English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Habitat

Habitat traducir turco

704 traducción paralela
Homo Noticiosus. En su habitat natural, una piscina de malta.
Homo Gazeteşebeği, Doğal habitatı, viski şişeleri.
Estoy en mi habitat natural.
Doğal habitatıma dikkat, hayatım.
No saben que su hábitat es un pequeño mundo verde flotando en el vasto vacío del Pre-Namib.
Bu cömert habitatın, Pre-Namib'in devasa hiçliği içinde yüzen küçük, yeşil bir dünya olduğundan habersizler.
El infierno es mi habitat natural.
Cehennem benim doğal yaşam alanım.
"Habitat del Shack Nr.7 Habitat y operaciones del día 87 de 90 de turnos"
"Madencilik Doğal ortam ve Operasyonlarının 7 nolu kulübesi, 90 Günlük Vardiyanin 87ci günü"
pero la orografía del terreno las retiene en su habitat original.
Ama kendi yaşam alanlarında, coğrafyayla sınırlanmışlardı.
Mi hábitat nativo es el teatro.
Benim doğal yaşam ortamım tiyatrodur.
Tengo muchas ganas de verlos en su hábitat natural.
Onları doğal ortamlarında görebilmek için sabırsızlanıyorum.
Este animal vivo y en su hábitat es muy valioso.
Bu... Bu şey yaşıyor ve doğal durumu bizim için oldukça önemli.
Pero las recientes detonaciones nucleares experimentales pueden haber alterado su hábitat natural.
Ancak, son zamanlardaki deneysel nükleer patlamalar yaratığın doğal çevresini ağır şekilde bozmuş olmalı.
"Criatura Terrestre en su hábitat natural"
DÜNYA CANLISI Doğal Yaşam Alanında
Liberamos al lagarto para que vuelva a su hábitat.
Çalılığına dönebilsin diye kertenkelenin ipini çözeceğiz.
- ¿ En mi hábitat natural?
- Doğal yaşam ortamımda mı?
Al sacar a los tribbles de su hábitat natural, ha descorchado la botella y el genio ha escapado.
Bu tribbleleri kendi doğal ortamlarından çıkarttığın anda, şişenin tıpasını çıkartmış oldun ve şişedeki cin de dışarı kaçtı.
La miseria formal y la extensión gigantesca de esta nueva experiencia de hábitat provienen de su carácter de masa, que está implicado a la vez por su destinación y por las condiciones modernas de construcción.
Mesken konusundaki bu yeni deneyimin estetik yoksullugu ve büyük artisi, hem islevi hem de insanin günümüzdeki kosullarindan dogan kitlesel karakterinden kaynaklanmaktadir.
Hay un lugar en Manhattan similar a su hábitat vaya allí y podrá capturarlo fácilmente.
Yaşadığı yere benzer bir yere. Onu orada kolayca yakalarsınız.
Un oso en su hábitat natural.
Bir ayının doğal yetişme ortamı...
No es exactamente mi hábitat natural.
Hayır çünkü burası benim doğal ortamım değil.
Quizás algo llamó su atención un probable hábitat para microbios o una mancha verde, donde no debía haberla.
Belki, bir şey dikkatini çekmişti mikroorganizmalar için muhtemel bir yaşama alanı ya da olmaması gereken bir yerde yeşil bir yama.
Pero su hábitat natural es claramente, el agua.
Fakat doğal yaşam alanı belli, su.
En el hábitat natural...
Vahşice...
Miren al pequeño e inofensivo grillo moverse en su hábitat.
Kendi yaşam alanına doğru hareket eden şu küçük, zararsız cırcır böceğiyle tanışın.
Necesitamos otro hábitat.
Yer değişimi talep ediyoruz.
Su hábitat : la tundra helada de Campo de Soldado.
Onun doğası yeşil çimler.
¡ Su propio habitat!
Yaşayacak temiz bir yer, kendilerine özel yaşam alanı.
Están renovando la exposición de mamíferos acuáticos en el hábitat de los pingüinos.
Aslında kutupsal memeli gösterisi için penguen ortamını yeniliyorlar.
¿ "Hábitat de pingüinos"?
