Translate.vc / español → turco / Elden
Elden traducir turco
3,336 traducción paralela
al final hemos ganado tres y perdido uno.
Sonunda üçünü alıp birini elden kaçırdık.
Tenemos muchas ganas de subastar estos objetos.
Bunları gerçekten de elden çıkartmak istiyoruz.
así que ten cuidado.
Takibe karşı tetikte oldukları için tedbiri elden bırakma.
¿ Quizá traficar con ordenadores robados?
Çalıntı bilgisayarı elden çıkararak olabilir mi?
Debido a que, a fin de allanar las cosas, Tengo que dejar de lado el problema que comenzó todo este maldito lío en primer lugar : La planta rodadora.
Ortalığı biraz yatıştırmak için tüm bu sorunların kaynağı olan Tumbleweed'i elden çıkarmamız gerekiyor.
De acuerdo, bueno, digamos que... Gary está aquí acechando, pero está jugando seguro porque... el tipo está casado.
Tamam diyelim ki Gary denen adam gezintiye çıktı ama güvenliği elden bırakmıyor çünkü adam evli.
O sea, todo podría desaparecer en un abrir y cerrar de ojos.
Tüm bunlar göz açıp kapatıncaya kadar elden gidebilir.
Clifford suena como uno de los buenos.
Clifford'ı elden kaçırmamalı bence.
Quería que lo vieses de primera mano.
İlk elden görmeni istedim.
No podía soportar la idea de que su marido y su pequeño hijo le vieran pasar por meses de agonía debilitante.
Annen, kocasının ve genç oğlunun, onun aylarca acı içinde kıvranarak elden ayaktan düşmesini izlemelerinin düşüncesine dayanamadı.
Sí, yo creo que si Jessica Pearson quería vender, su compañero podría estar lo suficientemente enojado para asesinarla.
Evet, eğer Jessica Pearson elden çıkarmayı istediyse.. ... ortağını cinayete götürecek kadar kızdırmış olabilir.
El Sr. Mansoor vendió el portátil antes de morir a manos de los estonios.
Bay Mansur, Estonyalıların elinde can vermeden önce bilgisayarı elden çıkartmış.
Ha permanecido en su famila durante generaciones.
Nesiller boyu bu ailede elden ele geçmiş.
Pero, ¿ qué vas a hacer?
Ama elden gelir ki?
Él no llevaba los pedidos.
Analizleri elden geçirmezdi.
Bueno, yo prefiero pensar en ello como una estimación de cada día... de cada momento con la mujer que amo ya que todo podría desaparecer en un parpadeo.
Her gününü sevgiyle andığımız.. ... her anını sevdiğim kadınla geçirdiğimi düşünmeyi yeğlerim. Çünkü tüm bunlar göz açıp kapatıncaya kadar elden gidebilir.
Hay ciertos caminos arraigados tan profundamente en las entrañas del mundo, Merlín, que nada se puede hacer para cambiarlos.
Dünyada bazı şeyler vardır ki Merlin onları değiştirmek için elden hiçbir şey gelmez.
Sí, hizo certificar los datos.
Evet, verileri elden geçirmiş.
Su socio está vendiendo esa tecnología 20 veces más rápido que cualquier otra cosa que exista... a los chinos.
Ortağın Çinlilere mikro teknolojileri,... yağmurdan kaçırırcasına tez elden satıyor.
No hay nada que pueda hacer.
Elden bir şey gelmez.
concéntrate en tus hilos.
Machi, iplikleri elden bırakma.
un Cazador Marino de Una Estrella.
Bedavaya bilgi vermiyorlar demek. Neyse elden bir şey gelmez.
Nunca baja la guardia.
Tedbiri asla elden bırakmıyor.
Y también es un gran privilegio tener aquí esta noche a un hombre que ha visto en persona los horrores que Franco y los fascistas infieren a su pueblo, también es mi gran amigo, el profesor Paco Zarra.
