Translate.vc / español → turco / Explosión
Explosión traducir turco
7,512 traducción paralela
Pero luego una explosión grande sacudió a nuestro barrio.
Ama sonra büyük bir patlama mahallemizi sarstı.
Un conductor suicida interceptará al convoy y detonará la explosión.
İntihar eylemcisi şoför, konvoyun önünü kesip bombayı patlatıyor.
No está claro qué causó la explosión en el edificio del gobierno.
Devlet binasındaki patlamaya neyin sebep olduğu henüz kesin değil.
El daño causado por la explosión, fue de unos cuantos millones.
Patlamanın sonucundaki hasar birkaç milyonu buluyor.
- ¿ Qué piensas de la explosión?
- Patlama hakkında düşünceniz nedir?
Sí, provoqué una explosión.
Evet, havaya uçtum.
Johanssen ¿ tiempo para explosión tras activar?
AHK bombasının patlatılmasına ne kadar var Johanssen?
Y que fueron asesinadas por esta gran explosión.
Ve o büyük patlama yüzünden ölmüşler.
La creación de datos está en plena explosión con las selfies y los archivos inútiles que nadie quiere borrar de la nube.
Veri oluşturma aldı başını gitti. Hep o selfielerin ve gereksiz dosyaların yüzünden insanlar bulut'takileri silmeyi reddediyor.
Hubo una gran explosión
Büyük bir patlama oldu.
Y hay 10 veces más muchas personas que viven en la ciudad, más en una mayor área de la explosión
Kasabada yaşayan 10 katı insan var patlayacak bölgede ise daha fazlası.
No, fue una explosión.
Yok, yok, patlamada ölmüş.
La Interpol tiene un video donde sale de Ilaria justo antes de la explosión.
Interpol'de bomba patlamadan önce Ilaria'nın merkezinden çıktığını gösteren güvenlik kamerası kaydı var.
Cuanto más restringidos, mejor. Más eficiente en el momento de la explosión.
Çerçevenin sınırlan ne kadar keskinse, patlama anı o kadar iyi olur.
Y en el camino hacia esa explosión hay una serie de estados meditativos.
Patlama anına yaklaşırken, karakter derin düşüncelere dalmış haldedir.
El nuevo rodaje en Brasil con la explosión, el tipo corriendo.
Brazilya'daki patlamalı yeniden çekim, adam kaçıyor.
Fue una idea rápida, el gas, la explosión.
Gazı, patlamayı hızlı düşündün.
Es el show Súper Molón Explosión Musical de Johnny Karate.
Johnny Karate'nin On Numara 5 Yıldız Müzikal Patlama Saati.
¡ Todo eso y mucho más, en el show Súper Molón Explosión Musical de Johnny Karate!
Ve çok daha fazlası... Johnny Karate'nin On Numara 5 Yıldız Müzikal Patlama Saati'nde!
* Es el show Súper Molón Explosión * * Musical de Johnny Karate *
Johnny Karate'nin On Numara 5 Yıldız Müzikal Patlama Saati'nde!
Me gustaría empezar dando las gracias a cualquiera que haya trabajdo en el show Súper Molón Explosión Musical de Johnny Karate.
Öncelikle Johnny Karate'nin On Numara 5 Yıldız Müzikal Patlama Saati'nde çalışan herkese teşekkür ederek söze başlamak istiyorum.
Luego se dio esa explosión química.
Sonra şu kimyasal patlaması oldu.
¿ Hay prueba de que el incendio se inició intencionalmente por explosión? No.
Yangının kasten ya da bir patlama sonucu olduğuna dair herhangi bir delil var mı?
Es una explosión de sabor tales!
Resmen lezzet patlaması!
Recibimos noticias desde William Dock, Mumbai donde uno de los más temidos terroristas, Javed Ali murió junto a cuatro policías en una explosión suicida.
William rıhtımından az önce yeni haberler elimize ulaştı... En korkunç teröristlerden biri olan Javed Ali Khan intihar saldırısı düzenleyerek kendini ve dört polis memurunu öldürdü.
