Translate.vc / español → turco / Indio
Indio traducir turco
3,273 traducción paralela
Territorio Indio.
Hindistan toprakları.
La Coronel Grant quiere que seas los ojos y oídos del Ejército Indio.
Albay Grant, senden Hindistan Ordusunun gözü ve kulağı olmanı istiyor.
Tenéis menos de una hora antes de que el Ejército Indio asalte el hotel.
Hint Ordusu, bir saate kalmaz otele saldırıp baskın yapacak.
Voy a acompañarla a unas instalaciones del Ejército Indio, donde será interrogada.
Sorguya alınmak üzere Hindistan ordusuna ait bir üsse götürüyorum.
lo último... incluso el vino indio sabrá como auténtico vino francés.
hatta hint şarapları bile bu bardakta fransiz şarabı gibi lezzetli oluyor.
- Te vas a perder la vida como un indio
- Bir hintli olarak öleceksin!
Entre el peregrino y el indio.
Evet tam ortasına.
Soy indio.
Ben Hintliyim.
Eso... eso... eso no es el mismo tipo de indio.
Ah, yanlış oldu... O dediğin kızılderililer...
Otro indio analfabeto inventó el número cero.
Sıfırı icat eden, okuma yazma bilmeyen başka bir Hintli.
Por qué? Porque no se casó con un indio
Yerli biriyle evlenmediğini.
¡ No, buena suerte a vosotros dos encontrando a un mejor indio en vuestras vidas o en el Buy More!
Asıl size daha iyi bir Hintli arkadaş bulmakta iyi şanslar.
Indio lleva a la mujer a la ciudad, indio no sale vivo.
Kızılderili, kadını kasabaya getirir. Kızılderili kasabadan sağ çıkamaz.
Supongo que la última cosa que quería ver es un indio.
En son görmek isteyeceğiz şeyin yerliler olduğunu sanıyordum.
Parece que un indio va a correr una carrera contra el tren hasta el pueblo.
Kızılderili'nin biri trenle kasabaya kadar yarışacakmış.
Robert peleó duro, pero el indio prevaleció.
Robert iyi mücadele etti ; ancak Kızılderili üstün geldi.
Me refiero al acuerdo según el cual debías volver a Chicago una vez que entráramos en territorio indio hostil.
Kızılderili bölgesine girdiğimiz vakit Chicago'ya dönmeni gerektirenden söz ediyorum.
Hice algunos amigos en el Centro Indio Americano.
Amerikan Yerlileri Derneği'nde birkaç arkadaş edindim.
¡ Porque no eres un verdadero indio, David!
Çünkü gerçek bir Yerli değilsin, David!
- Sentarse como un indio. Puedes seguir hablando, pero voy a taparme las orejas.
Konuşmaya devam edebilirsin,... ama ben ellerimle kulaklarımı kapatacağım.
Las uñas de sus pies son como maiz Indio.
Tırnakları yerli mısırlar gibi.
No soy un mago indio.
Hintli bir bilge değilim ben.
Parece totalmente indio.
Hintliye benziyor.
Gato indio.
Hindistan kedisi.
Pero lo que menos se cuenta del cine indio es cómo gira hacia la realidad y se crea el denominado "cine social", películas reformistas que desafían al sistema de castas, al materialismo o a la pobreza,
Hint sineması hakkında az bilinen şey gerçekliğe yüzünü nasıl döndüğüdür. Sosyal devrim filmleri kast sistemini sorgulamış 1930'lardan itibaren, maddiyatçılık ve fakirliğe el atmıştır.
La combinación de romance y lucha hizo que muchos la llamaran el Lo que el viento se llevó indio.
Romantizm ve mücadelenin karışımı yüzünden, insanlar filme Hindistan'ın "Rüzgar Gibi Geçti" si demiştir.
Emilio "El Indio" Fernández, actor y director. Aquí está en la película de Sam Peckinpah, Grupo salvaje. Era muy macho y altivo, y Peckinpah lo eligió por eso.
Oyuncu ve yönetmen Emilio ll lndio Fernandez Sam Peckinpah'ın "Vahşi Belde" sinde maço, kendini beğenmiş biridir.
El propio Fernández era medio indio y solía retratar a personajes mestizos.
Fernandez de yarı yerlidir ve çoğunlukla karışık ırkları çeker.
Traté de asustar a un indio con una serpiente.
Bir Hintli'yi yılanla korkutmaya çalıştım.
Es Yash Ahluwalia, diplomático del consulado indio.
Adı Yash Ahluwalia. Hindistan Konsolosluğu'nda diplomat.
El director indio más importante de los años 50 y 60 fue Ritwik Ghatak.
50 ve 60'ların en büyük Hint yönetmeni Ritvik Gatak'tır.
Es un melodrama indio clásico.
Klasik bir Hint melodramı.
Lo llamó "el pecado original indio".
Buna "Hindistan'ın günahı" der.
Y soy 1 / 16 indio cherokee.
16 Çeroki Kızılderilisi'nden biriyim.
¡ Dime, indio!
- Cevap ver kızılderili!
¡ Esto probará si eres indio o no!
Bu kızılderili olup olmadığını kanıtlar!
Soy indio.
Ben Hintliyim!
Y este indio no va a ir a ningún sitio sin sus peregrinos.
Ve bu küçük kızılderili hiçbir yere gitmiyor.
Venir hasta tan lejos sin matar un indio ni perder a un hombre blanco.
Hiç yerli öldürmeden ve beyaz adam kaybetmeden bu kadar uzağa gelebildin.
Un parque indio.
Bir Yerli Parkı.
Métete esto en tu necio cráneo de indio.
O küçük yerli beyninden çıkar at bunları.
Es parte cherokee y necesitamos un indio.
Adam çeyrek Cherokee, Kızılderili çalıştırmamız gerektiğini biliyorsun.
La Interpol, el gobierno indio, ¿ quién está detrás de ella?
Interpol, Hindistan hükümeti, arkasında kim var?
Bueno, su padre estaba en el ejército indio.
Babası Hindistan Ordusundaymış.
- Aquí se llama "El Barítono Indio".
- "Kızılderili Baritone" çağırılmış.
¡ Barítono indio!
Kızılderili Baritone!
Me gusta el indio cheroquee con cabeza del vaquero. ... con el hacha de guerra.
Kovboyun kafasını savaş baltası ile kesen Kızılderili'yi seviyorum.
Su padre no era indio?
Yani baban yerli değil miydi? Bu doğru.
La historia del cine indio es tan vasta como el país.
Hint sineması da ülkenin kendisi gibi uçsuz bucaksızdır.
El protagonista de La perla es un pobre pescador indio mexicano.
Filmde baş kahraman, Meksika yerlisi fakir bir balıkçıdır.
El rendido indio, vamos a verlo.
Hindistan'ın vuruşu var. Gel, gidip izleyelim.