Translate.vc / español → turco / Frost
Frost traducir turco
1,533 traducción paralela
Frost te mando.
Seni Buz göndermiş.
¿ Por qué te envió Frost?
Buz neden seni gönderdi?
Deben pensar que tenemos a Frost.
Buz'un elimizde olduğunu sanıyor olmalılar.
Vas a decirme que has hecho con Frost.
Buz'a ne yaptığınızı anlatacaksınız.
Todo lo que quiero saber es qué hicieron con Frost.
Tek bilmek istediğim Buz'a ne yaptığınız.
Vamos a ir a la ciudad de los Ángeles Para conseguir la información nombre que limpiara el nombre de Frost.
Buz'un adını temize çıkaracak olan bilgiye ulaşmak için Melekler Şehri'ne gidiyoruz.
Ahora, espero que no te moleste que te pregunte, pero ¿ por qué estas tan decidido en ayudar a Frost?
Sormamın sakıncası yoksa Buz'a yardım etmek için neden bu kadar çabalıyorsun?
Toda la inteligencia que necesitamos para probar que Frost es un agente del MI6 está en la serie de discos en esa caja de seguridad. ¿ Señor?
Buz'un MI6 ajanı olduğunu kanıtlamamızı sağlayacak bilgi şu banka kasasındaki birkaç diskin içinde.
Pensé que estabas en problemas. ¡ Oh, Frost agente.
- Başınız dertte sandık.
Frost no va a ninguna parte.
Buz hiçbir yere gitmiyor.
Por Frost.
Buz için.
Frost aquí está un maestro de la decepción.
Buz bir aldatma ustasıdır.
Y tu... cuando encerraste a Frost, fue claro que tuve intervenir para encontrar la pequeña base de Orion y destruir toda su inteligencia.
Sana gelince... Buz'u yakalayınca Orion'un üssünü bulmak ve bilgileri yok etmek için oyuna dâhil olmam şart oldu.
Tu confianza en la agente Frost ha sido un error colosal.
Ajan Buz'a olan güvenin büyük sorunlara yol açtı.
Pero la agente Frost es extremadamente peligrosa.
Lakin Ajan Buz çok tehlikeli biri.
Todas las cosas buenas deben terminar.
Robert Frost'in şiirine bakalım, bölüm iki... "Tüm güzel şeylerin sonu olmalı mı"?
Oye, Frost, buscamos un 2x4
Hey Frost, aradığımız şey 2x4...
Frost, buscamos un idiota
Frost, aradığımız kişi bir aptal.
Este es el Detective Frost. ¿ La conoces?
- Bu kadını tanıyor musun?
Frost y Korsak quieren rellenar el perfil de citas.
Frost ve Korsak, internette sevgili profilini hazırlamak istedi.
Detective Frost, esta es Mo Monee.
Dedektif Frost, bu Mo Monee.
Frost.
Frost.
Debo comunicarme con Korsak y Frost.
Gel benimle. Korsak ve Frost ile bağlantıya geçmeliyim.
Frost, estamos enviando fotos de la víctima.
Frost, kurbanın resimlerini yolluyoruz.
Frost, busca en el maratón a Courtney Brown.
Frost, maraton kayıtlarında Courtney Brown'u ara.
- Justo ahí. - Demonios, Frost.
İşte orada.
Buen ojo.
Vay canına Frost. Amma göz varmış sende de!
Soy la Detective Rizzoli.
Ben Dedektif Rizzoli. Bu da Dedektif Frost.
Este es el Detective Frost, Homicidios Boston.
Boston Cinayet Masası.
¿ Te importa si me acaba de enviar esta a Frost para probarlo?
Kontrol etmesi için Frost'a göndermemin bir mahsuru var mı?
helado, eh no podemos pillar el manifiesto del jet privado, no?
Frost özel jet uçuş listesine ulaşamayız, değil mi?
Voy a llamar a Frost.
Frost'u arayacağım. Tamam mı?
Baja el arma, Frost.
Ben geldim, silahını indir Frost.
Hey, humm, ¿ puedes ir y preguntarle a Frost y a Korsak si tienen algo ya?
Gidip Frost ve Korsak'a bir şey bulmuşlar mı diye sorar mısın?
Frost, ¿ puedes escanear esto?
Frost, bunu tarayabilir misin?
¿ Tienes hambre, Frost?
- Acıktın mı Frost?
hey frost, tuvo redmond jones algún análisis de sangre ultimamente, alguna visita al doctor?
Hey, Frost, Redmond Jones son zamanlarda doktor muayenesinde kan vermiş mi?
Es Frost.
Ben Frost.
¿ Dónde está Frost?
Frost nerede?
¿ Vienes a por más Frost?
Kusmak için geri gelecek misin Frost?
Eso quiere decir algo. ¿ Dónde está Frost?
Bir sebebi olmalı. - Frost nerede?
Frost, vete a dormir algo.
- Frost, gidip biraz uyu.
Este equipo con Frost.
Frost'la olan şeye.
No es... no es culpa de Frost que le pusieran de compañero conmigo.
Benimle ortak olması Frost'un suçu değil.
Perdona... tu asesino y el de Frost es un fantasma.
Affedersin. Frost'la senin şüpheliniz bir hayalet.
Bien, localiza a Frost.
Tamam, Frost'a haber verin.
¿ Frost?
Frost?
¿ Frost, aún estás en la entrada norte?
Hâlâ kuzey kapısında mısın Frost?
Frost...
Buz...
Detective Rizzoli.
Bu da Dedektif Frost.
Bien, Frost, ¿ dónde está?
Pekâlâ Frost neredeler?