Translate.vc / español → turco / Glúten
Glúten traducir turco
422 traducción paralela
La harina de Oliver Dunne era baja en glúten, un 7 % de proteínas.
bir pizza dükkanında. Oliver Dunne'nın üzerinde bulduğumuz unun besin değeri düşük bir yapısı var. % 70 protein.
Yo suelo tomar dos huevos hervidos, tostada de gluten y un vaso de yogur.
Benimki iki katı yumurta, bir dilim kızarmış ekmek ve bir kâse yoğurttur.
Si no hay nueces, gluten, lácteos, huevos o soja en esto, voy a amarlo.
Mmm, eğer içinde ceviz, glüten, süt, yumurta, ve ya soya yoksa, hoşuma gidecektir.
Tofu y gluten.
Tofu ve buğday gevreği.
Me deshago de todo lo que tenga gluten o azúcar en la casa.
- Evde içinde glüten ya da şeker olan her şeyi atıyorum.
¿ Por qué? ¿ Qué tiene de malo el gluten?
- Neden, glütenin nesi var?
El gluten es muy malo.
- Sağlığa çok zararlı.
Antes de que acabe contigo estarás comiendo pan sin gluten.
Seni, glütensiz sosislere de alıştıracağım.
SALCHICHAS DE SOY A con pan sin gluten.
GLÜTENSİZ SOYA SOSİSLERİ
Dieta blanda para Miguel Angel. Izan, sin gluten. Hiposódica para Francis.
Miguel Angel için diyet, İzan için glütensiz, Francis için az tuzlu.
Mis patatas de gluten se han quemado, así que he hecho spaghetti y bolas de trigo.
Pateler alev aldı. Bu yüzden spagetti ve buğday köftesi yiyeceğiz.
O a comer comidas con gluten...
Glütenli yiyecekler yemem de.
- Bueno, no lo del gluten... eso es sólo digestivo. - ¿ Por qué no me sorprende?
- Neden hiç şaşırmadım?
Yo utilizo harina con mucho gluten para la textura y una buena masticación.
Kabarması ve çiğnenebilmesi için yüksek glutenli un kullanıyorum
Utilizo harina alta en gluten por textura y paladar
Ben çok galetalı un kullanıyorum. Hem görünümü, hem tadı için.
¿ Por qué no me quedó la dieta sin gluten?
Niye glütensiz şey ters gitmedi?
Ariel está tratando de hacer amistad con esta niña de nombre Celeste que es alérgica al gluten.
Kızın glütene alerjisi varmış.
En el momento que salí de la casa de esa señora alquilé estos videos fui a la pizzería y pedí una gran pizza libre de gluten, por favor vine a casa y ya estaba oscuro.
O kadının evinden ayrılır aynlmaz video kiraladım. Sonra pizzacıya gidip glütensiz, kenarları kıtır pizza aldım. Eve doğru yola çıktığımda hava zaten kararmıştı.
Satien es un gluten húmedo.
Seitan, bitkiseldir.
Esto es el mas rico maldito gluten que he comido.
Bu son zamanlarda yediğim en iyi yemekti.
Todo es sin gluten.
Her şey glütensiz.
Son sin gluten.
Glütensiz.
La pregunta es : ¿ qué usaron en neonatología como aglutinante? - Gluten de trigo.
Soru şu, YDYBÜ'de birbirine bağlamak için ne kullandılar?
No tiene gluten.
İçinde glüten olmasın.
- Extracto de gluten.
- Glüten özü.
Ella solo comía comida sin gluten, y yo no sé que es el gluten. pero se que me encanta.
Yalnızca glütensiz yemek yiyor bense glüten nedir bilmiyorum ama glütene bayıldığımı biliyorum.
- Sí, Lenny, la verdosa es la tuya de soja sin gluten.
Evet, Lenny. Yeşil olanlar glütensiz.
¿ También eres alérgica al gluten?
- Senin de mi glüten'e alerjin var? - Hem de hayatım boyunca.
De toda la vida. Es muy difícil encontrar buenas hamburguesas de soja sin gluten.
Şöyle nezih glütensiz bir şey bulmak çok zor.
A las mujeres les fascina eso, " ¡ Gluten, yo también!
Kadınlar buna bayılır. Tutkal mı, ben de!
- No como gluten, Paul.
- Ben glüten yemem Paul.
¡ Gluten!
Glüten.
Aparte de trigo, lácteos, pescado o gluten.
Buğdaylı ve sütlülerin dışındaki şeyleri ve kabuklu deniz hayvanı gütleni.
Mi hijo es alergico al gluten.
Oğlumun glütene alerjisi var.
¿ No es esta semana cuando no tomas gluten?
Bu hafta glütensiz yemiyor muydun sen?
Dijiste que no consumirías gluten.
Artık glüten yemeyeceğini söylemiştin. - Nerede McGee?
Hablan de sus preciosas banalidades por celular. Compran tentempiés libres de gluten. ¡ No comprenden sus huellas de carbono!
... cep telefonlarında yapmacık bayağı boşboğazlık edersiniz beleş glüten kuruyemiş satın alırsınız henüz karbon ayak izinizin anlayışı yok!
Ellos pensaron que era una enfermedad celiaca y me dijeron que dejara de comer tanto gluten.
Çölyak hastalığı olduğunu ve gluten yemememi söylediler.
Ni siquiera sabía que estuviese comiendo nada de gluten.
Gluten yediğimi bilmiyordum bile.
Podemos celebrar con productos hechos de gluten de Angelica Kitchen.
Kutlamak için Angelica'nın Mutfağı'nda seitan * yiyelim mi?
Hay oportunidades, cultura y una serie de cosas que no puedes encontrar en Kansas, museos, galerias, teatro y... pan sin gluten.
Burada seçenekler, farklı kültürler ve Kansas'ta bulamayacağın birçok şey var. Müzeler, sergiler, tiyatrolar ve... Glütensiz ekmek.
Ni siquiera se lo que es el gluten, pero me gusta tener la opcion de no tener que comerlo.
Glütenin ne olduğunu bile bilmiyorum, ama yememe seçeneğimin olmamasını seviyorum.
- El pan es sin gluten. - Luego se los explico.
- Daha sonra açıklarım.
Comió algo de gluten en la escuela hoy y sus muñecas están definitivamente un poco hinchadas.
Okulda biraz ekmek yemiş bugün ve bilekleri kesinlikle biraz şişmiş.
O gingivitis o alergia aguda al gluten.
Ya da diş eti iltihabı ya da şiddetli glüten alerjisi.
Quédense a comer un trozo de pastel de chocolate sin azúcar, si gluten, sin lactosa...
Bir dilim, şekersiz, glütensiz, sütsüz çikolatalı kek yiyin.
En vez de hervirlas, es menos humedad, menos obligaciones de gluten, más ligeramente gnocchi.
Patatesleri kaynatmak yerine fırında pişirirsen daha az nemli olurlar. Glütenler daha az bağlanır, gnocchi hafif olur.
Gail se casa conmigo y con mi intolerancia al trigo
Gail benimle ve gluten intoleransımla evleniyor.
Claro que es intolerante al trigo
Tabii gluten intoleransı olur.
A mí también me sale eso por el gluten.
- Evet. - Glüten de aynı şeyi yapıyor.
Mi hija necesita comida sin gluten y esta tienda... la tienda kosher... tiene más opciones.
Kızım çölyak hastası ve o dükkânda helâl ürünler satan dükkânda daha fazla seçenek var.