English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Foto

Foto traducir turco

28,194 traducción paralela
Y me tomará una foto.
Ve babam fotoğrafımı kaldıracak.
Poner una guirnalda en una foto es una maldición y no un deseo... Y Dios siempre cumple una maldición.
Fotoğrafa çelenk koymak ve lanetlemek Tanrı'nın kabul edeceği bir lanet değildir.
Dejar de poner una corona en su foto.
Fotoğrafa çelenk koymayacaksınız.
Cuando me haya ido. Por favor, no pongas una corona de flores en mi foto.
Ben öldüğüm zaman benim resmime çelenk koyma lütfen.
No vas a poner una corona nunca más en la foto.
Artık onun fotoğrafına çelenk koymayacaksınız.
Ya nadie va a poner una corona en esa foto.
Kimse o fotoğrafa çelenk koymayacak artık.
Página no.65 tiene tu foto y la de tu padre.
65. sayfada baban ve senin fotoğrafınız da var.
¿ Publicaste una foto de lo que asumo es Madison Brenneck envuelta en arroz de sushi en tu Instagram?
Madison Brenneck'in suşi pilavına sarılı olduğunu varsaydığım bir resmi Instagtram'a mı yükledin?
Seguro tu foto de Tinder se centra en tu cabello y se ve bien, halagador, pero, ¿ cómo describes eso?
Eminim Tinder avatarın saç odaklı ve yıldızlarınki gibi gösterişlidir ama biyografini nasıl yazdın?
¡ Foto de celebración!
- Kutlama selfisi!
¿ Acabas de tuitear esa foto de nosotras?
Fotoğrafımızı mı tweetledin?
Qué bueno que no salió la pizarra en tu foto. Hashtag :
İyi ki resmi çekerken suç tahtamı almamışsın.
Buscaré a Mantequilla de Maní. Para que se tomen una foto con él para la tarjeta de Navidad.
Nutterbutter'ı bulabilirsem gelecek Noel için onunla da fotoğrafınızı çekeyim.
Ma, no nos vamos a tomar una foto con el gato.
Anne, kediyle fotoğraf çekilmeyeceğiz.
Aparentemente hay una foto de usted siendo izada desde el barranco.
Görünüşe göre çukurdan yukarı doğru çekilirken fotoğrafını çekmişler.
Sí, Luce, tienes que hacerle una foto si alguna vez le conoces.
Evet Luce eğer onunla görüşebilirsen bir fotoğraf çekmelisin.
Gareth : Creo que la foto de mi mamá Va a parecer grande en el salón del trono, ¿ no?
Annemin resmi taht odasına çok yakışacak, değil mi?
Debí tomarme una foto con él.
Keşke onunla fotoğraf çektirseydim.
Vi tu sonrisa más brillante a través de esta foto.
Bu fotoğraf sayesinde en güzel gülüşünü görebildim.
No has mirado la foto con suficiente cuidado.
Fotoğrafa dikkatli bakmadığından yanlış anlıyorsun.
Ustedes dos se volvieron locas por una sola foto con nosotros, mientras que ustedes pelianban un poco por algún otro chico.
İkiniz de başka bir adam tarafından kandırılırken bizim bir fotoğrafımızı görüp deliye döndünüz.
Uh, creo que hay una foto en el informe de la MLI.
Sanırım adli tıp muayenesi raporunda bir resim olacaktı.
Papá, haznos una foto abrazando a mamá.
Baba, anneme sarılırken bir fotoğrafımızı çeksene.
Enviarle una foto comiéndolo.
Dondurma yerken fotoğrafımızı gönderelim ona.
Un tío... hizo una foto... de una comadreja cabalgando un pájaro carpintero.
Adamın biri uçan bir ağaçkakana binen sansarın resmini çekmiş.
Vale, voy a pasar la foto de su carnet por la base de datos.
Tamam ben de kimliğindeki resmini veri tabanlarında araştırayım.
Puedo conseguirte una foto firmada.
Sana imzalı fotoğraf verebilirim.
Y he visto su foto en facebook, no es buena.
Facebook'ta kadının fotoğrafını gördüm.
Le puse una foto del culo de Nicki Minaj en una cinta y le veía perseguirlo todo el día.
Koşu bandına Nicki Minaj'ın poposunun fotoğrafını koydum ve kovaladı durdu.
De hecho eso es un medallón con una foto de mi abuela.
O aslında anneannemin fotoğrafının olduğu bir madalyon.
En esta versión, Grace usó su verdadero nombre. Y una foto.
Bu versiyonda, Grace gerçek ismini ve fotoğrafını kullanmış.
¿ Por qué me muestras una foto de Blaine?
Neden bana Blaine'in fotoğrafını gösteriyorsun?
He visto un cartel sobre un perro perdido con una foto de Minor.
Bir telefon direğinde Minor'ın kayıp ilanını gördüm.
No puedo hacerlo. ¿ Necesitas que te muestre una foto?
Bana bir resim veya bir kanıt göstermen lazım...
Mira esta foto de vigilancia en Shady Plots.
Shady Plots gözetiminin fotoğraflarına bak.
Esa es una buena foto de mi culo.
Bu gayet güzel bir fotoğraf olmuş.
Echa un vistazo a este Parcelas Shady vigilancia foto.
Gözlem sırasında çekilen şu fotoğrafa bir bak.
Vi su foto en el periódico.
Resminizi gazetede gördüm.
Aparecerás en la foto de familia, así que saca tu mejor sonrisa falsa.
Aile fotoğrafında çıkacaksın, bu yüzden sahte gülüşünün hakkını versen iyi olur.
¿ Has quitado la foto de Garrett de la pared?
Garrett'ın resmini duvardan indirdin mi?
¿ Aún tiene un uniforme reglamentario que pueda ponerse para la foto?
Hâlâ fotoğraf çekimi için giyebileceğiniz sıradan bir polis üniformanız var mı?
Una foto de un niño pequeño.
Küçük bir çocuğun fotoğrafı.
FOTO DE PRONTUARIO POLICIAL tomé mi computadora, mi disco, mis CDs... y todo lo relacionado a la tecnología... se los llevé a un amigo, fui a Winchell's Donuts... y comí una gran... Creo que era una caja de 24 rosquillas.
SABIKA FOTOĞRAFI... teknolojiyle ilgili her şeyi aldım ve bir arkadaşın evine götürdüm, sonra da Winchell's Donuts'a gidip, sanırım 24 kutuydu, donut aldım.
Alguien va a tomar una foto de él.
- Birisi onu indirmeye çalışacak.
Dije : "Mira eso, seguro están mirando una foto".
"Kesinlikle birinin fotoğrafına bakıyorlar" demiştim.
La foto no sólo lo empeoró para Audrie, también se usará como prueba contra los detenidos.
Audrie'nin hayatını daha da zorlaştırmış fotoğraflar şu an gözaltında bulunan oğlanlara karşı delil olarak kullanılacak.
DAISY ACTUALIZÓ SU FOTO DE PERFIL
PROFİL FOTOĞRAFINI GÜNCELLEDİ
Siempre tenía una foto suya.
Daima kendi fotoğrafını kullanıyordu.
¿ Podría echarle un vistazo a esta foto?
Fotoğrafa bakabilir misin?
Su página es privada, y todo lo que sé es que en su foto de perfil, está en el Observatorio Griffith tomado de la mano con un niño que no puedo ver.
Sayfası herkese açık değil. Tek bildiğim, profil fotoğrafında Griffith Gözlemevi'nde görünmeyen bir çocuğun elinden tutuyor.
Es una foto muy bonita.
- Harika bir fotoğraf.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]