Ve Franco ile faşistlerin bu insanlara saldığı dehşeti birinci elden gören kişinin bu gece bizimle olması bizim için bir ayrıcalık. Kendisi ayrıca yakın dostum olan Profesör Paco Zarra'dır.
Me gusta obtener mis historias de primera mano.
Öykülerimi birinci elden almayı severim.
Así que usted es deshacerse gettin'de un montón de cosas. Ustedes movimiento o algo?
Bir sürü eşyayı elden çıkartıyorsunuz.
Nos han dado aviones en mal estado. Nos ordenaron atacar objetivos que ya habían sido evitados.
Bize verilen elden düşme uçaklarla pas geçilmiş hedeflere saldırdık.
¿ Qué se puede hacer?
Elden ne gelir ki?
Amigos y ciudadanos de Colby los he citado hoy aquí para que puedan ver de primera mano y bajo Dios, lo que creo que es el proyecto más importante.
Colby halkı ve dostlarım bugün sizi buraya çağırmamın nedeni, Tanrı'nın izin verdiği en önemli girişimi ilk elden görebilmenizdir.
Que me los entregaras.
Elden verecektin.
Hablo como testigo de primera mano.
İlk elden tanık olarak söylüyorum.
¿ Qué puedes hacer?
Elden ne gelir?
Fui la primera persona que la conocía.
Onu ilk elden tanıyordum.
Sólo hazme un favor, reemplaza el sistema en tu casino.
Ama bir iyilik yap, gazinonun sistemini yeniden elden geçir.
Deberíamos revisarlas, ¿ no?
Şöyle bir elden geçirmek lazım.
Su defensa de las ideas del hinduismo vedanta en sus cuentos de la familia Glass. El llamado concepto karma yoga que viene de el Bhagavad Gita, que usted debe hacer su trabajo tan perfectamente como le sea posible, sin pensar en la recompensa, y sólo de esa manera se puede ser una persona realmente feliz.
Glass öykülerinde Vedaların fikirlerini Bhagavad Gita'dan gelen Karma yoga denilen mükafat beklemeden işini elden geldiğince iyi halde yapman gerektiği ve ancak böyle hakikati kavrayacağına vurgu vardı.
Armstrong mantiene el control.
Kontrolü asla elden bırakmıyor.
Pásala.
Bunu elden ele geçirin.
Ahora... Cuanto antes te deshagas de la casa, mejor.
Artık o evi ne kadar çabuk elden çıkartırsan o kadar iyi.
Entonces ¿ por qué tienes esto por ahí tirado?
Öyleyse, bunu elden ele dolaştırayım.
Bueno, dos horas por lo menos antes de deshacernos de estos patos.
Şu ördekleri en az iki saate elden çıkarırız.
- LISTO Tuve la horrible tarea de ver toda la película y tomar los fotogramas para el sitio web.
Benim zorlu görevim, bütün filmi elden geçirip web sitesine konacak fotoğraflar seçmekti.
Aquí tenemos evidencia de la atrocidad de la guerra.
Burada, savaşın barbarlığı hakkında ilk elden kanıtımız var.
¿ Y sólo la entrego a él?
- Öylece elden mi vereceğim?
- ¿ Los reparto?
- Elden ele verelim.
Preferiría quedárselo, pero, ¿ qué puede hacer?
Her şeyi elinde tutmayı tercih ederdi, ama elden ne gelir?
No creo que se deshaga de todo.
Tamamını elden çıkarmayacaktır.
Por favor, debemos ser discretos.
Lütfen... tedbiri elden bırakmamalı.
¿ Entramos a la carpeta porno?
Şu porno klasörünü de bir elden geçirelim mi?
Algo así como el cierre al final de la línea.
Yolun sonunda beğeni elden çıkıyor sayılır.
No más de segunda mano.
Elden düşmelerle olmaz.