Translate.vc / español → turco / Háble
Háble traducir turco
22,379 traducción paralela
Bueno, si es Sara Harvey, seguramente esté cabreada de que Alison nos hable de nuevo.
Eğer bu Sara Harvey ise muhtemelen Alison'ın bizle tekrar konuşmasına kızmıştır.
Esta mañana hablé con Jillian, quería reconocer tu trabajo y asegurarme de que no perdieras tu empleo por esto.
Bu sabah Jillian'la konuştum. Yaptıkların için sana kredi vermek ve bu yüzden işini kaybetmediğine emin olmak için.
Hablé con la Dra. Lamb.
Hayır, Dr. Lamb'le konuştum.
Papá, hablé con mi jefe y le pedí que te diera inmunidad judicial.
Baba, patronumdan mahkemede sana dokunulmazlık vermesini istedim.
- Hablé con Lyla.
- Lyla'yla görüştüm.
¡ Hasta hablé con ese soltero desagradable!
Hatta o pis ve evlenmemiş kel adamla da konuştum!
Si alguien más tiene algún problema hable con Lucius.
Başka sorusu olan varsa Lucius'a sorsun.
Hablé con unas personas, ¿ y sabes qué?
Buradaki insanlarla biraz lafladım ve ne buldum biliyor musun?
Es un espacio para que la gente hable.
Orası kamu yorumu yapılan bir yer.
Hable con los chicos. Nada pasó.
Çocuklarla konuştum Hiçbir şey olmamış.
Tu madre, quería que hable contigo.
Annen seninle konuşmamı istedi.
No es posible. Hablé con la capitana hace 45 minutos.
Daha 45 dakika önce amirle konuştum.
Y nosotros también para que nos hable.
Biz de dua ediyoruz ; gelip bizimle konuşsun diye.
Finalmente hablé con el tío Shashi, dijo que estará aquí tan pronto como le sea posible.
Sonunda Shashi amcam ile konuştum... olabildiğice yakında gelecek.
Mamá, nunca hable con el tío Shashi de esas cosas.
Anne, Ben asla Shashi amcanın önünde böyle seyleri konuşmam.
Fue la última vez que hablé con ellos. Y yo me comporte horrible.
Lakin ben son olarak son kez onlarla iyi bir şekilde konuşmadım Biliyormusun...
Hablé con ella, les manda saludos.
- Chiara'yla konuştum, selam söyledi.
Hablé con Blanchard.
Blanchard'la görüştüm.
Discúlpame por lo de antes, hablé sin pensar.
DÜşünmeden konuştum. - Seni üzmek istemedim.
Hable del otro libro que está escribiendo.
Yazdığınız diğer kitaptan bahsedin.
No... No me hable.
Sakın benimle konuşma.
Sí, lo sé. Hablé con Nueva York.
Evet biliyorum, New York ile konuştum.
¿ Vas a dejar que te hable así?
Böyle konuşmasına izin mi vereceksin?
Del que te hablé enantes.
Sana bahsettiğim kişi.
Mi mamá sigue queriendo que hable sobre el tema.
Annem sürekli benim bu konuda konuşmamı istiyor.
- asegúrate que no hable con nadie.
-... kimseyle konuşmasın. - Dur, dur.
Hable con ella.
Onunla konuşun.
Mire, aquí están los jóvenes de los que le hablé.
İşte size bahsettiğim çocuklar.
- Yo les hablé de ti. - Entiendo.
- Ona senden bahsettim.
Hablé con Pandele.
Pandele ile konuştum.
Pero hablé con Tiberiu en Bucarest.
Bükreş'ten Tiberiu ile konuştum.
- Ayer hablé con Boghean.
- Boghean ile dün konuşmuştum.
Sí, hablé con él. Gracias.
- Dediğiniz kişiyle konuştum, sağ olun.
Hablé con la directora. Hará una prueba.
Okul müdiresi ile konuştum, ona bir sınav yapacaklar.
- ¿ Quieres que hable yo con ella?
- Benim konuşmamı ister misin? - Hayır.
Quieren que yo también hable.
Benim de gammazlık yapmamı istiyorlar.
- Hablé con Robert y Maryse.
- Robert ve Maryse'le konuştum.
Ya hablé con Crystal.
Crystal ile konuştum zaten.
No hable con nadie mientras...
- Soruşturma bitmeden kimseyle konuşmamanızı...
Hablé con Jackie Sharp.
Jackie Sharp'la görüştüm.
Hablé con el presidente del Senado para un voto de emergencia.
Sözcü'yü arayıp acil bir oylama ilave etmesini söyledim.
- Solo hablé con él un instante. Pero los médicos dicen que hasta ahora el órgano está reaccionando bien.
- Çok az konuşabildik ama doktorlar şimdilik organı kabul ettiğini söylüyorlar.
Hablé con su madre.
Annesiyle konuştum.
Es más probable que hable si voy yo.
Ben gidersem onu konuşturma şansımız artar.
No hable sobre mi familia. ¿ Entendió?
Ailem hakkında konuşmayacaksın. Anladın mı?
Nunca hable más en serio.
- Daha ciddi olmamıştım.
Yo no hablé porque si un Latin King oye Un niño ex-asiática hecho con él en seco delató a la policía?
Konuşmadım çünkü Latin krallarından birisi Eski Asyalı Gençlerden olduğumu öğrenseydi polislere söylemez miydi?
Pero... hay alguien que no hable con un médico....
Ama... Fakat konuştuğu bir doktor var.
Hablé con Lucifer sobre el otro día.
Geçen gün Lucifer ile konuştum.
¿ Recuerdas el caso Palmetto del que te hablé?
Sana bahsettiğim Palmetto davasını hatırlıyor musun?
Pero hay alguien que no hable.
Konuştuğu biri var ama.