Significa preparativos para explosión.
Patlamalar için hazırlıklı olun demektir.
La explosión se produjo a las 10 : 30 hora local en la Embajada de Australia en Yakarta... matando a nueve personas e hiriendo a 180.
Cakarta'daki Avustralya Elçiliği'nde yerel saatle 10.30'da gerçekleşen patlama 9 kişinin canını aldı ve 180 kişiyi yaraladı.
General, todavía estamos evacuando a miles de personas del radio de la explosión.
General, hala patlama alanından insanları tahliye ediyoruz.
La causa de la explosión...
Patlamanın sebebi hâlâ...
Murió de una explosión...
Patlamadan, patlayıcı sarsıntıdan.
Murió en una explosión, y vi sus recuerdos.
Bir patlamada öldü ve ben onun anılarını okudum.
Después de lo que hice, merecía morir en esa explosión.
Yaptığım şeyden sonra o patlamada hak ettim.
Eso fue lo que pensé inicialmente, pero cuando examiné la dirección del radio de la explosión, no concuerda con las marcas de la caída de un arma.
- Bu benim ilk düşüncemdi. Ama patlamanın ışınsal yönünü incelediğim zaman bu bir silah iziyle eşleşmiyor.
EXPLOSIÓN POTENTE Hace un buen trabajo.
İyi iş çıkartıyorsun.
Si estaba abajo cuando ha hecho explosión, - no ha tenido tiempo de esquivar la onda expansiva.
- Eğer patladığında aşağıdaysa kaçmak için zamanı olmadı.
- Explosión de dinamita.
- Dinamit patlaması.
Que me maldigan si un hombre no puede cumplir sus deberes profanos - sin una explosión de...
- Kahretsin, insan görevlerini azar yemeden yapamıyor.
¿ Una explosión más nos hará salir adelante?
- Tek bir patlama işimizi görür mü?
Una explosión más es todo lo que nos podemos permitir.
Gücümüz ancak tek bir patlamaya yeter.
Ha habido una explosión y creo que me he roto el brazo.
Bir patlama oldu, sanırım kolumu kırdım.
El reactor no se apagó por la explosión. Alguien realizó el procedimiento de apagado.
Biri kapatma prosedürlerini uyguladığına göre reaktörün işini patlama bitirmemiş.
Los pocos sobrevivientes a la explosión están siendo inmovilizados por un francotirador.
Patlamadan kurtulanları da keskin nişancı öldürüyor.
Vimos el misil, oímos la explosión, creímos que les vendría bien un poco de ayuda.
Füzeyi gördük, patlamayı duyduk. Biraz yardım gereklidir diye geldik.
Los soldados reportan una explosión en el área química.
Askerler, kimyasalların olduğu yerde bir patlama olduğunu söylüyor.
Sra. Goldsmith, cuénteme, esa explosión... recuerda si sucedió antes o después que le dispararan a Emma?
Bayan Goldsmith, şu patlamayı hatırlıyor musunuz Emma vurulduktan önce miydi sonra mıydı?
La explosión... ¿ de qué color eran las llamas?
Şu patlama - alevin rengi neydi?
Había estado jugando con petardos, específicamente... fue el responsable por la bomba casera... que causó la explosión en la hoguera anoche.
Maytap fişekleriyle oynadığı içindi, özellikle, sanırım siz de bulacaksınız, dün gece şenlik ateşindeki patlamaya neden olan ev yapımı bombadan sorumluydu.
¡ Esperaste a que todos estuvieran enfocados en la explosión y disparaste!
Herkes patlamaya odaklanıncaya kadar bekle, sonra bam! Hmm?
Las llamaradas de la explosión.
Patlamadan çıkan alevle.
¿ Dónde estuvo la explosión?
Peki, patlama nerede?
Estaba a mi lado al momento de la explosión, pero...
Patlama olduğunda benim yanımdaydı, ama...