Translate.vc / español → turco / Invité
Invité traducir turco
2,483 traducción paralela
Ojalá alguien lo hubiera leído, ya que invité a Helen Fielding, la autora.
Keşke birisi okumuş olsaydı. Çünkü kitabın yazarı Helen Fielding'i davet etmiştim. Boş ver!
Si me lo permiten, justo por eso invité a este joven para hacer la prueba.
Affedersiniz. Ben de bu yüzden çocuğu bir deneyeceğiz diye aradım.
- Celebraremos toda la noche... -... invité también a los chicos.
Bütün gece eğleneceğiz, Çocukları götürüyorum.
- ¡ Zorra! Lo invité a una cita el miércoles.
Onu Çarşamba günü buluşmaya davet ettim.
Los invité a la fiesta mañana por la noche.
Onları yarın akşamki partiye davet ettim.
Invité a la Decana y a quien ella quisiera llevar.
Dekanın ve her kimi istiyorsa onu davet etmiş olabilirim.
Yo no invité a tu prometido a besarme,
Nişanlına, gel beni öp demedim Melissa!
Si, la invité a la inaguración.
Evet, onu açılışa davet ettim.
¿ El ex adicto, a quien invité a mi casa fue enviado por Dios para salvarme?
Evime davet edip aldığım eski bağımlı Tanrı'nın yanından beni kurtarmaya mı geldi yani?
No invité a Max.
Max'i davet etmedim.
Porque Nick me contó que le dijiste que yo te invité.
Nick'e çünkü seni, benim davet ettiğimi söylemişsin.
Invité a papa. - Por que?
- Babamı davet ettim.
Doctor Lightman, lo invité para que vea nuestro trabajo y no para que sea una interrupción negativa.
Dr. Lightman sizi buraya ne yaptığımızı görün diye davet ettim, olumsuz bir etmen olasınız diye değil.
Yo te invité a ti a cenar.
Ben sizi davet ettim.
Y John dice : "La invité a salir ayer a la noche, " e íbamos a ello toda la noche.
Ve Jonh diyor ki : " Dün gece onu aldım, tüm gece ilişkiye girdik.
" La invité a salir ayer a la noche.
" Dün gece onu aldım.
Invité a Hanna a mi fiesta de graduación sin el permiso de su padre.
Babasından izin almadan Hanna'yı baloya davet ettim.
La invité a cenar después de que alguien me plantó.
Biri beni ekince onu yemeğe davet ettim.
Fue la noche que invité a tus compañeras de hermandad. a mi camerino.
Yurt arkadaşlarını bir gece soyunma odama getirmiştin.
Invité a Jones porque pensé que te gustaba.
Jones'u davet ettim, çünkü ondan hoşlandığını düşündüm.
Invité a Jones por tí, pero tú dijiste que no estabas,
Jones'u buraya senin için davet ettim. Ama onu burada istemediğini söyledin.
Le invité a mi casa.
Evime davet ettim.
No lo invité a que venga conmigo.
Onu ben davet etmedim.
Cuando los invité, les dije que les prepararía sus platos preferidos. Chorizo relleno, bollitos, Jalapeño de pan de maíz.
Onları davet ettiğimize göre ben de onların sevdiği yemekleri yapacağımı söyledim hindi dolması, bollito Jalapeno'lu mısır ekmeği gibi.
Oh, eso me recuerda que invité a tus padres a Acción de Gracias.
Aklıma geldi. Şükran günü için aileni davet ettim.
Quiero decir, les invité a mi casa.
Onları evime davet ettim.
¿ Y yo os invité?
- Sizi ben mi davet ettim?
Sabes, invité a mi padre a cenar esta noche, y no tengo ni idea de qué decirle.
Babamı bu akşam yemeğe davet ettim, ve ona ne söyleyeceğim hakkında hiçbir fikrim yok.
Invité a toda la oficina porque no es un día sólo para Jim o Pam o el bebé o yo.
Ofisteki herkesi davet ettim çünkü bugün yalnızca Jim Pam, bebek ya da ben ile ilgili değil.
Por lo qué te invité aquí.
- Seni bu yüzden çağırmıştım.
Invité a mi clase entera para mi fiesta de cumpleaños el sábado.
Cumartesi günkü doğum günüme bütün sınıfı davet ettim.
¿ Qué intención pensaste que tuve cuando te invité a la cena de cumpleaños de mi madre soltera?
Seni, bekar annemin doğum günü yemeğine çağırırken ne düşünüyordun?
La invité a salir.
Çıkma teklif ettim.
Yo no invité a Ribbentrop.
Ribbentrop'u ben davet etmedim.
Invité a la Sra. Simpson, y claramente me utilizó.
Ben Bayan Simpson'ı davet ettim. Belli ki o da beni kullandı.
Finalmente recibí mi pago y las invité a comer...
Para biriktirip sizinle yemeğe geldim.
Yo la invité.
Onu ben davet ettim.
Este fue al que invité el año pasado.
Bu yüzden seni davet etti. Al
Hagamos que Ryu te invite.
Ryu bizi yemeğe çıkar.
¿ Quieres que te invite a salir?
- Çıkma teklif etmemi mi istiyorsun?
Si te quedas aquí sentada esperando a que él te invite... o te llame o te diga qué hacer podrás quedarte esperando para siempre. Lo que digo, es que no seas la víctima, ¿ entiendes?
Oturup babamın seni davet etmesini ya da aramasını falan bekleyeceksen ilelebet bekleyebilirsin.
- ¿ Quieres que vaya allí y lo invite a salir? No, no, no.
- Oraya gidip çıkma teklifi etmemi mi istiyorsunuz?
No, no, le invité anoche.
Evet Sarah, ama geleceğini sanmıyorum.
Damas, caballeros, se ne ha pedido que os invite a pasar.
Bayanlar baylar sizi içeriye davet ediyorum.
Por lo menos déjame que te invite un trago.
En azından sana bir içki ısmarlamama izin ver.
¿ Esta bien? , la proxima, capáz nos invite a ambos
Bir dahakine belki ikimizi davet eder.
Lo más probable es que invite a un hombre a participar.
Sonra muhtemelen bir erkeği davet ediyor.
Tu me dices que te invite a festejar en tus dias de cumpleaños, pero te molestas cuando no tienes un regalo para abrir durante el día.
Doğum gününde tatile gitmek için başımın etini yersin, ama o gün açacak hediye olmayınca üzülürsün.
Tambien e invité.
Onu da davet ettim.
¿ Vosotros queréis que invite a Dan a mi cama para aliviar la tensión?
Dan'ı yatağıma almamı bekliyorsunuz değil mi? Gerilimi azaltmamı?
Bueno, ya invite a Samuel a que venga con nosotros
Samuel'i bizimle gelmesi için davet etmiştim.