Translate.vc / español → turco / Jail
Jail traducir turco
57 traducción paralela
~ Warden threw a party in the county jail
Warden threwaparty in the countyjail
6 Data Jail 1455, poneos en contacto con Zorro Uno.
... altı, David Jail, 1455. Fox 1 ile bağlantı koptu. Western yakası ile DeLongpre dolayında.
And through the bars of a Cuban jail
Kendimi Küba hapisanesinin parmaklıklarında buldum...
- "Podrían acusarme : Ella es menor de edad".
She's underage, I could go to jail.
- En la cárcel.
- Jail.
Monk S02E16 "Mr. Monk Goes to Jail"
MONK Sezon 2 Bölüm 16 Mr. Monk Hapishanede
Se llama abuso de menores.
Bunun adı Jail Bait.
Una sucursal de Jail International que es una compañía satélite en la orbita de... ¿ Industrias Queen?
Uluslararası J.L. şirketinin bir yan şirketi ki, şu an yörüngesinde olduğu şirket Queen Endüstrisi mi?
" En la Cárcel de Reading, junto a la ciudad de Reading se encuentra un pozo de vergüenza en el que yace un desgraciado por dientes de fuego devorado.
jail "Reading önce rezillik bir mezar var Eaten teeth" flame tarafindan Burada yatan bir sefil
La policía me contrató.
Jail. Polisler onun yerini almam için beni kiraladı.
Séra algo grande.
Neden "jail" dedi? Bilmiyorum.
Todo este problema. Jail.
Tüm bunlar büyük bir olayı işaret ediyor olmalı.
¿ Una doctrina de predestinación con tarjetas para "Salir de Prisión"?
A doctrine of predestination with "get out of jail" cards?
La cárcel Don Jail, donde todo empezó.
Don Hapishanesi. İşte burada başladı.
La dramática y sin precedentes segunda fuga de la pandilla Boyd de la cárcel Don Jail ha propiciado la cacería humana más grande de la historia del país.
Boyd çetesinin Don hapishanesinden ikinci ve eşi görülmemiş firarı ulusun tarihindeki en büyük insan avını başlattı.
Los guardias de seguridad de Don Jail están siendo interrogados para determinar si están involucrados.
Don Hapishanesindeki gardiyanlar, ilişkileri var mı anlamak için sorgulanıyor.
* it took six months of trials * * just to put me in jail * * in seven long years * * they never offered ball * * everyone knows * * that crime pays * * and everybody does it *
# it took six months of trials # # just to put me in jail # # in seven long years # # they never offered bail # # everyone knows # # that crime pays # # and everybody does it. #
Brimmer Street Jail.
Rod Mason,... Brimmer St. Tutukevi.
Está cumpliendo condena en la prisión de Tihar en Delhi por asesinar a una chica.
O bütün zamanını Delhi Tihar Jail'de bir kız öldürmekle geçiriyor.
Durante 9 meses me encontré de mi acusación, pero me arrestaron, me fui a la cárcel, lo fianza a cabo y luego tuve una noticia conferencia, ya que, tan arriesgado como lo que fue y contra el consejo de mi abogado,
9 ay boyunca iddianamemden kaçtım ama beni yakalıdılar, hapse girdim to jail, sonrasında çıktım ve avukatım ne kadar riskli olduğunu söylesede bir basın açıklaması yaptım. Çünkü
Esa es la Smoky Jail de Morel.
Morel'in Duman Kodesi bu.
No la he visto tan triste desde que vió los números de apertura de fin de semana para "Madea Goes to Jail".
Onu hiç "Madea Goes to Jail" filminin açılış rakamlarını gördüğünden beri bu kadar üzgün görmemiştim.
Femme Fatales 02x08 Jail Break Original Air Date on July 13, 2012
Karşı konulamayan, çekici kadın. Bir erkeği zor, tehlikeli ya da korkunç durumlara sürükleyen kadın.
Porque así podría comprobar si mi Chain Jail funcionará con el resto del Ryodan.
Çünkü bu sayede Zincir Kafesi'min takımın kalan kısmında da işe yarayıp yaramayacağını deneyerek görmüş olacaktım.
Chain Jail obliga a activar el Zetsu de cualquier miembro del Ryodan que atrapa.
Zincir Kafesi, ağına düşürdüğü tüm takım üyelerinde Zetsu'yu zorla harekete geçirir.
¡ Maldición! entonces queda claro que el resto tampoco podrá escapar de mi Chain Jail.
