English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Inquiete

Inquiete traducir turco

71 traducción paralela
No se inquiete, Bennett.
Gerilmene gerek yok Bennett.
Bien, no dejes que te inquiete.
Bunun seni üzmesine izin verme.
No dejes que te inquiete.
Endişelenecek birşey yok.
No se inquiete.
Merak etme.
- No se inquiete.
- Endişelenmeyin Teğmen.
Ahora descanse, no se inquiete.
Şimdi rahatlayın.
No dejes que te inquiete.
Bir Alman moralinizi bozmasın.
Va bien, no se inquiete.
O iyi, endişelenmeyin.
Y que no me inquiete.
Bana merak etmememi söylüyor.
No quiero que la reina se inquiete.
Kraliçenin üzülmesini istemiyorum.
No se inquiete, señorita.
Korkmayın, bayan, Miss. Korkmayın.
- No se inquiete demasiado.
- Bu kadar üzülmeyin.
No se inquiete.
Ama endişe etmeyin.
No se inquiete, seguramente le tendrán a usted prisionero en el pueblo.
Sakin olun binbaşı. Sizi muhtemelen kasabada esir tutacaklardır.
No, no quiero recuperarlos, Charles,... quiero llamar a Sara, para que no se inquiete.
Ah, hayır. Onları geri istemiyorum, Charles. Sadece, Sarah'ı aramak istiyorum.
Bueno, no se preocupe, no se inquiete, no hay prisa.
O konuda endişelenme, aceleye gerek yok.
No se inquiete : pagaré.
Merak etmeyin, ödeyeceğim.
- No se inquiete, señora Banham.
- Sakin ol, heyecanlanma.
Por Dios, no se inquiete, ahora se lo explico.
Her şeyi izah edeceğim. Dinle, bizim bir geleneğimiz var.
Puede que nos inquiete a todos.
Hepimizi rahatsız edebilir.
¿ Qué podemos hacer por mi Samet? No se inquiete.
Bir şey olur mu Samet'ime?
No se inquiete, mi coronel.
Endişelenmeyin efendim, kestirmeden gidiyoruz.
¿ Que no me inquiete?
Endişelenme mi?
No se inquiete.
Endişelenmeyin.
No se inquiete.
Endişelenme.
No se inquiete, amor mío.
Endişe etmeyin, aşkım.
- No se inquiete tanto, Kleinman.
- Bu kadar kaygılanma, Kleinman.
No se inquiete, arreglaremos eso después de la cena.
Hiç zahmet etme. Yemekten sonra hallederiz.
No puedes dejar que te inquiete, Ace.
Bunun için endişelenme As.
Podría decirle que el Papa estuvo aqui pero no creo que eso lo inquiete.
Ona Papa geldi desem bile hiçbir şey fark etmez.
No digan nada que inquiete a Quasimodo.
Ama sakın Quasimodo'yu üzecek bir şey söyleme.
No se inquiete, es contraproducente.
Endişeli olmayı bırakmalısın. bu sadece amacımıza zarar verir Binbaşı.
Tal vez debemos dejarlo que se inquiete por unos días.
Belki de onu birkaç gün üzüntüsüyle başbaşa bırakmalıyız.
¿ Qué tiene el silencio que hace que la gente se inquiete, ¿ eh?
Neden sessizlik insanları bu kadar ürkütür?
No se inquiete.
- Endişelenmeyin.
Ah, no se inquiete por eso. Estoy recibiendo el valor de mis monedas de cinco centavos.
Bu içine dert olmasın.
- Nose inquiete. Nada importante.
- Endişelenmeyin.Önemli birşey yok.
Su preocupación por los pacientes es admirable, pero no se inquiete.
Hastalara olan ilginiz takdire değer, ama endişelenmeyin.
No se inquiete, agente Vaughn,
Merak etmeyin Ajan Vaughn.
- No se inquiete. Yo diría que Ud. salió muy bien parado en esta transacción.
Çok fazla üzülmeyin bana öyle geliyor ki bu işten baya karlı çıktınız.
Quizá deberías verme y que el empleado se inquiete por lo que está pasando aquí.
Rüyanda görürsün, ufaklık. Ufaklık mı?
- No queremos que se inquiete.
- Kızın huzurunu bozmak istemeyiz.
Mientras procesamos los resultados la llevaremos de vuelta a esperar. Tenemos drogas para calmarla. Así que no se inquiete por su destino.
# Sonuçları değerlendirip,... # #... sizi bekletirken,... # #... kaderiniz konusunda sıkıntıya düşmemeniz için... # #... sizi sakinleştirecek ilaçlar vereceğiz. #
El chico es un genio tecnológico, señor pero no se inquiete, soy una "re-genio" tecnológica.
- Çocuk teknoloji ustası ama korkmayın. Ben daha ustayım. Söz mü verdim?
No se inquiete, Dolores.
Endişelenme.
¿ Hay algo que te inquiete?
Kafan bir şeye mi takıldı?
Por favor no se inquiete.
Lütfen rahat olun.
No le di importancia pero cuando volvió a ocurrir al viernes siguiente, me inquieté.
Bu sorun değildi, gerçekten. Ancak bir sonraki Cuma yine aynı şey olduğunda, bu sefer kaygılanmıştım.
- Sí, me inquieté.
- Evet, endişelendim.
Al principio, andaba rebuscando con el asunto del casco pero luego por la reacción que tuve de la rata... me inquieté un poco más.
Başta bu kask şeyiyle balık avlıyordum. Ama sonra farelerin tepkisini görünce, kıllanmaya başladım.
Pero admito que me inquieté al oir a los trotskistas y los pivertistas declarar que la revolución francesa había comenzado.
Yine de, Trotsky'cilerin ve Pivert'cilerin Fransız Devrimi'ni ilan etmesi konusunda endişeliydim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]