English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Espéctaculo

Espéctaculo traducir turco

10,533 traducción paralela
Se está perdiendo el espectáculo, Sr. Bohannon.
Gösteriyi kaçırıyorsunuz Bay Bohannon.
¡ Sí, quédate para disfrutar del espectáculo de músculos!
Evet, burada kal ve gösterinin tadını çıkar!
Damas y caballeros, en tan solo unos momentos nuestro espectáculo comenzará.
"Bayanlar ve baylar, gösterimiz birkaç dakika sonra başlayacak."
El espectáculo no terminó.
Şov henüz sona ermedi.
Es un espectáculo burlesque.
Bu bir burlesk partisi.
¿ Disfrutas del espectáculo?
Hey! Şovumuzu beğendin mi?
Tengo curiosidad por ver cómo el espectáculo continúa
Şov nasıl devam edecek merak ediyorum.
Acabó el espectáculo.
- Pekâlâ.
El espectáculo debe continuar.
- Şov devam etmeli.
Entonces, ¿ estas dispuesto a tomar dos este espectaculo en el camino?
Ee, işe koyulmaya gönüllü müsünüz?
De acuerdo, que empiece el espectáculo.
- Evet. Tamam, o zaman gösteriye başlayalım.
Tienen que montar un espectáculo con sus voces, la forma en que se mueven, pavoneándose como un puñado de chicas.
Sesini gösteriş olsun diye yükseltip kızlar gibi kıkırdayarak hareket ediyorlar.
Esto no es una situación extrema, es un espectáculo.
- Bu sınırları zorlamak değil.
Todo es un puto espectáculo, Johnny.
Bu şov. - Her şey şov Johnny.
¿ Qué hay de ti? Solo me preparo para el espectáculo.
Senden ne haber? Büyük gösteriye hazırlanıyorum.
¡ Solo existe el puto espectáculo!
Sadece lanet bir şov var.
Se acabó el espectáculo, Zora.
Gösteri sona erdi Zora.
Pero, al terminar el espectáculo, todos los demás volvían a sus casas.
Ama şov bitince, herkes evine gidiyordu.
Nunca pensé que iba a estar en el mundo del espectáculo.
Eğlence dünyasında kalacağımı hiç düşünmemiştim.
Cuando entré en el mundo del espectáculo, no era cantante de blues, ni siquiera cantante de jazz.
Eğlence dünyasına ilk girdiğimde blues şarkıcısı değildim, caz şarkıcısı bile değildim.
Mucha gente del mundo del espectáculo dijo :
Şov dünyasında bir sürü insan diyor ki...
Me estoy divirtiendo con el espectáculo.
Yalnızca gösterinin tadını çıkarıyorum.
Cena y espectáculo.
- Ama hepsi bu kadar değil.
Es como si hubiese comprado la entrada, quiero ver el espectáculo.
Bileti almış ve izlemek istiyormuş gibi hissediyorum.
Es la hora del espectáculo.
Şov zamanı geldi.
Ha sido un espectáculo desde el momento en que te metiste en mi coche.
Arabama bindiğin andan beri ucube gösterisi aldı başını gidiyor.
Porque el cuatro de julio de 1945 vamos a dar el mayor espectáculo de fuegos artificiales desde el Génesis...
Çünkü 4 Temmuz, 1945'te dünyanın yaratılışından beri yapılmış en büyük havai fişek şovunu yapacağız.
A medida que el productor del espectáculo, te llama rastreado,
Şovun yapımcısı olarak hangi aramanın yayınlanıp...
Es un espectáculo local, pero esta persona que llama, Engañó En Chattanooga, ella estaba llamando desde Tennessee?
Bu yerel bir şov ama bu arayan Chattanooga'da Aldatılmış hani ta Tennessee'den mi arıyormuş?
Engañado On Call En Chattanooga todos ellos procedentes de un código de área de Seattle Así que llamó el espectáculo mucho?
-... ama Chattanooga'da Aldatılmış genelde Seattle'dan arardı bizi.
Se oye Sasha espectáculo para un día y ahora crees que es?
Bir gün Sasha'nın şovunu dinleyince kendini o mu sandın birden?
La rivalidad con Sasha era todo para el espectáculo
Sasha'yla olan olay sadece radyodakiler içindi.
Pero es todo espectáculo y ego.
Fakat her şeyi gösteriş ve ego.
Sólo espero poder estar ahí cuando el Comité Senatorial vea este espectáculo de ponis.
Senato kurulu bu midilli gösterisini izlerken orada olmak isterdim.
Fue rastreada a un comerciante privado en un espectáculo de pistolas en Virginia.
Virginia'da silah ticareti yapan birine kadar izini sürdük.
Parece que alguien ha traído un tiburón al espectáculo de delfines.
Görünüşe bakılırsa biri yunus şovuna köpek balığı getirmiş.
La uña del medio es un espectáculo de los horrores.
Ayak tırnaklarım korkunç vaziyette.
Pero hemos demostrado que la representación del espectáculo del presunto delito del Sr. Sweeney está llena de falsedades.
Bay Sweeney'i suçlu gösteren tasvirlerin yanlış değerlendirmelerden yola çıkarak oluşturulduğunu kanıtladık.
Incluso el espectáculo no puede fabricar eso.
Programda bile bu şekilde uydurulamaz.
Además de un espectáculo de vodevil.
- Vodvil şovundan geldin.
Y ahora creo que es hora de llevar este espectáculo a la carretera o al cielo, si quiero ser literal.
Sanırım yola koyulmanın ya da kelimenin tam anlamıyla havalara uçmanın zamanı geldi.
Fue un paseo agradable y un buen espectáculo, pero este no es tuyo.
Eğlenceli bir serüven ve esaslı bir gösteriydi fakat bu seferki senin değil.
Y espero que hayas disfrutado la cena y el espectáculo. El espectáculo en el que pretendo ser feliz como mesera.
Şov dediğim, benim mutlu bir garson taklidi yapmam.
Vamos a darles un espectáculo de cojones.
Haydi, millete müthiş bir gösteri sunalım.
Porque tenemos que ver el espectáculo que hacen al cabo del semestre.
Çünkü step dansı sömestırında yapılacak gösteriye hepimiz gitmek zorundayız.
El espectáculo dura unos 7 meses. Y todo el mundo muere al final.
Yani gösteri 7 ay sürüyor ve sonunda herkes ölüyor.
Creo que podemos hacer un espectáculo mucho mejor.
Oh, bence biz daha güzel bir gösteri yapabiliriz.
El espectáculo está por comenzar.
Gösteri başlamak üzere.
Espero que te quedes para el espectáculo.
Umarım gösteriyi izlersiniz.
Tienes que empacar tu pequeño espectáculo patético e irte.
Bu acınası performansını sonlandırıp buradan defolmalısın.
La ciudad entera... no, todo el país... mira a su espectáculo.
Bütün şehir... Hatta bütün ülke o kadının programını izliyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]