Allah kahretsin! Hayalet Takımı'nın fiziksel açıdan en güçlü üyesi zinciri kıramıyorsa diğerleri Zincir Kafesi'nden asla kurtulamaz.
La primera es Chain Jail.
İlki Zincir Hapsi.
Solo puedo usar Chain Jail contra las arañas.
Zincir Hapsi'ni sadece örümceklere karşı kullanabilirim.
Chain Jail.
Zincir Kafesi.
1 ) } Chain Jail ( Cárcel de Cadenas ) :
Zincir Kafesi :
1 ) } Chain Jail ( Cadena aprisionadora ) :
Zincir Kafesi : Bu güç yalnızca örümceklere karşı kullanılabilir.
Tras usar Chain Jail Kurapika huyen en coche.
Zincir Kafesi'ni kullanarak Uvogin'i yakalayan Kurapika ve arkadaşları arabayla olay yerinden uzaklaşırlar.
- Oh, Dios mío.
- Tanrım. - Jail, evet.
El FBI te está ofreciendo una tarjeta de "Sal gratis de la cárcel".
SORUŞTURARAK size sunuyor bir "Get out of jail free" kartı.
es Meleoron.
Adım Jail... Salla onu. Adım Meleoron.
He's been in jail.
O parmaklıklar arkasında.
La víctima ha sido identificada como Vaishali Jain, 17 años.
Maktul, Vaishali Jail. 17 yaşında.
El jefe ha usado Smoky Jail en la sala del trono.
Patron, taht odasına Duman Kodesi yapmış.
La Smoky Jail de Morel amortiguaba el tercer piso de la torre central. manteniéndose el palacio en pie de algún modo.
Her ne kadar 3. kat yıkımdan kurtulsa da Morel'in Duman Kodesi ile kuşatılmıştı. Normalde durması gereken yerin biraz soluna savrulmuştu. Hassas bir denge içerisinde bina zar zor ayakta duruyordu.
Algo que pasaba lentamente sin que Morel lo supiera. la huida de Pouf de la Smoky Jail estaba más cerca.
Morel'e fark ettirmeyecek kadar aralarına mesafe koyan Pouf yavaştan da olsa Duman Kodesi'nden kirişi kırıyordu.
¡ Removiendo Smoky Jail!
Duman Kodesi, bozul!
podría decirse que tomó la decisión correcta al disolver Smoky Jail en ese momento.
Sonuç olarak denilebilirdi ki Duman Kodesi'ni tam zamanında kaldırmıştı.
El hecho de que sus compañeros no resistieran tanto como se esperaba fue determinante en su decisión de disolver Smoky Jail para así poder ayudarlos. atacó al capullo.
Silah arkadaşlarının tahmin edilen süre kadar dayanamayacağını anladığında onlara yardıma gitmek için Duman Kodesi'ni devre dışı bırakmanın artı ve eksilerini saymadan kozaya saldırmıştı.
¿ Estamos tratando una madre que supuestamente robó pañales como una amenaza violenta para la sociedad y encerrándola en la cárcel?
We're treating a mom who allegedly stole diapers like a violent menace to society and locking her in jail?
Porque si mi estimado colega hubiera verificado la fecha de la violación se hubiera dado cuenta que ella no podía estar en la corte el viernes pasado porque ya estaba en la carcel esperando la audiencia de esta fianza.
Because if my esteemed colleague had actually checked the date of her violation, he would have noticed that she couldn't appear in court last Friday because she was already in jail awaiting this bail hearing.
Y cuando cobramos, después de pagar a Jail, y los costes de cada salida, casi nos hemos quedado sin blanca.
Jail'in parasını ve operasyon masraflarını verirsek paramız neredeyse bitiyor.
Ni a ti, Jail.
- Ya da seni başına Jail.
Bueno, ella era excesivamente autocorrecta, pero, sí, ese fue el quid de la cuestión, pero, oye, ya sabes, no planeo en honor a mi parte del plan de jail-breaking a sus amigos,
Aslına bakarsan gayet sakin bir tavrı vardı ama evet, özet olarak öyle dedi. Ama planımın sonunda arkadaşlarını kurtarma niyetim olmadığını düşünürsek ödeştik demek yanlış olmaz.
¿ Ernest Pierde su Puesto es la única película de prisión que viste?
Ernest Goes to Jail izlediğin tek hapishane temalı film mi?
( NT : jail en inglés ) no lo sé.
Ja-il, Ja-il.
Las autoridades de Don Jail han reportado...
- Kapat çeneni!