Translate.vc / español → turco / Gusto
Gusto traducir turco
26,593 traducción paralela
Si, pero no lo harás. Te gusto demasiado.
Benden çok hoşlanıyorsun.
Bueno, un gusto conocerte, Wally.
Tanıştığıma memnun oldum, Wally.
Sí, bueno, se está poniendo un poco caliente en Central City para mi gusto.
Evet, Central City benim için biraz sıcak olmaya başladı.
Por una oportunidad para ver a mi hermano, la aceptaré con mucho gusto.
Kardeşimi görebilmek için memnuniyetle kabul ederim efendim.
Por respeto al buen gusto, renunciaremos a quitarnos las camisas.
Göze saygıdan dolayı üst çıkarma işinden feragat edelim.
Good-bye, mi lado honesto de cuanto cervezas tome gusto en conocerte, mis propias elecciones.
Elveda, içtiğim bira sayısında dürüst olmaya. Sizi tanımak güzeldi, şahsi seçimlerim.
Mas razón para que se dé un gusto.
- Kendinizi şımartmanız için bir sebep işte.
Si les gusto la cosita de mi esposa, les va a encantar su ambrosia.
Eğer karımın vajinasını beğendiyseniz ölümsüzlük yemeğine bayılacaksınız.
Rip, dile a tu tripulación que nos deje abordar, y con gusto los salvaré.
Rip, adamlarına içeri girmemize izin vermelerini söyle, ben de onları kurtarayım.
Con gusto.
Memnuniyetle.
- Vamos a darnos un gusto.
Için davranır. Bazı davranır.
Siempre pensé que bastante barroca para el gusto de Betsy.
Dekoratif bir dokunuştu. Betsy'nin tarzına göre fazla barok olduğunu düşündüm.
Te llegará un arreglo floral de muy buen gusto pronto.
Özenle hazırlanmış bir çiçek yolda geliyor.
Se serrucharía un brazo con gusto si con eso la visitara.
Gitmenizi sağlamak için seve seve bir kolunu verir.
No soy hombre que esté a gusto de vacaciones.
Tatilde rahat edemiyorum.
Parece que han tomado el gusto a 1958.
1958 yılını oldukça sevmişler gibi.
Sacarle a Sara el gusto por La Liga requiere sigilo.
Sara'yı Birlik gibi örgütlerden kurtarmak için gizliliğe ihtiyacımız var.
"El gusto de Anu", "el sentido para los negocios de Anu".
"Anu'nun lezzetli yemekleri", "Anu'nun iş başarısı"...
¿ Porque te preocupas por el gusto de Anu?
Kim takar Anu'nun lezzetli yemeklerini? !
Con gusto.
Rica ederim.
Si cambiaste de idea, veámonos, me daría gusto.
Fikrini değiştirdiysen buluşabiliriz. Çok isterim.
Siento gusto a vinagre en la boca.
Ağzım şarap tadıyla doldu.
Acerca de por qué ha venido usted aquí, y si no está a gusto dígalo, por favor.
Niye buradasınız? Ayrıca rahat değilseniz lütfen söyleyin.
Hola, Jill. Qué gusto conocerte.
Merhaba Jill, seninle tanıştığıma sevindim.
- Es un gusto conocerte.
- Güle güle. Seninle tanışmak güzeldi.
- Te ves bien. - Un gusto.
- İyi görünüyorsun.
Con gusto.
Seve seve.
- Mi esposa tiene un gusto excelente.
- Eşim çok zevkliymiş.
¿ Los platos se acomodan a tu gusto?
Yemekler damak zevkinize uygun mu?
- Dame un gusto, Donnie?
- Tadına bakabilir miyim Donnie?
Mm-hmm. Lo que me gusta mas que el gusto, aunque... - [ ]
Tadından fazlasını beğendim gerçi rengini.
- [Susurros ] Te gusto bueno. - [ Rie]
Tadın çok güzel.
- Mucho gusto, Leonor.
- Tanıştığıma memnun oldum, ben Leonor.
- Mucho gusto.
- Memnun oldum.
Yo quería a mi madre más que a nada en el mundo, pero no tenía muy buen gusto para los hombres.
- Hayır. Annemi dünyadaki her şeyden çok severdim ama erkekler konusunda çok iyi bir zevki yoktu.
Gastaban cada dólar que ganaban en ella, y tenían muy buen gusto.
Kazandıkları tüm parayı sanata harcadılar. Müthiş de bir zevkleri vardı.
Su buen gusto es exquisito y bastante excesivo.
Zevkleri hem egzotik hem de harikadır.
Tal vez si más cazadores de sombras mostraran tan buen gusto las cosas serían diferentes a día de hoy.
Belki de daha fazla Gölge Avcısı bize karşı böyle iyimser olsaydı bugün her şey daha farklı olabilirdi.
Mucho gusto, Padre Lucas.
Memnun oldum, ben Peder Lucas.
Porque si es así, es de muy mal gusto.
Çünkü öyleyse hiç komik değil.
- Encantado. Mucho gusto.
- Memnun oldum.
Veo que has tenido el gusto.
Bakıyorum tanışmışsın.
Gusto en conocerte.
Memnun oldum.
Gusto en conocerte.
Bende memnun oldum.
Me da gusto verlo.
Sizi görmek güzel!
Y con gusto hablaría contigo si realmente te interesa.
Eğer gerçekten ilgileniyorsan seninle konuşmaktan memnun olurum.
Debo darle el gusto.
Boyun eğmem gerek.
Fue un gusto verte. Capitán Yoo Shi Jin.
Karşılaştığımıza sevindim, Yüzbaşı Yoo Shi Jin.
Tan pronto como esté Stefan en casa, con el alma fuera de esa piedra, nos podremos sentar todos y descorchar una botella de Chardonnay, charlar, y comer bombones hasta que salga el sol. Con mucho gusto.
Seve seve.
Gusto en conocerte.
Tanıştığıma memnun oldum.
- Mucho gusto.
- Ben de.