Translate.vc / español → turco / Instituto
Instituto traducir turco
9,171 traducción paralela
Conocí a Ben en el Instituto Panticapaem cuando era una criada.
Ben'le Panticapaem Enstitüsünde tanıştım. hizmetçiydim orada.
Hay ocho coincidencias con el reconocimiento facial y uno de ellos es un tío que fue conmigo al instituto.
Bu yüz eşleştirmeden çıkan sekiz sonuç ve birisiyle beraber liseye gittim ben.
Sé que asumes que mi único propósito en este instituto... es atender tu lamentable trasero, pero tengo una vida, ¿ sí?
Bu okuldaki tek amacım sana mal tedarik etmek sanıyorsun, biliyorum ama benim de hayatım var, tamam mı?
¿ Sabes cuán difícil es entrar al Instituto Médico en Odessa?
Odessa'da tıp okuluna kabul edilmek ne kadar zor biliyor musun?
Fumaba en el instituto.
Lisedeyken içmiştim.
Hay muchos edificios allí, pero solo uno es un instituto abandonado.
Orada onlarca bina var ama sadece bir tane terk edilmiş lise var.
¿ "Instituto de Bonoloto para el Fomento de la Lotería, una división de la CIA"?
"CIA Kuruluşu, Olmaz Olmaz Demeyin Şansınızı Deneyin..." "... Piyango Teşvik Kurumu " mu?
Imagino que bien, sabiendo lo bien que siempre te ha ido en el instituto.
Bugüne kadar hep başarılı olduğu için iyi gittiğini düşünüyorum.
Fui al instituto con él.
- Liseden arkadaşımdır kendisi.
Profesor de inglés en el instituto.
Lisede İngilizce öğretmenliği yapıyormuş.
Te diré una cosa... las chicas no eran así cuando estaba en el instituto.
Sana bir şey söyleyeyim, ben lisedeyken kızlar böyle değildi.
El instituto no acabará hasta dentro de unas horas.
Okulun kapanmasına daha saatler var.
- ¿ Es este tu instituto?
- Burası senin lisen mi?
Eramos novios en el instituto.
Gerçek lise aşıkları.
Era una buena tiradora en mi equipo de baloncesto del instituto.
Lisedeki basketbol takımında çok iyi üçlükler atardım.
No creo que necesites ir al instituto.
- Bence okula gitmene gerek yok.
No creo que el instituto haya sido bueno para ti.
Okul sana pek iyi gelmiyordu.
El trabajo del instituto, el motel y estoy muy bien... y voy a salir con Emma.
Ödevler olsun, motel olsun, gayet iyiyim ben. Ve Emma'yla çıkacağım.
Mientras tanto, Jane ha estado enseñando en un Instituto Católico.
Bu sırada, Jane bir Katolik Lisede öğretmenliğe başlamıştı.
Tenías 18, graduándote en el instituto.
Sen 18 yaşındayken liseden mezun olurken.
Conociendo a Jane así de bien como hasta ahora, Conociendo a Jane tan bien como ahora, no te sorprenderá que incluso en el instituto, era una planificadora.
- Jane'i şu anki kadar iyi tanısaydınız, muhtemelen hiç şaşırmazdınız lisedeyken bile o herşeyini planlardı.
Desafortunadamente para la joven Jane, alguien en el instituto también la conocía muy bien.
Ne yazık ki genç Jane'i, lisedeyken de gayet iyi tanıyan birisi vardı.
Después del instituto, Jane estaba viviendo realmente bien.
Liseden sonra, Jane hayatını gayet iyi yaşıyordu.
Reunión del Instituto.
MEZUNLAR TOPLANTISI Pekala, nasıl bir tarz yaratmak istiyorsun?
He sidp un poco dura contigo en el instituto, y no era guay, así que,
Lisedeyken sana karşı kötü davrandım, ve bu hiç hoş değildi, o yüzden üzgün olduğumu söylemek istedim.
