English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Escûchame

Escûchame traducir turco

20,285 traducción paralela
Escúchame. Compartiremos a Cece.
- Beni dinle Cece'yi paylaşırız tamam mı?
Escúchame, olvida todo lo que viste hoy, ¿ me oyes?
Beni dinle bugün duyduğun her şeyi unut.
- Emile, escúchame.
- Emile, beni dinle. - Hayır, hayır.
Encontraste el arma en su altar. ¡ Escúchame!
-... ikisinin de çok sağlam...
Ahora, escúchame, Dr. Amor.
Şimdi, sen beni dinle, Dr. Phil.
Escúchame, Sharon, es toda una teoría genial... que ustedes han inventado que no se ajusta a mí.
Beni dinle, Sharon, tüm bu uydurduklarınız müthiş bir teoriyse de, ben bunun içinde yokum.
Oye, escúchame.
Beni dinle.
Marcia, escúchame.
Marcia, beni dinle.
Escúchame, Dennis.
Beni dinle Dennis.
Rafe, escúchame.
Rafe, beni dinle.
Escúchame.
Beni dinle.
Bueno, escúchame.
Pekâlâ, sadece dinle, tamam mı?
¡ Escúchame!
Beni dinle!
Lo sé, sí, solo escúchame, ¿ de acuerdo?
- Biliyorum. Dinle bi'.
Solo escúchame, ¿ de acuerdo?
Yani beni dinle, tamam mı?
Por una vez en la vida, escúchame.
Hayatında bir kez beni dinle.
- [Jaime] Judy, escuchame.
Judy dinle!
¡ Escuchame!
Dinle beni! Dinle!
- Escuchame, Jaime...
- Dinle beni, Jaime...
- No, escuchame vos y ya pará el cuentico.
- Hayır, sen beni dinle. Yetti artık.
Jaime, escuchame.
Jaime, dinle beni.
¡ Escuchame vos!
Dinle Berna!
- [solloza] - Escuchame, Judy.
Dinle Judy...
[susurra] No, escúchame.
Hayır. Dinle beni.
Solo escúchame, ¿ de acuerdo?
Beni biraz dinle lütfen.
- Sophie, escúchame.
- Sophie, beni dinle.
Muy bien, Barry, escúchame.
Pekala, Barry, beni dinle.
Escúchame. Puse mi esperanza en cosas falsas.
Yanlış şeylere umut bağlamışım.
¡ Frederick, escúchame!
Frederick dinle beni!
Escúchame.
Dinle!
Escúchame, Frederick.
Dinle beni Frederick.
Por favor, escúchame.
Beni bir dinle Iütfen.
¡ Janek, escúchame!
Janek, dinle!
Escúchame, ¿ bien?
Dinle beni, tamam mı?
James, tienes que escucharme. James, escúchame.
James, dinlemelisin bana, James, dinle.
Escúchame.
Dinleyin.
Ahora escúchame, Isabella, hay una enfermedad que está llegando a esta casa, mi amor.
Şimdi beni dinle Isabella. Bu eve gelecek olan bir musibet var canım.
- ¡ Escúchame!
- Dinle beni!
Si quieres una salida, escúchame.
Eğer kurtulmak istiyorsan beni dinlersin.
Kate, escúchame, mantén el contacto visual, pero no te acerques.
Kate, beni dinle.
Escúchame... acabo de pasar un año y medio de mi vida en la cárcel.
Beni dinle. Hayatımın bir buçuk yılını hapiste geçirdim.
¡ Escúchame!
Beni dinleyin!
Escúchame. Sé que puedes oírme.
Beni duyduğunu biliyorum.
He intentado hablar tanto con la asistente del fiscal Leigh como con la Sra. Keating acerca de mis deseos, ¡ y ninguna de ellas se ha tomado el tiempo para escúchame!
A.D.A Leigh ve Bayan Keating ile isteklerim konusunda konuştum ama hiçkimse beni dinlemek için zaman ayırmadı!
Ahora, Violet, escuchame
Şimdi, Violet, beni dinle.
Mira, escúchame.
Bak, beni dinle.
Calista, escúchame.
Calista, beni dinle.
Escúchame, Charlie.
Dinle beni, Charlie.
Craig, escúchame.
Craig, beni dinle.
Nadie te escuchara. Escúchame.
Tüm dünya şokta...
Izzy, escúchame.
Izzy, beni iyi dinle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]