Translate.vc / español → turco / Grace
Grace traducir turco
7,955 traducción paralela
Grace.
- Grace.
¿ Cómo te llamas?
- Adın ne? - Grace.
Grace. Estoy casada.
Ben evliyim.
Lo gracioso es que luché mucho contra Grace. Antes de hacer la oferta.
Komik olan, teklifi yapmadan önce Grace ile büyük kavga etmiştik.
¿ Hablaste con Grace?
- Grace ile mi konuştun?
¿ Quién es Grace?
- Grace kim?
- ¿ Grace?
- Grace?
Grace, es un poco diferente a cuando estabas en la universidad hace un millón de años.
Grace, yıllar önce gittiğin üniversiteden daha farklı işler.
Mi mujer se llama Grace.
Karımın adı Grace.
- No, no, no. - No, creo que es mejor si esto se acaba ahora, solo... - Grace....
- Hayır, hayır.
Grace, tu sabes que esto nunca ha sido por el dinero para mí, Grace
Grace, bunun benim için parayla alakalı olmadığını biliyorsun.
¿ Grace?
Grace?
No has envejecido, Grace.
- Sen hiç yaşlanmadın, Grace.
- Grace, es Fernando en el lugar de trabajo.
- Grace, ben Fernando
- ¿ Llamaste a Grace.
- Grace'i aradın.
Grace, espera!
Grace, bekle!
- Grace.
- Grace.
Anika me dijo Grace.
Anika bana söyledi Grace.
- Grace, espere.
- Grace, bekle.
I wouldn y apos ; t han dejado mi trabajo, y luego me wouldn y apos ; t tiene atrapado Gracia y Simon juntos.
İşimden istifa etmezdim, ve o zaman da Grace ve Simon'ı birlikte yakalamış olmazdım.
Grace, tú...
Grace, sen...
Pensé que hablabas de Grace.
Grace hakkında konuşuyorsun sandım.
¿ Sigues viendo a Grace?
Hala Grace'le mi görüşüyorsun?
No sorprende que Grace tenga tiempos duros en casa.
Grace'in evde zor zamanlar yaşadığına şaşmamalı.
Quiero saber todo lo que sabes acerca de Grace...
Grace hakkında bildiğin her şeyi bilmek istiyorum.
Tú debes ser Grace.
Grace olmalısın.
¿ Grace?
- Grace?
¿ Consiguió Grace ese trabajo?
Grace o işi alabildi mi?
La vida de Grace es aburrida... pero ella no.
Grace'in hayatı sıkıcı, ama kendisi değil.
Grace, me alegra encontrarte.
Grace, seni bulduğuma sevindim.
¿ Grace, no vas a presentarme... a este encantador caballero?
Grace, bu sevimli beyle beni tanıştırmayacak mısın?
Hola, Patrick.
Merhaba, Patrick. Ben Grace.
Soy Grace. Disculpame por llamarte tan temprano.
Bu kadar erken aradığım için üzgünüm.
Así que ahora ves a Grace de la misma forma, llevando una máscara.
Yani şimdi Grace'in da aynı yolda olduğunu anlıyorsun, maske taktığını.
Cuando nos conocimos, los sueños de Grace eran estudiar... Diseño en Florencia, tomar la beca... que ganó en la universidad.
Tanıştığımızda Grace'in hayali Floransa'da tasarım okumaktı, dahi bursunu alıp üniversiteye girmekti.
Es Grace Kaukonen, para ti. ¿ Quién?
- Grace Kaukonen seni arıyor.
Nicole Davis y Grace Duncamp.
Nicole Davis ve Grace Duncamp ile eşleşti.
Quizás esta gente esta buscando las mismas cosas que Grace y yo.
Belki de bu insanlar da, Grace ve benle aynı şeyi arıyorlardır.
- Y Grace está esperando. - Mm-hmm.
Ve Grace hatta, seni bekliyor.
Hace mucho que no hablamos, Grace.
Uzun zamandır hiç konuşmuyoruz, Grace.
- Grace, hola.
- Grace, merhaba.
Pienso que la única manera que Grace pase por esto es si nos dejas ser parte de tu siguiente toma.
Grace'in bunu atlatmasının tek yolu, bir sonraki çekimde bize de yer vermen.
Centro de Dios Piedmont Grace y al parecer, usa lencería femenina.
Piedmont Grace Tanrı Merkezi. Ve kadın iç çamaşırı.
Es pastor en Piedmont Grace.
Haddem. Piedmont Grace'de papaz.
No pasa nada, Grace. Está bien.
Birşey olmayacak, Grace.
Mató al pastor, Jonathan Hadem, Piedmont Grace, afueras de Oakland.
Bir papaz öldürdü. Jonathan Haddem Piedmont Grace kilisesi, Oakland'ın biraz dışında.
Es decir, no se ve mucho de mí en ella, pero Grace, tu culo sale fantástico.
Yani evet, içinde çok fazla ben yokum, ama Grace, kıçın muhteşem görünüyor.
Entonces, Grace, ¿ todavía necesitas que deje entrar al chico de la piscina?
Peki, Grace, şu havuza bakacak adama hâlâ ihtiyacın var mı?
Este es mi trabajo, Grace, ¿ de acuerdo?
Bu benim işim Grace, tamam mı?
- Grace, hi.
- Grace, merhaba.
¿ Grace?
- Grace mi?