Translate.vc / español → turco / Hack
Hack traducir turco
442 traducción paralela
Teniente John Hack.
Teğmen John Hack.
Hack er, Jefe del Estado Mayor completamente envuelto en asuntos del estado no está disponible.
Beyaz Saray Kurmay Başkanı Hacker devlet işleriyle çok meşguldü yerinde yoktu.
El descifrar claves me emociona tanto.
Bir sistemi hack'lemek çok yorucu!
Alguien está hackeando la estructura principal desde afuera.
Birisi ana bilgisayarı hack etti.
Juegala. Manos arriba, Hack.
Ellerini kaldır.
No puedo manejarlo.
I CAN'T HACK IT.
Para estar en la élite, tienes que hacer piratería honrada, no esas chorradas fortuitas. Algo alucinante es piratear uno de esos Gibsons, colega. Esos supercomputadores que usan para investigar Física y buscar petróleo.
elit olmak için, mükemmel bir hack gerçekleştirmelisin böyle kaza eseri bir şeyden olmaz bu senin gibsonlardan biri olduğun anlamına gelir fizikte petrol bulmak için kullandıkları süper bilgisayarlar kullanıyorlar.
No cuando estabas en bajada, tampoco cuando te derrumbaste en los playoffs, ni siquiera cuando todos mis amigos te llamaban Reggie Hack-Lemore.
Form düşüklüğü yaşadığında, playoff'larda berbat oynarken, tüm arkadaşlarım sana Reggie Hacklemore derken bile.
El martes pasado, entré en la computadora de aquí. y cambié la agenda.
Geçen perşembe ana bilgisayarı hack'ledim ve listeyi değiştirdim.
El martes pasado, entré en la computadora de aquí y cambié la agenda, y ahora recibo todos mis baños de esponja de Eduardo.
Geçen perşembe ana bilgisayarı hack'ledim ve listeyi değiştirdim. Artık sünger banyom Eduardo'dan.
¡ Utilizó nuestra red principal para su experimento!
Kendi deneyini yapmak için okulun ana güç kaynağını hack etmiş.
Me metí en su CPU... y... desconecté los sistemas operativos principales... y accedí a sus subrutinas.
CPU'sunu hack'ledim ve sonra ana işletim sistemini devre dışı bıraktım ve komut bölümüne girdim.
De ahí, a través de líneas seguras se comunica con sus oficinas de todo eI mundo.
Burada hack edilemez firewall çalışıyor. Dünyada 2 bilgisayar bölüm ofislerinde.
Debo entrar en el ordenador principal.
Bunu hack etmem gerekli.
Es el saco de Zack.
Bu bir Hack-E-Sack.
El saco de Zack.
Whew! Hack-E-Sack.
El saco de Zack.
Hack-E-Sack.
En un hack perfecto, la víctima no se da cuenta que es hackeada, cierto?
Mükemmel bir saldırıda kurban ne olduğunu bile anlamaz değilmi? hıhı..
Si. ¿ Que me puede decir de la hipótesis que el hack pudo ser obra de Mitnick?
Evet, Gerçekleşen bu saldırının sorumlusunun Kevin Mitnick olduğu yönündeki söylentilere karşı yorumunuz ne olacak?
- Está "Hackeando"
- Sistemi hack'liyor.
Quiero decir, Dios mío, cuánto este hack es cobrarle? ( Llora )
Bu sahtekâr ne kadar para alıyor ki?
¡ Shelley Hack!
Shelley Hack!
Entramos en una computadora del Ministerio de Defensa.
Savunma Bakanlığı'na ait bazı dosyaları hack ederek de bitirdik.
- Un serio'hackeo'de satélites.
- Uydu hack'lemek zorunda kaldık.
Pero Langly fue capaz de'hackear'el almacenaje de información aquí y sacar algo igual de sabroso.
Ama Langley veri arşivini hack'leyip bize iyi bir şeyler bulabildi.
- Lo han descubierto.
Sizi hack'lemişler.
Me lo merezco. Es el chico convencional
Ben yer altı çocuğum Hack'ledim minibüsten
Cuando le pusieron passwords a una de las máquinas del MIT a mi y a un grupo de hackers no nos gustó, y decidimos intentar una subversiva especie de hack [limpia su garganta]
MIT makinalarından birine şifre koydukları zaman Ben ve diğer hackerlar hoşlanmadık tabiki. Yıkıcı bir hack yapmaya karar verdim.
Como sea, pero además les estaba dejando saber de esta hackeada.
Her neyse, kısaca onları bu hack olayına dahil ediyordum
Ahora debería explicar que el nombre GNU es un truco ( hack ).
Şimdi söylemeliyimki GNU adı bir hacktir.
El proyecto completo GNU es realmente un gran golpe.
Bütün GNU projesi, cidden büyük bir hack tir.
Ellos nunca trataron de probar eso Phiber Optik hackeado en cualquier equipo.
Fiber Optiğin bilgisayarları hack etmediği ihtimali üzerinde hiç durmadılar.
Es facil encontrar los de Kate Jackson y Shelly Hack.
Kate Jackson ile Shelley Hack'i kolayca bulabiliyorsun.
Yo debería de ser ultramillonario... en lugar de honrarlos con mi genio de hacker.
Evet, senin kıçın, benimse beynim. Bende bu hack yetenekleri varken sizlerle uğraşacağıma web milyoneri olurdum be.
Soy Al Hack.
Ben Al Hack.
Al Hack, su agente.
Al Hack, Val'ın menajeriyim.
Programas alterando programas.
Programları'hack'leyen programlar.
Tiene que ser La entrada más fea que jamás he hecho.
Hayatımda yaptığım en çirkin'hack'olmalı.
Es una foto de una antigua novia de Hack Scudder.
Bur yaşlı Hack Scudder'ın sevgilisinin resmi.
Hack me mostró la foto. No paraba de hablar de ella.
Hack bana resmi gösterdi.
Pobre viejo Hack.
Zavallı yaşlı Hack.
¿ Recuerdas a Hack Scudder?
Hack Scudder'ı hatırlıyor musun?
Además me parece que Hank Scudder es tu papá.
Ve üstelik, Hack Scudder'ın baban olduğunu düşünüyorum.
Hack Scudder fue el que me ayudó a recuperarme.
Beni kurtaran Hack Scudder'dı.
El viejo Hack Scudder y yo.
İhtiyar Hack Scudder ve ben.
¡ No pueden detenerme, Hackman!
Beni durdurmayacaksın Hack Man!
Nuestro trabajo es ver que Hackman esta fuera de la comisión.
Bizim görevimiz Hack Man'i komisyondan uzaklaştırmak.
¡ Hackman!
Hack Man!
Póngame con inteligencia.
- Hack..
Lo tienen por conspiración... para hablar sobre una línea de teléfono golpeó... howto hack sobre determinados sitios.
Ona bazı sitelerin nasıl hacklenebileceğini...
Es un "hack".
Bir solucan var! Biri şebekemize girmiş!