English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Fitness

Fitness traducir turco

213 traducción paralela
Es para celebrar la inaguración del nuevo centro de fitness para ejecutivos y garaje de Morkwinda.
Morkwinda'nın yeni spor salonu ve garajının açılışını kutlamak için.
Licencia de manejo, registro, Seguro y certificado de habilidad, por favor.
Ehliyet, ruhsat, sigorta ve fitness sertifikası, lütfen.
- Se dedica al fitness.
- Spor işinde.
Lo mío es un centro de salud física.
Benim bahsettiğim modern bir fitness center.
¡ Poneos en forma, gilipollas!
Fitness yapın, ibne kılıklılar!
Es el nuevo video de fitness de Cher. Especial para Europa.
Cher'in yeni fitness videosu.
La policía encontró el auto de Sam en un club de fitness a 12 cuadras de su casa.
Polis, Sam'in arabasını evinden 12 blok ötede bir jimnastik salonunun dışında bulmuş.
¿ En Historia del Aerobic?
Fitness tarihi mi?
No está mal todo el cromo. Aunque... por que conseguí la revista Fitness...
Kromların tamamı kötü değil, aslında... çünkü Fitness dergisi alıyorum...
Son cosas que dice los de fitness.
Form tutmakla ilgili bir şeymiş.
¿ Haces mucho ejercicio?
- Bir fitness programınız filan mı var?
Batido dietético, revistas de gimnasia, migas de galleta en una bandeja del horno.
Diyet içecek, fitness dergileri, tepside kurabiye kırıntıları.
- Globo Gym es símbolo de perfección física, referencia en el mundo del fitness.
- Salonum fiziksel mükemmeliyetin işareti. Fitness topluluğunda bir pırıltı.
¿ Sientes el fitness?
Şu sağlamlığa bak.
Creo que ya conoces a mi consigliere, Me'Shell.
Bılazer. Sanırım benim fitness arkadaşım Me'Shell'le tanışmıştınız.
De hecho, cada año gastamos más de U $ S 30 billones en productos de dieta y programas para perder peso, dos veces y medio lo que gastamos en el buen estado físico y la salud.
Diyet ürünleri ve zayıflama programları için yılda 30 milyar dolar harcıyoruz. Fitness için bunun iki buçuk katını harcıyoruz.
Si, Yelina, escucha creo que nuestro tirador es un entrenador deportivo.
Yelina, katilin fitness antrenörü olduğunu sanıyorum.
- "Estado... Físico Masculino". - ¿ "Estado Físico Masculino"?
- "Men's Fest Fitness." - "Men's Fitness" mı?
- Mire... tengo una responsabilidad conmigo mismo de ser más que... una figura bidimensional en una revista de ejercicios masculina.
- Bakın. Kendime karşı duyduğum sorumluluk... bir erkek fitness dergisindenki iki boyutlu bir görüntüden daha fazla, tamam mı?
Revisiones Lectura de comida y-y centros de fitness.
Spor salonlarını ve yemeklerini okuyarak gözden geçirmem falan.
Lo que el presidente del consejo de gimnasia llamaba "Una forma poco mas fácil de escurrirse."
Başkan'ın fitness danışmalarının dediği gibi "kaymaktan biraz daha kolay."
Tengo sesión de fotos con "Women's Fitness" hoy
Haklısın. Women's Fitness'la fotograf çekimim var bugün.
El ejercicio era su vida, y fué su última voluntad que tuvieras una vida de salud y de vitalidad.
Fitness onun hayatıydı. Son isteği de senin sağlık ve canlılık dolu bir hayatın olmasıydı.
Oiga, Vic, la mamá de Craig era una gimnasta siempre en forma, ¿ huh?
Demek Craig'in annesi tam bir fitness meraklısıydı Vic.
Bueno, tomo clases.
Malibu Fitness'da, Lonnie'den kickbox dersi alıyorum.
- ¿ Haces flexiones?
- Fitness mi yapıyorsun?
Sí, ¿ sabes? , te sacamos de esa ropa y te ponemos en el gimnasio. estarás listo para la fiesta.
seni o kıyafetlerle fitness'a götürdüğümüzde partiye hazır olacaksın!
- Srta. Lawrence. Unas preguntas para una encuesta de salud.
Bayan Lawrence, size fitness anketiyle ilgili birkaç soru soracağım.
Están todas en clase de fitness nudista con Dana, la mujer de Doug.
Herkes Doug'un karısı Dana ile striptiz dersinde.
¿ Clase de fitness nudista?
Striptiz dersi mi?
¿ Estás segura de que era profesor de fitness?
Adam kesinle sağlıklı yaşam eğitmeni olmalı.
- Bien. Ponle "buena condición física".
- "Fitness teşvik edilir" i koy.
La conferencia sobre fitness fue cancelada ¿ quieres que vayamos juntos al restaurant?
Uygunluk duruşması iptal edilmiş. Beraber restauranta gitmek istermisin?
Dile a Salud y Fitness que tienen seis paginas en lugar de ocho.
Sağlık ve Spor'a söyleyin, altı yerine sekiz sayfa ayırsınlar.
Fitness
Spor?
¡ ¿ Fitness?
Spor mu?
Y yo haré fitness
Ben de spor yaparım.
Me he tomado la libertad de comprarte unas pelotas de fitness.
Sana fitness topu aldım.
Ahora rezamos para que el agua no entre en las bolsas y se cargue la Bowflex.
Şimdi paketin içine su sızıp, fitness aletini ( Bowflex ) mahvetmesin diye, dua ediyoruz.
Voy al "Total Rib Fitness", pero no hago ejercicio.
Evet, Total Rib Fitness'a gidiyorum ama egzersiz yapmaya değil.
No salió en la portada de una revista?
Sen bazı fitness dergilerinin kapağında yer almamış mıydın?
Supongo... que tiene que ser tu turno para usar la sala de Fitness.
Sanırım fitnes odasını kullanma sırası sende.
¿ Sabes qué? creo que preferiría tomar unas clases de spinning.
Fitness dersini tercih ederim.
Bien... ambos están en el negocio de los físicos.
İkiniz de fiziksel fitness yapıyorsunuz.
Bueno, Santa me trajo un Bowflex. Y 1.000 dólares en billetes de 50.
Noel baba fitness aleti ve yeni basılmış ellilik banknotlardan 1000 dolar getirdi.
- Centro de Fitness.
- Spor salonu.
Encargado de las actividades acuáticas. O cualquier cosa mojada. Billy, fitness y nutrición.
Bütün su faaliyetlerinden ve ıslak her şeyden sorumluyum.
Lo leí en "Hombres Fitness"
Men's Fitness dergisinde görmüştüm.
Ejercicios.
"Erkek Fitness" dergisi. "Resimli Spor" dergisi.
Este hombre.
Evet, karımın fitness eğitmeni.
Modelo de Fitness
"Barbar Conan" ı 11 yaşında seyrettim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]