Translate.vc / español → turco / Horn
Horn traducir turco
590 traducción paralela
Inglaterra al Cabo de Hornos, África, Nueva Zelanda Ia tierra de Van Diemen y los grandiosos mares del Sur.
İngiltere, Horn Burnu, Afrika Yeni Zelanda ve Güney Denizleri.
Custer ha ordenado atacar a Toro Sentado y los sioux en Big Horn.
Custer Oturan Boğa ve Siouxları Big Horn bölgesine sürmek için emir aldı.
Creí que las montañas Big Horn estaban llenas de indios.
Bu Big Horn Dağları'nın Kızılderililerle dolu olduğunu düşünüyorum.
- El Sr. Dudley Horn.
- Bay Dudley Horn'la tanıştırayım.
Me alegro mucho de verle, Sr. Horn.
Sizi gördüğüme çok sevindim Bay Horn.
- Sí, ¿ qué pasa, Horn?
- Evet, mesele nedir Horn?
Gritó y me quitó de en medio cuando él empezó a disparar.
Bağırıp beni kenara itti. O esnada Horn ateş etti.
Srta. MacFay, ¿ cuándo sospechó por primera vez que Horn era el asesino?
Bayan MacFay, Horn'un babanızı öldüreceğinden ilk ne zaman şüphelendiniz?
Su padre rechazaba que Horn fuera su pretendiente, ¿ verdad?
Babanız, Horn'la olan ilişkinize karşı çıkıyordu, değil mi?
Y si se hubiera casado con Horn, ¿ la hubiera desheredado?
Horn'la evlenseydiniz, mirasından mahrum bırakmayacak mıydı?
¿ Cuál fue la primera reacción que vio en Horn al descubrir el asesinato?
Cinayetin ortaya çıkmasından sonra Horn'da gördüğünüz ilk tepki neydi?
Sabemos que Horn y Church son enemigos.
Horn'un ve Church'ün düşman olduklarını biliyoruz.
Cuando Church amenaza a MacFay, Horn ve la posibilidad de culparle.
Church, MacFay'i tehdit etmeye başlayınca Horn'un, onu suçlamak için fırsatı oldu.
POLICÍA MATA A DUDLEY HORN
DUDLEY HORN'U POLİS VURDU
Cuidado, Freddie, ya sabe qué le pasó a Horn por querer protegerla.
Dikkatli ol Freddie. Onu korumaya çalışırken Horn'un başına gelenleri gördün.
A que Horn debió averiguar que ella cometió el crimen.
Horn, onun katil olduğunu biliyordu.
Horn quería que yo dejara el caso.
Horn benden davayı bırakmamı istedi.
Usted tenía miedo de Horn, de que pudiera hablar.
Horn seni korkutuyordu. Seni ele vermesinden korkuyordun.
Así que dejó que Horn fuera a buscarme y luego corrió... a prevenirme, para que tuviera tiempo de dispararle.
Horn'a beni öldürmesini söyledin. Sonra da bana gelip... beni uyardın. Ona silah çekebilmem için zamanım vardı.
Marianna Van Horn.
Marianna Van Horn.
Ahora, Marianna Van Horn traducirá.
Şimdi Marianna Van Horn çevirecek.
Mademoiselle Van Horn, traduce, por favor.
Matmazel Van Horn, lütfen çevirin.
Fue Joe Horn.
Joe Horn.
¿ Joe Horn, dijiste?
Joe Horn mu dedin?
Debe de estar cerca de Cabo de Hornos.
Cape Horn'a yakın bir yerde olmalı.
Doscientos doce muertos en Little Big Horn.
Little Big Horn'da 212 ölü.
Señor, no soy un hombre de ovejas pero admiro el modo en que ha actuado en el bar.
Bayım, ben koyuncu değilim ama Little Big Horn'daki tavrını takdir ediyorum.
Todos quieren rifles de repetición desde Little Big Horn.
Ama silah istiyor. Little Big Horn'dan beri otomatik silah istiyorlar.
- ¿ Qué pasó en Little Big Horn?
Little Big Horn'da ne oldu?
Si quieres mi oro, tráeme las armas con las que Caballo Loco y los sioux del norte libraron la batalla de Little Big Horn.
Eğer altınımı istiyorsan bana Crazy Horse ve Kuzeydeki Siyunun Little Big Horn'da savaştığı silahları getir.
Y bajo las órdenes más secretas, ponía rumbo hacia tierras del sur... CABO DE HORNOS... luchaba para cruzar Hornos y se adentraba en el Pacífico. OCÉANO PACÍFICO
Çok gizli emirler altında güney sularına yönelip Cape Horn'dan kendine yol açarak tekrar kuzeye, Pasifik'e doğru yönelmişti.
Recorri un camjno al oeste de Horns, fuera del terrjtorjo sjoux.
O kendi yolundan gitti, Ben ise onlar tarafından Bridger yolu denilen Big Horn'un batısından, Sioux topraklarının dışından gittim.
Habia muchos jndjos y vjne por el atajo de Horns.
Birçoğu oradaydı ve, Çok kalabalık bir grup Big Horn'da kamp kurmuştu.
Su vjgjlancja lo hace jmposjble, domjnan mas alla del rio Horns.
Bu kamp 20 mil boyunca Big Horn nehrine paraleldir.
Llévanos a donde Horn.
Bizi Horn'un oteline götür.
- ¡ Mary Horn!
- Mary Horn!
- ¡ Betty Horn!
- Betty Horn!
- ¡ Tommy Horn!
- Tommy Horn!
- ¡ Debbie Horn!
- Debbie Horn!
¡ La Sra. Horn!
Bayan Horn!
¡ Vamos, Horn!
Haydi Horn!
Sadie Thompson, Joe Horn.
Sadie Thompson, Joe Horn.
- Hola, Sr. Horn.
- Merhaba Bay Horn. - Merhaba Sadie.
- Ponla con la Sra. Horn.
- Bn. Horn'la kalsın. - Ben ne olacağım?
No sabía que el Sr. Horn permitiera las radios.
Bay Horn'un radyoya izin verdiğini bilmiyordum.
- Buenas noches.
- İyi geceler Bay Horn.
- ¡ Horn!
- Hey, Horn!
Directo a Tahití vía el Cabo de Hornos.
Horn Burnu'ndan Tahiti.
- Vaya, si es Horn.
- Bu Horn.
[LATIN AMERICAN SPANISH]
Young Man With a Horn
HOTEL DE HORN
HORN'UN OTELİ