Translate.vc / español → turco / Entender
Entender traducir turco
18,507 traducción paralela
¿ Puedo entender que tenía una noche interesante.
İlginç bir gece geçirdiğinizi varsayıyorum.
- Sigo sin entender qué...
- Beni buraya çağırdı.
Déjeme entender esto bien.
Bakalım doğru anlamış mıyım.
Dejame entender esto.
Şunu açıklığa kavuşturalım.
El podía entender cosas no dichas.
Hiç dile getirilmemiş konuları bile hemen anlardı.
Y deberías ir a un hospital pero no quieres ir y yo sólo quiero ir a casa ¿ Eso es tan difícil de entender?
Ve eğer bir hastaneye gitmeli ama gitmek istemiyorum ve ben sadece eve gitmek istiyorum anlamak bu kadar zor?
Bien. Creo entender ahora.
Tamam, sanırım anladım şimdi.
Puedo entender eso.
Bunu halledebilirim.
A pesar de su martilleo y aserrado no podíamos entender lo que hacía.
O kadar çivi çakmalar ve toplamalara rağmen hâlâ ne yaptığını anlayamamıştık.
Aigoo, que bueno sería si todos pudieran entender las cosas como tú.
Herkes işleri senin gibi kolaylıkla kavrayabilse ne güzel olurdu.
Tienes que entender, los Hermanos Silenciosos no son como nosotros.
Sessiz Kardeşler'in bizim gibi olmadığını anlamalısın.
Me tomó un largo tiempo para entender que todos somos lo mismo.
Hepimizin aynı olduğunu anlamak çok zamanımı aldı.
Lo puedo entender si mi amigo fuera un ella
Ama neden bu kadar çabuk peşimden geldin?
Bueno, no creo que tú puedas entender la relación entre un padre y su hijo, Lou.
Lou, senin bir baba ile oğlu arasındaki ilişkiyi anlayabileceğini sanmıyorum.
Jamás podrías entender mi ira.
Kızgınlığımı asla anlayamazsın.
Bueno, es un mensaje fácil de entender.
Dediğimi yanlış anladı sanırım.
Dijo que teníamos que entender desde el principio.
Peşin peşin durumu anlamamız gerektiğini söylediler.
no le confías tu carrera a las manos de un jurado de 12 personas locas al azar que podrían decidir un caso basadas en un guiño y una sonrisa y no por la ley, la cual no pueden entender en primer lugar, maldición.
Kafalarının basmadığı yasalara göre değil de adamın kaşına gözüne göre karar verebilecek gelişigüzel seçilmiş 12 manyak jüriye kariyerini emanet edemezsin.
Yo también necesito entender algo.
Benim de anlamak istediğim bir şey var.
¿ Qué quieres entender?
Neyi anlamak istiyorsun?
Y vas a recordar este momento y vas a entender de una manera que posiblemente no podría ahora.
Ve bu anı hatırlayacaksın. Ve şimdi anlayamadığını, bir şekilde o zaman anlayacaksın.
Estoy empezando a entender la verdad sobre algunas cosas.
Bazı şeyler hakkında gerçekleri görmeye başlıyorum.
Pero déjame entender bien algo.
Ama bir şeyi anlamama izin ver.
Necesitan entender su herencia y estar orgullosos de ella.
Köklerini anlayıp, kökleriyle gurur duymalılar.
- Sólo quiero darle las gracias. Esas cosas que dijo... Me ayudó a entender lo que está realmente importante para mí.
Söylediğin şeyler benim için gerçekten neyin önemli olduğunu anlamamı sağladı.
Algo que no puedes entender.
Senin anlayamayacağın bir şeyle ilgili.
A entender la biología Inhumana.
Nainsan biyolojisinden anlıyor.
No es turismo satánico, se trata de entender las naturalezas oscuras.
- Satanik turizm değil, Bu karanlık doğaları anlama ile ilgilidir.
Ahora empiezo a entender los poderes oscuros.
Şimdi karanlık güçleri anlamaya başlıyorum.
Con las habilidades de Raven, ella será capaz de entender lo que aprendió aquí.
Raven'ın yetenekleri burada öğrendiklerini anlamaya yetecek.
Antes de votar, me gustaría agradecer al Dr. Lundwall por ayudarnos a entender mejor a los Inhumanos.
Oylamaya geçmeden önce Dr. Lundwall'a Inhuman'ları daha iyi anlamamıza yardımcı olduğu için teşekkür ediyorum.
Disculpen, ¿ di a entender que era optativo?
Pardon, size bu seçebileceğiniz bir şey olarak mı gözüktü?
¿ Cree que puede entender lo que pasa por su cabeza en un sitio como este?
Böyle bir yerde kafasında neler dönebilir, hiçbir fikrin var mı?
Puedo hacerme entender.
Kendimi idare edebilecek kadar.
Nunca daría a entender que...
Bunu ima etmek istememiştim...
Ahora, tienen que entender, no sabía que Aston Reynolds... reubicaba los cohetes...
Şimdi, anlaman lazım, Aston Reynolds'un roketlerin yerlerini değiştirdiğini bilmiyordum...
Pues bien, para entender cómo es esto posible, volvamos una vez más a nuestro cazador... de tormentas, Ron McDonald. ¿ Ron?
Bunun nasıl olduğunu anlamak için, fırtına avcımız Ron McDonald'a dönelim. Ron?
Intento entender... cómo es que hemos estado buscando durante meses por todo el planeta... y no te molestaste en mencionar... otro Inhumano de Afterlife.
Diğer dünyadaki başka bir Nainsan'ı aylardır aradığımız hâlde neden bundan bahsetme gereği duymadığını anlamaya çalışıyorum.
Trágalo y podrás hablar y entender cualquier idioma en el que te hablen.
Onları yutarak her dili konuşabilir ve sana konuşulan her dili anlayabilirsin.
Parece haber sido bastante apreciado, por lo que pude entender.
Çözebildiğim kadarıyla oldukça tanınmış biri olduğu gözüküyor.
Papá no va a entender.
Babam anlamayacak.
Si hubiera podido entender tal vez podría haberme amado.
Bunu anlayabilseydi eğer belki o zaman beni sevebilirdi.
Quería hacerte entender que estos sucesos no son independientes.
Bu şeylerin izolasyon durumunda gerçekleşmediğini anlamanı istiyorum.
La mejor forma de lograrlo es entender bien lo que sucede ahí fuera,
Bunu yapmanın en iyi yolu ise orada gerçekten neler olup bittiğini anlamaktır.
Maleducada y difícil de entender.
Kaba ve anlaşılması zor.
Déjame entender.
Dur şunu anlayayım.
No logro entender si es de vagabundos o de ratas, pero es orina.
Aylaklar mı yoksa fareler mi, tam anlayamadım ama sidik işte.
Se trata de campesinos, poetas y teólogos de mente cerrada que intentan entender algo inexplicable para ellos.
Bunlar, kendilerine tamamen muammalı gelen bir şeyi mantık çerçevesine oturtmaya çalışan dar görüşlü köylülerin, şairlerin ve ilahiyatçıların kelamları.
¿ Por qué no intentáis ayudarme a entender qué demonios ha pasado aquí?
Burada olanları anlamama yardım etmeye ne dersiniz? Olur mu?
Podrás entender nuestras preocupaciones.
- Derdimizi anlıyorsundur.
¿ Entender qué?
Neyi anlayacakmışım?