Translate.vc / español → turco / Duras
Duras traducir turco
2,060 traducción paralela
Yo también he tomado decisiones duras para conseguir algo.
Geçmişte, doğru sonuca ulaşabilmek için. birkaç acımasız seçim yapmam gerekti.
Las palmeras producen semillas gigantes pero tienen cubiertas muy duras que las protegen del ataque de animales hambrientos.
Palmiyeler devasa çekirdekler üretirler. Ancak bunları aç hayvanların saldırılarından korumak için çok sert kabukları vardır.
Las cosas serán mucho más duras cuando volvamos a Dollhouse.
Dollhouse'a döndüğümüzde her şey daha zor olacak.
Sobre las lineas duras, ¿ Existe algún tipo de laguna?
Diğerleri daha muhafazakardır. Muhafazakarlar için bir çözüm yolu yok mu?
- He estado pasando por cosas bastante duras últimamente, pero eché un vistazo a mi futuro, y ahora todo ha cambiado para mi.
Son zamanlarda gerçekten çok zorlanıyordum. Geleceğimden bir kare gördüm ve benim için artık her şey değişti.
En condiciones realmente duras, se deshace de sus hojas para minimizar la pérdida de agua.
Çok sert koşullarda, yapraklarını dökerek su kaybını en aza indirir.
Pero para algunas, las condiciones son aún más duras.
Ama kimileri için koşullar daha da serttir.
Pero hay un pino que es capaz de sobrevivir en condiciones aún más duras.
Ama bir tür çam ağacı, daha da çetin koşullarda yaşayabilir.
¿ Duras?
Zor mu geldi?
No son duras.
Zor olduğu falan yok.
¡ Las navidades son duras!
Noel hazırlıkları zordur.
- No son duras.
- Zor falan değil.
¿ Por que las navidades son duras?
Noel hazırlıkları çok mu yordu?
No son duras, y hubiéramos estado allí antes, pero los chicos tenían que abrir un regalo.
Yorgun falan değilim. Daha çabuk gelebilirdik ama çocuklar hediyelerini açtı.
Un hombre afro-americano asalta a la mujer de Baxter, y él comienza a aplicar sentencias más duras a los negros, pero mira analicé sus sentencias usando factores no raciales.
- Neden olduğunu biliyoruz. Afrika kökenli bir Amerikalı Baxter'ı karısına saldırdı, o da zencilere daha sert cezalar dağıtmaya başladı. Ama bir bak verdiği hükümleri 2 ırkçı olmayan faktörle analiz ettim.
La policía toma medidas duras contra los clubes. 20 clubes suspendidos.
Polis klüplere baskın düzenliyor. 20 kulübün işleri donduruldu.
Cuando las cosas se ponen duras, los inteligentes escapan.
İşler zora girdiğinde, zeki adamlar uçar gider.
Las cosas están duras en todos lados, muñeca.
Bu dünyanın adaleti yoktur, tatlım.
Bueno, las cosas han sido bastante duras últimamente, así que...
Son zamanlarda her şey zor geliyor, yani...
Las cosas se han puesto muy duras desde que murió mi papá.
Babam öldüğünden beri hayat çok zorlaştı.
Chicos, sé que tuvimos dos duras derrotas, pero creo que no están golpeando bien las pelotas.
Çocuklar son bir iki maçı kaybettiğimizi biliyorum. Ama bence, toplara yeterince sert vurmuyorsunuz.
Cuando tenía tu edad tuve experiencias muy duras, como tú, y aprendí a ser fuerte.
Senin yaşındayken senin gibi zorluklara katlandım. Ve güçlü olmayı öğrendim.
Yo ya había llegado a desarrollar una antipatía tan aguda por ese muchacho de cutis amarillento que miraba como el que se las sabe todas sobre el arte de la auto-estimulación, que a duras penas pude contener una mirada ponzoñosa
Hasta suratlı bu adamdan hiç hoşlanmamıştım. Hayvanları heyecanlandırmayla ilgili bilmediği bir şey yok gibiydi.
Y algunos tan viejos y reumáticos que a duras penas podían renguear.
Bazıları da çok yaşlı ve hastaydı.
Hemos aprendido lecciones muy duras y ahora cargamos con un gran peso.
Bir sürü acı şey öğrendik ve bir sürü şey yüklendik.
- ¡ Cállate la boca! Escucha, a duras penas puedo oírte
Dinle, bu lanet çukurda seni çok zor duyuyorum.
Te vamos a dejar muchos moretes No te sorprendas si no duras un año.
Biz birçok kötülüğü sildik şaşırmayın olmasa da zor bir yıl.
A pesar de que las cosas son duras.. asegúrate de comer.
Kötü şeyler olsa bile yemeğini iyi yemelisin.
Las imágenes son duras, muy duras, y los equipos de rescate siguen...
Görüntüler son derece rahatsız edici. Kurtarma ekipleri ceset arayışına devam ediyor.
Pero, erm... ¿ tuviste algo que ver con las drogas duras y las armas?
Ama uyuşturucu ve silah ticareti yaptın mı?
Las fragatas de Taiwán, lo de Papón. Mazarine, Marguerite Duras.
Tayvan firkateynleri, Papon skandalı Mazarine, Marguerite Duras.
Milos, quiero a tus dos cabezas, despejadas y duras.
Milos, her iki başın da sert ve sorunsuz olsun.
- Si no vendes, no duras.
- Bitiremezsen, kalamazsın.
Dios nos ha sometido a duras pruebas.
Çünkü oraya aitsin.
Las mujeres suecas son tan duras o que?
- İsveç kadınlar sana ne yapıyor böyle.
Las dos cosas son muy duras.
İkisi de çok zor.
Las condiciones son duras este año, pero gracias por jugar.
Bu sene şartlar çetin fakat oynadığınız için sağolun.
No siento que las cosas sean duras.
Ben hayatımdan memnunum.
A duras penas conseguimos salir de allí salvando nuestras cabezas.
Şaka yapmıyorum. Canımızı zor kurtarmıştık.
Esas tonterías son duras para el hombre.
Bütün bu saçmalıklar erkekleri mahvediyor.
Las damas más duras.
En ağır kadın.
Conozco a las chicas duras, como tú.
Doğru mu? Hayatımda başka "çetin cevizler" de gördüm ben.
Las relaciones son duras, ¿ cierto?
İlişki dediğin zor iş, değil mi?
La base de datos dice que la nave hizo a duras penas los últimos tres o cuatro saltos intergalácticos.
Veritabanında geminin son üç dört galaksiler arası sıçramasını zar zor atlattığı yazıyor.
Tenéis pinta de haber visto cosas duras.
Berbat görünüyorsun.Başınız dertte galiba
Cuando las cosas se ponen duras, se acobarda.
İşler ciddileşti mi tırsıyor.
Quizá puedas ayudarme a conseguir a duras penas otra línea de crédito.
Belki, yeni kredi sınırı için yardım edebilirsin.
Mis rodillas son rápidas y duras
Dirseklerim çıkık, hızlı ve serttir.
Sí, han sido un par de semanas muy duras.
Evet, yoğun birkaç hafta geçirdim.
¿ Son duras las escaleras, no?
Merdivenleri çıkmak ölüm gibi, değil mi?
Las cosas están un poco duras.
Biraz para gerekiyor da.