"Penguen ortamı" ha? Vay canına!
Y si el campo es rico en nitrio, será un hábitat natural del parásito.
eğer o alanın geri kalanıda nitrium bakımından zenginse, doğal beslenme alanı olabilir.
Son de Corvan ll, y allí su hábitat en la jungla está amenazado por la contaminación.
Onlar Corvan Il'den, yağmur ormanlarındaki evleri... endüstriyel atıkların tehdidi altında.
Y seguro que es el mismo de su hábitat en Devidia ll.
Devidia II'deki yaşam alanlarında da aynısının olduğuna eminim.
Recomiendo enviar torpedos fotónicos al hábitat alienígena y destruirlo.
Torpidolarla uzaylıların yaşam alanını yok etmeliyiz.
Geordi, ¿ planeamos disparar al hábitat alienígena?
Geordi, uzaylıların yaşam alanına ateş açmayı planlıyor muyuz?
¿ Cómo podemos destruir su hábitat?
Yaşam yerlerini nasıl yok edeceğiz peki?
Hice un trabajo ahí... para preservar el hábitat natural del orangután.
Orada biraz iş yapmıştım... Orangutanların doğal ortamlarının sağlanması üzerine.
Anillo hábitat.
Yaşam alanı.
Computadora, cierre el pasillo 14A, hábitat nivel 5.
Bilgisayar, yaşam katı beşteki koridor 14A'yı kapat.
- Seguridad en el hábitat 5-14A.
- Güvenlik yerleşke 5-14A'ya.
Todo el mundo se ha trasladado al anillo hábitat.
Herkes yerleşim alanına alındı.
Anillo hábitat, nivel 14.
Yaşam halkası kat 14.
No está en ninguno de los puentes de cruce ni en el anillo hábitat.
Hiçbir aktarma köprüsünde yada yaşam çemberinde değil.
Detecto una enorme sobrecarga de plasma en el anillo hábitat.
Doğal ortam halkasında aşırı plazma yüklenmesi.
Será mejor que venga con Odo al anillo hábitat.
Siz ve Odo yanıma gelseniz iyi olur. Yaşam halkası 13. seviye, 4. bölümdeyim.
Si vive, el pantano no desaparecerá, las tortugas volverán a su hábitat y el ibis podrá seguir anidando allí.
Eğer tutarsa bataklık yok olmaktan kurtulur. Mortlake kaplumbağası doğal yaşam alanına geri döner. Çeltikçi kuşu gibi kuşlarda değerli bir yuvalama yerini daha kaybetmezler.
El Dr. Lovell opina que el hábitat natural de esta mujer es una cabaña primitiva en el corazón del bosque.
Dr Lovell'a göre bu kadïnïn dogal yasam alanï ormanïn ortasïnda ilkel bir kulübe.
Dentro de cinco minutos, liberaremos gas neurocina en el anillo hábitat.
Sakin ol, Jadzia. Bir bakayım. Veri ağı kanalına doğru uzanıyordum... küçük bir güç alanına elimi kaptırdım.
El anillo hábitat. Habrá cientos de personas en sus aposentos.
İkinci derece yanıklar ama bir sinir hasarı yok.
El gas se libera a través de los sistemas vitales. Si Io destruimos, salvaríamos a todo el mundo en el anillo hábitat.
Benim şifrem istasyonda dolaşmamı sağlar.
Ordenador, abra la puerta a la cámara 901, nivel hábitat H-3.
Bilgisayar, 901 nolu odanın kapısını aç, yaşam alanı kat H-3.
Sí, Ud. también estaría malhumorada si la sacaran de su hábitat natural... y la miraran como tontos un montón de patanes con quijadas débiles.
Doğal yaşam ortamından alınıp bir avuç miskin hödük tarafından rahatsız edilseydin sen de huysuz olurdun.
Cielos, yo pensé que estaría más feliz en su verdadero hábitat.
Tanrım, gerçek ortamında mutlu olur sanıyordum.
Informe. Hay klingons en la promenade, el anillo hábitat y el pilón 3.
Şimdilik önlerini kestik gibi ama böyle devam eder mi bilmiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]