Translate.vc / español → turco / Häagen
Häagen traducir turco
52 traducción paralela
Debo decirle que no estoy de acuerdo con Ud. sobre "Pasas de uvas al Rhum" de Häagen-Dazs.
İtiraf etmeliyim, Haagen-Dazs Romlu Kuru Üzüm konusunda size katılmıyorum.
¿ Podemos ir a Häagen-Dazs?
Häagen-Dazs'a gidebilir miyiz?
Van Hagen Daas. Como el helado.
Rika Van Häagen-Dazs.
Es de las oficinas de leyes ¿ De Häagen y Dasz?
Haagen and Dazs hukuk bürosu mu?
Häagen Dazs es un nombre inventado, no es danés.
Häagen-Dazs uydurma. Danimarka'ya ait değil.
¿ Häagen Dazs es danés?
George, Häagen-Dazs Danimarka'dan mı?
Saca un kilo de helado Häagen-Dazs. Un kilo. Empieza a comerlo, parada ahí, directamente de la caja.
Yarım kilo dondurma çıkardı ve ayaktayken yemeye başladı, dondurma kabından.
¿ Si no hubiese cenado, si estuviese legítimamente hambrienta antes de atiborrarse de Häagen-Dazs?
Dondurma çanağına yumulmadan önce ya gerçekten aç idiyse?
Häagen-Dazs, manteca pacana... qué bueno...
- Haagen-Dazs fındıklı dondurma. - Güzel.
De hecho, sólo apoyaré mi trasero... seguramente comeré un tarro de Häagen-Dass... mientras miro "Cita a Ciegas".
Aslında, sadece kıçımın üstünde oturacağım, muhtemelen'Blind Date'izlerken... büyükçe bir'Haagen-Dazs'yiyor olacağım.
¿ O son "Häagen" y "Dazs"?
Yoksa Häag ve Dazs mıydı?
¡ "Häagen" y "Dazs"!
Häag ve Dazs.
Häagen-Dazs para los dos.
Yiyebildiğin kadar Häagen-Dazs, bebek.
Prefiero los ricos, cuidar sus niños. ver DVDs y comer Häagen-Dazs.
Burada zenginlerin arasında olmayı, çocuklarına bakmayı, DVD'yi seyretmeyi tercih ederim.
Häagen-Dazs.
- Haegen Dass!
¿ Häagen Dazs de jengibre y litchis?
Häagen Dazs'ın zencefilli dondurması?
¿ Ha levantado alguna cosa más pesada que un bote de Häagen-Dazs?
Kutu dondurmanın dışına, daha ağır bir şey kaldırdığın oldu mu hiç?
Yo amo los Häagen-Dazs y a mi proveedor de internet
Häagen-Dazs'ı ve internet servisimi de sevdiğimi söylüyorum.
No. El Häagen-Dazs es la respuesta para todo, ¿ verdad?
Hayır Haagen-Dazs herşeyin cevabı değil mi?
Haagen-Dazs, montones de Haagen-Dazs.
Häagen-Dazs. Bol bol Häagen-Dazs.
Es un pote de Häagen Dazs, una botella de vino y la única copia de sus cintas de sexo.
Yarım kilo dondurma, bir şişe şarap ve seks kasetlerinizin tek kopyası.
Haagen Ludwig Berg, un actor... y un Teniente en el ejército a media jornada.
Haagen Ludwig Berg, bir aktör ve orduda yarı zamanlı bir teğmendir.
Haagen-dazs.
Haagen-dazs.
¿ No será el mismo que utiliza la empresa Haagen Dazs? ( productores de helados )
Hagen Daaz Hukuk Bürosu mu?
Comían pequeñitos cucuruchos de helado Haagen-Dazs... que servía un tipo con quien asistí a la secundaria.
Liseye birlikte gittiğim bir çocuk tarafından servis edilen... ince, küçük Haagen-Dazs dondurması yiyiyorlardı.
¡ Así que, mujeres, tened cuidado cuando estáis ahí delante del Haägen Dazs!
O yüzden, kadınlar dikkatli olun Hagen Daas'ın önünde falan dururken.
Haagen Dazs y brewskies.
Haagen Dazs ve brewskiler aldım.
Envíeme un litro de helado de ron con pasas y una Pepsi Diet.
Bana 100 gr Haagen-Dazs dondurması, kuru üzümlü rom ve diyet Pepsi getirebilirsiniz değil mi?
5 cajas vacías de Haagen Daz, su no piernas depiladas, y el peinado para ser visto otra vez.
Çöpünde beş tane boş dondurma kovası var... Bacaklarınız fırça gibi kıllanmış.. Ve saçlarınızın boyanması gerekiyor.
Consigue unos helados Haagen Dazs.
Haagen Dazs dondurmasından al.
Te he traído un Haagen-Dazs.
Sana yemek getirdim.
No merezco un Haagen-Dazs.
Bana yemek getirmeni hak etmiyorum.
Apuesto a que están muy emocionados por su viaje a Haagen-Daagen.
Eminim ki, Haagen-Daagen'a olan seyahatiniz için çok heyecanlısındır.
¿ Quieres un poco de HAAGEN-DAAZ?
Dondurma ister misin?
El tipo es alemán, pero vive en Den Hagen, Holanda.
Alman ama Hollanda'da Der Haagen'de yaşıyor.
- Den Hagen es La Haya.
"Der Haagen" demek "A Aia" demek.
Den Hagen.
"Der Haagen".
Quizá haya corazones humanos detrás de los Haagen Dazs o algo así.
Belki dondurmaların arkasında insan kalbi filan vardır.
Yo solamente como helados Haagen Dazs.
Ben sadece Haagen-Dazs yerim.
Quiero Haagen-Dazs.
Haagen-Dazs * istiyorum.
¿ Haagen-Dazs?
Haagen-Dazs?
Empeñé un helado a Mike antes, diciéndole que era de Haagen-Dazs
Mike a dandik bir dondurma Verip pahalı olduğunu söylediğimde işe yaramıştı.
Poco después de que me sentenciaran, un nuevo Haagen Daz abrió en mi calle.
'Mahkum olmamdan kısa süre sonra...'... ana caddemde yeni bir Haagen Daz açıldı.
Tienes suerte de ser tan adorable y que esté colocado con Haagen-Dazs, porque esa es la broma más cursi que he oído.
Tatlı olduğun ve şaraptan kafa olduğum için şanslısın yoksa duyduğum en kötü şakaydı bu.
Saqué una maldita barra de helado del congelador porque tenía hambre.
Bir lanet aldı Dondurucu üzerinden Haagen-Dazs bar Ben aç çünkü.
Cuando las personas van al supermercado, necesitan algo para mirar antes de que elijan Haagen-Dazs.
İnsanların süpermarkete gittiklerinde Haagen-Dazs almadan önce bakacakları bir şeye ihtiyacı var.
Este día tiene Haagen-Dazs escrito por todos lados
Bugün, "Haagen-Dazs" yemek için biçilmiş kaftan!
Sr. Riley, soy el Detective Haagen de la Policía.
Bay Riley, ben dedektif polis memuru Haagen.
- Haagen. - ¿ Detective? ¿ Tiene pistas sobre el pescador?
Dedektifler balıkçıların izini bulabilmişler mi?
- Haagen.
- Haagen.
Creo que tengo E.T. grabado si necesitas desahogarte llorando, y un bote de Haagen-Daz en el congelador si ayuda.
Eğer ağlamak istersen E.T'nin kasedi var bende... ve dolapta da biraz Haagen Daz var, yardımı olursa.