gardanne? Bu geceki saldırılar için kayıtlarda ne yazıyor?
Ahora, digame la verdad, ¿ Quien viene aqui esta noche?
Artık bana doğruyu söyle, bu gece gelenler kimler?
Ahora, digame la verdad.
Şimdi, bana gerçekleri anlat.
"digame, o no puede?" "¿ De que especie es?"
Onun ne tür biri olduğunu söyleyebilir misin?
- Digame, yo resolveré su problema
Sonuçta ben Sanjay, sihirbaz adam.
- Tan solo digame.
- Söyle bana.
¿ Digame, Cuanto pesa el elefante?
Fil kaç kilo çekiyor.
No, digame. ¿ Qué debería hacer?
Hayır, söyle bana. Ne yaptım?
¡ Digame qué es!
Bu ne?