Translate.vc / español → turco / Imaginé
Imaginé traducir turco
5,525 traducción paralela
Imaginé un regreso a casa diferente.
Farklı bir dönüş hayal ediyordum.
Sí, me lo imaginé, la gente lo piensa. Mejor que lo convierta en realidad, ¿ no?
Dedim ki nasılsa insanlar bakınca böyle düşünüyor ; o zaman battı balık yan gider!
Me imaginé que en ese tiempo te drogabas porque tus notas estaban muy desorganizadas.
İçtiğin zamanlardı diye düşündüm. Zira notların gerçekten dağınık.
Crecí queriendo nada más en la vida que este trabajo, y ahora que de verdad lo estoy haciendo, es... mejor de lo que imaginé.
Büyürken, hayatımda bu işten başka hiçbir şey istemedim ve şu an bu işi yapıyorum. Hayal ettiğimden daha iyi bu iş.
Yo también te amo. Esto no es como lo imaginé.
Ben de seni.
- Imaginé que estarías aquí.
- Burada olacağını biliyordum.
Lo sé, pero estaba hablando con Chick sobre... ya sabes, lo de que quería mudarme a Nueva York para cumplir mi sueño, y me dijo que me imaginara mi vida justo como yo quería, y entonces me la imaginé sin ti.
Chick'le konuştuğumda yani New York'a taşınıp hayallerimin peşinden koşmamı falan bana istediğimi tam olarak hayal etmemi söyledi sonra da sensiz halini hayal ettim.
Imaginé todo tipo de cosas espantosas.
Hep kötü şeyler geldi aklıma.
Bueno, nunca me imaginé que nos llevaríamos tan bien.
Böyle iyi anlaşacağımızı hiç düşünmemiştim.
Sabes, no eres como te imaginé, eres guapo, realmente, tienes la reputación de ser un hombre de principios, así que me entristece verte pasar de ser un anti-Karsten a esto.
Sandığım gibi değilsin. Tatlı bir şeysin aslında. Prensip sahibi biri olmak adına bir saygınlığın var.
Nunca te imaginé rezando sola.
Yalnız dua edeceğini hiç ummazdım.
Imaginé que podría ser útil.
Yararlı olabileceğini düşündüm.
- No, me lo imaginé.
- Hayır, kendim anladım.
Imaginé que has soltado tus ratas aquí para recargar desde que te enseñé este lugar.
Sana böyle yerleri öğrettiğimden, yiyecek için, sıçanlarını buraya getireceğini düşündüm.
Me imaginé que simplemente se estaba gastando. ¿ Por qué?
Sadece eskidiğinden öyle olduğunu düşünmüştm. Neden?
Me imaginé que lo harías, pero es un poco decepcionante.
Düşüneceğini düşündüm, ama biraz hayal kırıklığı yaratıyor.
Lala, eso es exactamente lo que imaginé.
Bu tam hayal ettiğim gibi.
Me imaginé que Vince o Nathan te lo habían dicho.
Vince ile Dave sana söylemiştir diyordum.
¡ Vamos! ¿ No es bonito saber que tienes amigos que se preocupan por ti? Nunca imaginé que fueras una bestia.
Hadi! Seni önemseyen arkadaşların olduğunu bilmen ne güzel değil mi? Senin canavar olduğunu bilmiyordum.
Nunca lo imaginé.
Hiç aklıma gelmezdi.
Imaginé mi muerte muchas veces, pero nunca imaginé que vería el sol en algún lugar alfombrado hasta las paredes.
Ölümümü birçok kez hayal ettim ama hiçbir zaman duvardan duvara halı kaplı bir yerde güneşle buluşacağımı düşünmemiştim.
Solo imaginé que quería organizar una especie de protesta.
Zannediyordum ki protesto falan yapacaktı.
Imaginé que no haría daño tener unos cuantos datos en mi bolsillo. Mi plan B era tocar un cuadro y que me echaran.
Yedek planim da bir resme dokunup atilmakti.
Chicas, cuando llegué a este instituto hace seis meses, nunca imaginé que podríais llegar a aceptarme. ¿ Perdona?
Ah arkadaşlar, altı ay önce bu okula geldiğimde beni böyle kucaklayacağınızı hayal bile edemezdim.
Nunca me imaginé que mi hijo sería abogado.
