Translate.vc / español → turco / Dude
Dude traducir turco
1,645 traducción paralela
Tengo una bola, dude.
Top var oğlum, bak koyacağım bir tane ha!
Tenemos una baja, "Dude".
Bir yaralımız var Ahbap!
Dios, le dispararon, dude.
Tanrım, onu vurmuşlar oğlum!
No, "Dude".
Hayır, Ahbap.
Llama a un médico, "Dude".
Doktor çağır Ahbap.
Si, dude.
Evet, dostum.
"Dude", en verdad, y, uh...
Ahbap desenizde olur aslında...
Dude, usted no tiene, usted sabe, otra cosa en la cual nos lo podamos llevar?
Dostum, şey... Yani içine koyabileceğimiz, Bilirsiniz, başka birşey bulamaz mısınız?
Oh, mierda, "Dude", disculpame.
Siktir ya, Ahbap, çok üzgünüm, afedersin ya!
"Dude", disculpeme. Todo está para el carajo, dude.
Eline aldığın herşeyin içine sıçmak zorunda mısın lan sen?
"Dude", Disculpame.
Ahbap, afedersin, özür dilerim...
Vamos, "Dude". Hey, al carajo, dude.
Hadi Ahbap, hey siktir et dostum!
Si, gracias, dude.
Evet, sağol dostum.
Hey, dude!
Hey, dostum!
Como va, "Dude"?
Nasıl gidiyor Ahbap?
Bien, cuidese, dude. Tengo que volver.
Neyse, kendine dikkat et, benim gitmem gerek.
Claro. nos vemos, "Dude".
Elbette, fazla takma Ahbap...
Si, bien, "Dude" sobrevive.
Evet, bilirsin, Ahbap aldırmaz...
"Dude sobrevive"
Ahbap aldırmaz...
Es bueno saber que allá afuera, El "Dude".
Onun varolduğunu bilmek güzel...
Parece que las cosas dieron cierto vuelco para "Dude" y para Walter.
İşler, Ahbap ve Walter için, oldukça iyi sonuçlanmışa benziyor...
No lo dude.
- Emin ol burada olacağız.
- Dude, Yo lo hice la ultima vez.
- Ahbap, geçen sefer ben yaptım.
Aloha, dude.
Aloha. Böcektopya'ya hoş...
Cualquier cosa no dude en llamarme-
- Sakinleş artık. ... beni aramaktan çekinmeyin.
Dude que hay fuego en los astros. - Dude que se mueve el sol.
Yıldızların parlaklığında kuşku vardır, güneşin hareketinde de.
No lo dude.
- Elbette.
Si necesita ayuda, no dude en pedírmelo.
- Gerçekten mi? Yardıma ihtiyacın varsa çekinme.
Un niño estaba en el jeep, así que... Y dude al presionar el gatillo.
Araçta bir çocuk vardı, o yüzden tetiği çekmekte tereddüt ettim.
No dude en llamarnos si ve a dos hombres que correspondan con la descripción.
Eğer ki tarife uyan iki kişi görürseniz, bizi aramaktan çekinmeyin.
Ese sí que es buen porro.
That ´ s some bad shit, dude.
No lo dude.
Sakın şüphe etmeyin.
Si necesita una recomendación, no lo dude.
Referansa ihtiyacın olursa hiç çekinme.
- No lo dude.
- Kesinlikle.
Entiendo cómo se siente, pero si cambia de parecer, no dude en llamarme por favor.
Teşekkürler. Neler hissettiğinizi anlıyorum, fikriniz değişirse beni arayın lütfen.
No dude que lo haré.
Tamam. Haber veririm, teşekkürler.
Se le dabe haber caido, y cuando la vi... dude.
ve onu düşürdü, ben de gördüm... bu yüzden durakladım.
Si necesita cualquier cosa, no dude en llamarme.
Bir şeye ihtiyacınız olursa, aramakta tereddüt etmeyin.
- Si hay algo que pueda hacer, por favor no lo dude.
- Yapabileceğim bir şey varsa, lütfen söyleyin.
Yo no dude de Frank Corvin ni un instante.
Frank Corvin'den bir an bile kuşku duymamıştım.
No dude en pasar.
İstediğiniz zaman arayın.
Nunca dudé de tí.
Senden hiç şüphelenmedim.
Durante los últimos cinco años dudé de ti, y lo único que me persuadió fue tu fe en los fenómenos extraterrestres.
Beş yıl içinde senden şüphe ettim. Sadece senin dünya dışı yaşama karşı duyduğun güçlü inancınla.. ikna oldum ve şimdi senden şüphe ediyorum.
Digo, cuando Ofelia nos invitó a quedarnos, dudé.
Ophelia bize kalmaya geldiğinde tereddüde düşmüştüm.
Así que no lo dudé y le di. Eso tiene su mérito.
Bende gidip biraz davranayım dedim.
¿ Por qué dudé? Te admiro.
Senden neden şüphe ettim ki?
Jamás dudé que hubiese tomado la decisión correcta hasta que te conocí.
Seninle tanışana kadar doğru kararı verdiğimden hiç şüphe etmemiştim.
- Jamás dudé que regresaríais.
Benim döneceğine şüphem yoktu.
Nunca lo dudé.
Hiç şüphem yoktu zaten.
- Regresamos. - Nunca lo dudé.
- Eve dönüyoruz, şef!
Hubo tantas veces en las que dudé.
Öyle çok kez kendime sordum ki.