Translate.vc / español → turco / Jardin
Jardin traducir turco
323 traducción paralela
"Ve al jardin, pierdes a nuestros invitados!"
"Bahçeye git, konuklarımız seni bekliyordur!"
Mi nombre es Zhang y soy el vigilante del Teatro Jardin.
Benim adım Zhang ve Bahçe Tiyatrosu'nun bekçisiyim.
Si mis calculos son correctos,... estaremos junto al muro del jardin en 4 dias
Hesaplarım doğruysa 4 güne kadar bahçe duvarının ötesine varacağız.
David y yo soliamos tener nuestro propio jardin al otro lado del estanque.
David ve benim göletin karşısında kendi bahçemiz vardı.
Me gusta el jardin.
Bahçeyi severim.
- ¿ Todavia esta nuestro antiguo jardin?
- Eski bahçemiz hala orada mı? - Hayır.
Viviendo en una mansión en algun lugar allí afuera con ventanas relucientes y un jardin lleno de flores para el.
Parlayan pencereleriyle dışarıda bir yerlerde konakta yaşıyordur. Sahibiyim dediği çiçek dolu bahçesiyle.
Tenemos un jardin. Mi madre tiene tomateras.
Bir bahçemiz var, annem domates yetiştiriyor.
El Jardin des Plantes...
Çiçek Bahçesi...
Estamos cerca del Jardin des Plantes. Huelen la carne.
Hayvanat bahçesinin yakınından geçiyoruz, kokuyu almışlar demek.
¿ Mi jardin?
Bahçemi mi?
Entonces, el 97, ¿ recuerdas del Jardin dês Lacs?
Sonra 1897'de Jardin Parkı'nı hatırlıyorsundur.
Vayan por el Jardín de I'Infante.
Jardin tarafından gidin..
- Sí, el Boulevard Saint-Michel está allí y los jardines de Luxemburgo ahí.
Evet San Michele Bulvarı orada. Jardin Luxembourg şurada.
Me parece que he perdido mis tijeras de jardin.
- Merhaba Cleo. Bahçe makasımı bulamıyorum.
¿ El Jardín?
Jardin de mi?
Hay flores bellas en el jardin.
Bahçedeki çiçekler çok güzel.
Tenia madre, padre, un hermanito y un jardin.
- Bir annem, bir babam ve bir küçük erkek kardeşim vardı. Bir de bahçemiz.
Atender su jardin... las plantas, las flores, el cesped.
Bahçenizle ilgilenmek, sebzelerle, çiçeklerle, çimlerle.
Hoy, encontre un nuevo camino, atravesando su jardin.
Bugün sizin bahçenize çıkan bir yola girdim.
Dejare mi jardin y me entregare a sus enseñanzas.
Zevk bahçemi bırakacağım ve onun öğretilerine sığınacağım.
Una vez mas... Ven hacia mi... en mi jardin... Sin ropa y con los pies empolvados.
Bir kez daha bana gel bahçeme gel kıyafetsiz ayakların tozlu.
Si pudieramos salir al jardin tendríamos flores de verdad, yerbas de verdad.
Eğer bahçeye çıkabilseydik, gerçek çiçeklerimiz olurdu.
El no me permitio entrar en su jardin.
Beni bahçeye sokmuyor.
No es su jardin, es mi jardin.
Onun bahçesi değil, benim bahçem.
Estaba sentada en el jardin de los vegetales Leyendo, metida en mis propios asuntos.
Sebze bahçesinde oturuyordum. Düşünüyor, kendi işime bakıyordum.
Yo dije, seguro, usted sabe, por que no, asi que me levante, para ir con ella, tropece con la manguera del Jardin, golpeo mi ojo y cai sobre la tetera cuesta abajo hasta el establo, cubriendome de basura.
Ben de, "elbette", dedim, biliyorsun, "neden olmasın". Bunun üzerine onunla gitmek üzere ayağa kalktım, ayağım bahçe hortumuna takıldı, ayağımı çarptım ve çaydanlığın üzerine düşerek tepeden aşağıya yuvarlandım ; sonunda çöpe bulandım.
