Translate.vc / español → turco / Fortune
Fortune traducir turco
339 traducción paralela
Era The Fortune Teller de Víctor Herbert.
Victor Herbert'in The Fortune Teller adlı oyunuydu.
MAMÁ, CREO QUE DEBEMOS REINAUGURAR EL S.S. FORTUNE.
- Olur. Dans etmek istemiyorum, bu şarkıda oturalım.
REINAUGURAN ESTA NOCHE EL S.S. FORTUNE.
Düşünce 12.000 dolar ediyor ve bu...
¿ Recuerda la Fortune Electric Company?
Fortune Elektrik Şirketi'ni?
Incluso cuando llevo la revista Fortune la gente me mira de manera muy extraña.
Fortune dergisini taşısam bile insanlar bana yanlış yerdeymişim gibi bakıyor.
COSMÉTICOS MAY FORTUNE
MAY FORTUNE KOZMETİK
Toma uno, anuncio del polvo May Fortune.
Çekim 1, May Fortune pudra reklamı.
Pero, por desgracia, es de la empresa May Fortune.
Ama ne yazık ki, bu ürünü May Fortune Şirketi geliştirdi.
Tendrás acceso a toda la planta de May Fortune.
Artık, May Fortune fabrikasının her birimine girebilirsin.
May Fortune?
May...
- ¿ Te encuentras bien?
May Fortune'da? - İyi misin?
SirJason me contrató como espía... para infiltrarme en la empresa May Fortune.
SirJason, May Fortune Şirketi'ne sızıp... #... casusluk yapayım diye tuttu beni.
Ahora que eres empleada de May Fortune, ¿ qué...?
Artık, May Fortune'da işe girdiğine göre -
SirJason espera que me gane el dinero que... El mejor modo es robar todo lo que pueda de May Fortune.
O benim para kazanmamı istiyor, bunun da en iyi yolu, May Fortune Şirketi'nden elimden geldiğince çok şey çalabilmem.
En peligro por May Fortune, Sr. Cutter. ¿ Ah, sí?
May Fortune için kendini tehlikeye atmakla meşguldü, Bay Cutter.
- ¿ May Fortune usa sus botellas? - Son muy caras.
- May Fortune o şişeleri mi kullanıyor?
- May Fortune lo lanzará.
- May Fortune piyasaya sürecek.
- May Fortune, ¿ eh?
- May Fortune, ha?
SirJason lo despidió, se fue a May Fortune... y se convirtió en su químico en jefe.
SirJason onu işten kovdu, o da May Fortune şirketinde işe girdi onların kozmetikteki şef kimyageri oldu.
Pero... cuando se enciende... y se quema... y se reduce a cenizas... se convierte en un alucinógeno potente... que se distribuye en todo el mundo en esa caja inocente de May Fortune.
Ama ateşe verilip yakıldığında... #... ve kül haline geldiğinde güçlü bir halüsinasyon maddesine dönüşüyor şu masum May Fortune kutuları içinde tüm dünyaya dağıtılıyor.
Por eso el polvo de May Fortune es el primer lugar en ventas. Ya lo creo.
Dünyanın en çok satan pudrası olmasına şaşmamalı.
El polvo de tocador de May Fortune.
The May Fortune yüz pudrası.
Bruce Fortune, preséntese en Telecine.
Bruce Fortune, Telesineye. Bruce Fortune, Telesineye.
FORTUNE HOMBRES Y PESO
Fal ve Tartı
Lamont, no nos interesa oír la lista de los 500 más sórdidos.
Hey, Lamont, aşağılık tayfanın Fortune 500 listesini sayma bize, ha?
Manejo las compañías más importantes de "Fortune 100".
- Bana kedinden bahset. - Ben mi? İlk 100'de yer alan tüm şirketlerimiz için çalışıyorum.
Bueno, fue en del mes pasado Soldado de la Fortuna, de acuerdo?
Bunlardan geçen ayki "Soldier of Fortune" da bahsediliyordu.
- Florencia Fortuna, ha llamado cuatro veces.
- Florence Fortune, zaten dört kez aradı.
... donde el glamour encuentra a la dama fortuna.
Dame Fortune'un asaletine bakın ;
- Con suerte, recibo Wheel of Fortune.
- Talih Çarkını bulabilirsem iyidir.
La película se basa en la novela El diablo del abogado de A. Dershowitz y en la documentación pública.
Bu kitap Alan Dershowitz'in Reversal Of Fortune kitabından ve devlet kaynaklarından uyarlanmıştır..
Sra. Fortune, creo que necesita un café.
Bayan Fortune, tahmin ediyorum ki, size gerçekten bir kahve gerek.
O Marietta Fortune.
Ya da Marietta Fortune.
-... tráfico durante horas...
... trafik raporu. Wheel of Fortune!
Y por si no nos gusta, Por dinero, casi todo.
Ve, durumda biz Fortune Cookie, içine değil.
Sé que ha tenido muchas ofertas... pero 127 de nuestros clientes son 500 compañías del Fortune.
Başka teklifler aldığını biliyorum 123 müvekkilimiz, en varlıklı 500 şirket arasında!
Drake no sólo era un ejecutivo de una compañía de Fortune 500.
Drake sadece Fortune 500 şirketinin CEO'su değildi.
Comercio Mundial, Abogado, UW, y Fortuna.
Dünya Ticareti, Taraftar, UW ve Fortune.
- Puedes leer acerca de ella en "Fortune".
- Onu Fortune'da okuyabilirsin.
¿ Está en "Fortune"?
Fortune'da mısınız?
Fortune, ¿ viste el retorno de patada de Eric Penick ayer?
Eric Penick'in başlama vuruşu karşılayışını gördün mü?
"Soldier of Fortune".
Paralı Asker.
Drake no sólo era el director de una empresa multimillonaria.
Drake sadece Fortune 500 şirketinin CEO'su değildi.
Jerry, ¿ tienes mi revista Fortune?
Jerry, Fortune dergimi posta kutunda bulmuş olabilir misin?
Creo que no tiene la madurez suficiente... para hacerse cargo de la compañía.
- Ben aptal demiyorum. Sadece bir Fortune 500 şirketini yönetecek kadar olgun değil.
Maude estuvo en la tapa de Fortune.
Maude, Fortune dergisine kapak olmuştu.
Esta no es una compañia Fortune 500 que esta dirigiendo.
Bu, onun burda işlettiği 500 şirketin serveti değil.
Es gestionar el sistema de comunicación y distribución de una de las mayores empresas internacionales del mundo.
Bu, uluslararası bir Fortune 500 şirketinin... ... iletişim ve dağıtım sisteminin müdürlüğü demek.
Mira, estaba en la oficina de "Fortune", y ¿ sabes qué? Tenías razón.
Dinle, geçen gün Fortunoffdaydım ve ne oldu biliyor musun haklıydın.
Y quizás no deba perderme a mí misma.
Çocuğu yanına aldı ve kendine Fortune 500'e girebilecek bir yerde iş buldu.
VOLVERÁ A ACTUAR EN LUGAR DE TOMMY DRAKE EN LA APERTURA DEL S.S. FORTUNE ESTA NOCHE.
Patron, her şey hazır gibi görünüyor.