Becky Cooper fue una novia de pesadilla del instituto, y nunca deberías haber salido con ella.
Becky Cooper, lisede sevgili olunacak en son kişiydi. Onunla asla çıkmamalıydın.
Haía pensado en una asociación para ayudar a los niños a pasar al instituto.
Düşündüm ki, ortaokula geçiş yapan çocuklara yardım edecek bir hayır kurumu kurabiliriz.
También he oído... que fuisteis amigas en el instituto.
Ayrıca üniversitede de arkadaş olduğunuzu duydum.
Sí, y tu acelerador ha sido tan fiable como el cacharro que conduje en el instituto.
Aynen, ve hızlandırıcın da lisede kullandığım çırpacak kadar güvenilir artık.
Yo di clases de Lengua en el instituto Evarts durante 26 años... para mantenernos a flote durante las cosechas malas.
Evarts Lisesinde 26 yıl öğretmenlik yaptım hasatın düşük olduğu yıllarda bizi geçindirdi.
El instituto empieza a las 8 : 00.
- Okul 8'de başlıyor.
¿ Vas a ir al instituto?
- Okula mı gidiyorsun?
Bueno, déjame llevarte al instituto.
Hadi seni okula bırakayım.
Parásitos de alienígenas convierten a los profesores de instituto en asesinos ladrones de cuerpos.
Uzaylı parazitler lise öğretmenlerini tehlikeli ceset hırsızlarını çevirir.
Así que, si Branson es el asesino, ¿ por qué trabajaría en un instituto en lugar de en algún sitio fuera del radar?
Eğer Branson katilse, neden okulda değil de göze batmayacak bir yerde işe girmedi ki?
Volví al instituto y volví a conectar con tu padre.
Okula geri döndüm ve babanla tekrar bir araya geldim.
Fuiste animadora en el instituto. Sí.
- Okuldayken amigo kızdın.
- Sí. Parece que lo admitieron en el Instituto Psiquiátrico Shalvata.
Görünüşe göre onu Shalvata Piskiyatri Enstitüsü'ne yerleştirmişler.
Primaria, instituto.
İlkokul, lise.
Tú fuiste al instituto con ellos dos.
Sen onlarla liseye gittin.
Y esta noche, tengo el placer de anunciar... que todos los ingresos de esta expedición... serán donados... al Instituto Walker para la Educación de la Historia.
Bu keşiften kazanılanların tarih eğitimi için Walker Institute'e bağışlanacağını söylemekten mutlu olurum.
¿ Sabes? Una vez vi a Bloody Mary en el instituto.
Lisedeyken bir keresinde Kanlı Mary'yi görmüştüm.
¿ Qué es ese... instituto para el que trabaja?
Sizin şu çalıştığınız enstitü nasıl bir yer acaba?
Es el instituto en Moscú responsable de informar a los líderes soviéticos de todos los aspectos relacionados con la significancia geopolítica relacionada con los Estados Unidos y Canadá.
Moskova'daki bu enstitü Birleşik Devletler ve Kanada'yla ilgili bütün jeopolitik özellikleri Sovyet hükümetine bildirmekle yükümlüdür.
En mi Instituto estudiamos los principales periódicos y revistas norteamericanos.
Enstitüde, tüm büyük Amerikan gazetelerini ve dergilerini inceleriz.
Al vestuario de visitantes en un partido de baloncesto del instituto.
Lisedeki basketbol maçlarındaki karşı takım soyunma odasını.
¿ Estamos en mi instituto?
Lisemde miyiz?
Damon, Kai me tiene en el instituto.
Damon, Kai okulda beni esir aldı.
Está en un momento crítico de su vida. Pronto irá al instituto, y va a ser mucho más difícil para mí llegar hasta él.
O hayatında kritik bir noktada, yakında liseye gidecek ve bu benim için daha zor ve daha zor olacak
Nunca terminó el instituto.
Liseyi bitirmedi.
¿ Del instituto?
- Liseden?