Translate.vc / español → turco / Jamés
Jamés traducir turco
19,650 traducción paralela
¿ Es usted, James?
O çocuk sen misin James?
¿ O estamos aquí para salvar a James Bell?
Yoksa James Bell'i kurtarmak için mi?
Lo lamento tanto, James.
Çok üzüldüm James.
- ¿ James?
- James?
Sidney James, "My Roanoke nightmare" ha sido uno de los programas de mayor éxito de todos los tiempos.
Sidney James, "Roanoke Kabusum" tüm zamanların en başarılı televizyon programlarından biriydi.
Sidney James no se dignó a pedirme que participara.
Sidney James bana "katılmak ister misin" diye sormaya tenezzül etmedi.
Thomas había ganado el premio James Beard al Mejor Chef de California ese año.
Thomas o yıl James Beard Kaliforniya'nın En İyi Şefi ödülünü kazanmıştı.
DOS VECES SEMIFINALISTA DEL PREMIO JAMES BEARD
2 MICHELIN YILDIZLI İKİ KEZ JAMES BEARD ÖDÜLÜ YARI FİNALİSTİ
Creo que Brandon James puede haber vuelto.
Sanırım Brandon James geri dönmüş olabilir.
Hasta se la ha jugado a los James.
- James ailesini bile parmağında oynatmış. - Bekle. Onlar kimdi?
Emma y Audrey van camino a la granja James.
Emma ve Audrey James'in çiftliğine doğru gidiyorlarmış.
Pertenecía a la familia James.
Eskiden James ailesine aitti.
Creo que Brandon James, pudo haber vuelto.
- Brandon James geri dönmüş olabilir.
LOCURA DE A DOS Esta es la historia de dos hermanas... Brandon James, Piper Shaw, Kieran Wilcox.
Brandon James, Piper Shaw...
Jefe, ¿ cuánto sabemos sobre Daniel James Cullen?
Şef, Daniel James Cullen hakkında ne biliyorsunuz?
Registrado a nombre de James Canby, de Saugus.
Saugus'tan, James Canby adına kayıtlı.
Estamos buscando a un tal James Canby.
James Canby adında birini arıyoruz.
lo siento, James.
Özür dilerim James.
James... James, ella te eligió.
- James, o seni seçti.
Este lugar es increíble.
Burası manyak. James Bond'daki kötü adamların sığınağı gibi manyak.
Es como la guarida de un villano de James Bond. Sí, tenemos nuestros momentos.
Ara sıra bir şeyler yapıyoruz işte.
Fui a la casa de Gene y hablé con su mamá sobre lo que te hizo.
James'in evine gidip, annesine sana yaptıklarını anlattım.
Mira, alguien una vez le preguntó a William James si creía en el libre albedrío.
Bir kere William James'e özgür iradeye inanıp inanmadığını sormuşlar.
Me encanta que tengamos este debate en el instituto James Monroe... el alma mater de mi padre.
Bu münazarayı, babamın mezun olduğu James Monroe Lisesi'nde düzenlememiz çok hoşuma gitti.
¿ Esa traducción del viejo rey Jacobo?
Şu eski King James çevirisi mi?
Lo siento mucho, James.
Çok üzüldüm James.
James cree que necesitamos estar siempre en contacto y no encerrados en oficinas.
James sürekli iletişim halinde olmamız ve ofislere tıkılmamamız gerektiğine inanıyor.
James, necesito hablar contigo sobre la oficina.
James, seninle ofis hakkında konuşmalıyım.
James, no eres doctor.
- Sen doktor değilsin James.
Probablemente sea cáncer, James.
Büyük olasılıkla kanser James.
Lo siento, James.
Üzgünüm James.
James...
James.
James.
James.
James debe estar excitadísimo.
James kendinden geçmiş olmalı.
Adoptar a James fue básicamente una vía de escape para ella, de modo que la Sra. Gardner se convirtió en esta gran figura maternal para él.
James'i evlat edinmesinin tek sebebi formlara ve belgelere çocuğu olduğunu yazabilmekmiş. O yüzden James için asıl anne figürü Bayan Gardner olmuş.
Quiero decir, él y James son personalidades opuestas pero ambos son igual de obstinados.
O da, James de zıt kişiliklerine rağmen eşit derecede inatçılar.
James, he mirado todas las maneras posibles para hacerlo.
James, bütün olası yöntemleri araştırdım.
De acuerdo, James.
Tamam James.
Vamos a luchar como locos en este asunto, James.
Sonuna kadar direneceğiz James.
Pero, James, no puedes machacar a tu equipo de esa manera.
James, ekibindekilere ani ve sert çıkışlarda bulunmamalısın.
James, esto no es sobre el camión de comida.
Yemek kamyonuna falan gerek yok James.
James, espera.
Dur biraz James.
James, tenemos que hablar sobre esto en privado.
Bu konuyu özel olarak konuşmalıyız James.
Sabes que no tengo favoritos, James.
Öğrencilerimi ayırmadığımı bilirsin James.
James, estoy tratando de subir a bordo de esto, en serio.
James, bu konuda yanında olmaya çalışıyorum.
James, están empezando en la habitación de la Sra. Gardner.
James, Bayan Gardner'ın odasında başlıyorlar.
Gracias, James.
Teşekkürler James.
A través de James Bell.
James Bell gibi davrandım.
Bueno, no habría funcionado sin Talaikah o Angie, pero... gracias, James.
Talaikah ve Angie olmadan başaramazdım ama teşekkürler James.
Eras uno de mis favoritos, James.
En sevdiğim öğrencilerimden biriydin James.
James, como jefe de personal, estoy acostumbrado a tener total control del hospital.
James, personel şefi olduğuma göre hastanedeki tam yetkili kişi olmalıyım.