Oğlumu avukat olarak düşünmemiştim hiç.
Jamás en mis peores pesadillas imaginé... que te dejaría una guerra como parte de tu herencia.
En kötü kabuslarım bile böyle değildi. Mirasının bir parçası olarak sana bir savaş bırakıyorum.
Imaginé que podría volver al Pacífico Sur.
Güney Pasifik'e tekrar gidebileceğimi düşündüm.
Sí, me imaginé.
Evet, fark ettim.
Nunca imaginé que te gustaran los botes.
Senin tekne seven biri olduğunu düşünmemiştim hiç.
Es solo que nunca imaginé que alguien quisiera renunciar a los benéficos del Chip de Ciudadano, la identidad.
İnsanların vatandaşlık çipinin kolaylıklarından vazgeçmek isteyeceklerini hiç aklıma getirmemiştim. Bir parçamız bu.
No, en realidad no me imaginé que iba a ser tan difícil para ti responder.
Cevap vermenin bu kadar zor olacağını hakikaten düşünmemiştim.
Lo imaginé.
Düşündüm de...
Sí, lo recibí, pero no puedo porque hoy estoy rodando, así que me imaginé que se olvidaron.
Ama bugün sette olduğum için gelemem, ben de sizin unuttuğunuzu sandım.
Imaginé que planeaban matarme en algún sitio y hacer que pareciera que lo había hecho yo.
Beni bir yerde öldürüp intihar süsü vereceklerdi.
- Sí, imaginé que...
- Evet, bir yolunu buldum.
Me imaginé que su sistema inmune estaba...
Bağışıklık sistemi anladığım kadarıyla...
Tengo tantas memorias de mi infancia en esa casa del lago tanto que, en mi mente, siempre imaginé llevar a mis hijos, o llevar a nuestros hijos allí.
O yazlıkta o kadar çok çocukluk anım var ki aklımın bir köşesinde hep çocuklarımı alıp ya da çocuklarımızı alıp oraya götürmeyi hayal ettim.
- Imagine que yo saliera con su mamá.
Farz et ki ben senin annenle yemeğe çıkıyorum.
Imagine las cosas que podríamos robar juntos.
Beraber hırsızlık yaptığımızı hayal ediyorum.
Pero imagine la reacción pública si un detective de alto rango, fuera el asesino de niñas.
Ama yüksek itibarlı bir dedektifin genç çocukların katili olduğunu öğrendiklerinde halkın tepkisini düşünebiliyor musun?
Si fue así de difícil para los Lealistas darlas imagine cuán difícil será para los rebeldes de la misma región dispararles.
Sadık olanların onlardan vazgeçmesi bu kadar zorsa aynı bölgedeki asilerin onlara ateş etmesinin ne kadar zor olacağını hayal et.
Entonces imagine cuán contento estará de regresar.
Geri döndüğünde ne kadar memnun olacağını düşün.
Imaginé que mi vida no era tan importante.
İçeriden yeni çıktın.
Imagine que pensarían que yo lo hice.
Ben yaptım sanırlar dedim.
Lo cual ya es suficientemente duro en un buen día, quiero decir un día en el que no me imagine a Fiona muerta en una cuneta en Dios sabe dónde, así que si solo pudieras... ¿ Esta bién?
Yolunda giden bir günde bile yeterince zor.
Pero, de todos modos, la situación es... Ya sabe, imagine que uno de su rebaño, ha desarrollado sentimientos por la más consentida, irritante y molesta oveja de la ciudad y... y... él quiere librarse de dichos sentimientos.
Neyse, konu şu diyelim ki sürü üyelerinizden birisinin kasabadaki en şımarık, en sinir bozucu koyuna karşı hisleri var ve kendisini bu duygudan arındırmak istiyor.
Imagine... lo que sería fusionarnos, permanentemente.
Hayal edin sonsuza kadar birleşmenin nasıl bir şey olacağını.
Imagine que el día de su muerte se ha decidido.
Farz edin ki, ölüm gününüze karar verilmiş.
Cinco muertos. Imagine los que hay en cuarentena.
Fırkateyn karantina altında.
- Bueno, imagine una escalera,
Bir merdiven hayal et.
Yo ni siquiera podía imagine que leía la carta.
Mektubumu okurken bile hayal edemiyordum.