Priory, podrias decirle a Gipping que sea mas cuidadoso en el futuro sobre donde pone la manguera del Jardin.
Priory, Gipping'e gelecekte bahçe hortumunu yerleştirirken daha dikkatli olmasını söyler misin?
Me dijo que iba a trabajar en el jardin.
Bana bahçeyle uğraştığını söyledi.
Registren cada calle, cada casa... cada jardin.
Her sokağı her evi her arkabahçeyi istiyorum.
No había estado en un jardin ajeno desde que tenía 6 años.
- 6 yaşında beri böyle bahçeye girmemiştim.
cultiver faut ll Notre jardin.
ll faut cultiver notre jardin.
La sequoia era la que está en el Jardín de las Plantas de París, y la mano apuntaba a un lugar fuera del árbol, al exterior del tiempo.
Sekoya, Paris'teki Jardin des Plantes'tekiydi ve el de agacin disinda bir yere isaret ediyordu, zamanin disinda...
Cuando ya no haya gasolina, plantaremos un jardin
Yakıt bittiğinde de, bir bahçe ekeriz.
No me importa cuidar el jardin, pero odio pasar la aspiradora.
Bahçe işlerine itirazım yok. Ama süpürmekten nefret ediyorum.
MUERTE EN UN JARDIN FRANCÉS
EVDEKİ TEHLİKE
Vamos a plantar un jardin y a fertilizar con nitrogeno... matar todos los insectos, poner trampas para los armadillos. Ahora si eso falla, vamos a usar el gás.
Bahçeye çiçek dikip nitrojenle gübreleyeceğiz ve eğer köstebekler varsa, tuzakla yakalayacağız.
Si, bueno, las encontraras En el jardin de enfrente.
Evet, iyi, Onları ön bahçede de bulabilirsin.
Raymond no te quiero fuera de este jardin por la proxima semana.
Raymond, önümüzdeki haftaya kadar arka bahçeden çıkmanı istemiyorum.
Y un avion que podias volar alrededor del jardin. Y una cuna para el bebe.
Ve bahçenin etrafında havada süzülebilen bir uçak bebek için de bir beşik.
¿ Por qué no te quedaste En la ciudad de tiendas de campaña Elvis que brotó en mi jardin?
Neden çimlerimin üstünde kurdukları Elvis çadırında kalmadın?
¿ Un senador de EUA? ¿ En mi propio jardin? ¿ En una maldita mision de investigacion?
Bir Amerikan senatörü arka bahçemde gerçeği arama görevinde öyle mi?
me gusta mas el jardin y la cocina.
Daha çok yemek ve temizlik yaparım.
"Cocina y jardin."
"Yemek ve temizlik."
En jardin de infantes... procuramos enfatizar las tres C :
Anaokulu seviyesinde... şunu empoze etmeye çalışıyoruz :
Es sólo un jardin... Era lo que se veia por una de las ventanas de nuestro apartamento... pero es la foto más importante que haya sacado en mi vida.
Sadece bir bahçe evimizin bir penceresinden göründüğü kadarıyla fakat, çektiğim en önemli fotoğraftır.
Cada mañana y cada tarde... mi madre me describia el jardin.
Her sabah ve her öğleden sonra annem bu bahçeyi bana tarif ederdi.
Es realmente importante si ella te mintió acerca del jardin?
Bir bahçe için sana yalan söylemiş olması, bu kadar önemli mi?
- Mejor me pongo a trabajar. - Comencemos con el trabajo de jardin. Entonces podrás comer un barley pop.
- sanırım bir an önce işe başlasam iyi olacak - arka bahçeden başlayacağız daha sonra sana biraz şeker veririm tüm zararlı otları temizlemeni istiyorum.
Aunque, si le agregas unas sillas de jardin y una banca de herramientas, podría revivir mi interes.
Aslında şu bahçe koltuklarını ve alet parkını pazarlığa dahil edersen tekrar ilgimi çekebilirsin.
Antoine, va a plantar en el jardin.
Antoine bahçeye çiçek dikecek.