Translate.vc / español → turco / Jeté
Jeté traducir turco
128 traducción paralela
Y aquí haré un "grand jeté".
Ve burada büyük bir dans adımı atarım.
¿ À tour jeté?
"Tour Jete" mi?
¡ Lleguen al jeté!
Geril ve jete!
Es estupenda, pero creo que algunas combinaciones son... demasiado rápidas, como el jeté, jeté, paso, paso, jeté y...
Harika bir gösteri, ama bazı ayak hareketleri biraz hızlı gibi. Jete, jete, adım, jete.
eres como una mini-Monique. Jeté, jeté. - Zoe.
Mini-Monique gibisin.
Glissade, jeté, glissade, jeté, tombé, coupé, pas de bourrée, brisé.
Glissade, jeté, glissade, jeté, tombé, coupé, pas de bourrée, brisé.
Glissade, jeté...
Glissade, jeté...
¿ Vísteis mi "Grand jeté"?
Yaptığım Grand Jeté'yi gördünüz mü?
Ni empezaría a comprar cosas nuevas o volaría en más jets.
Ya da alışveriş yapıp özel jete binmezdim
Conseguimos un helicóptero aquí, que aterrice en el techo y nos lleva a un jet.
Helikopter isteyelim, çatıya indirsinler ve helikopterle jete gidelim.
El jet por un rehén.
Jete karşı bir rehine.
Este joven lo acompañará a un avión especial.
Bu genç adam size özel bir jete kadar eşlik edecek.
Cuando aterrice el avión, pon combustible hasta que subamos.
Ben o jete girip konuşana kadar, yakıt ikmali ile onları oyalayacaksın.
Encontramos a tu jete, Will Darnell, muerto en el asiento delantero... con un rifle a su lado.
Çünkü arabanın ön koltuğunda patronunu ölü bulduk. Yanında bir tüfek vardı.
Coja un avión a Tokio y pídaselo al presidente.
Bir jete atlayıp Tokyo'ya gidin ve şirketin sahibine sorun.
El avión está lleno de combustible en la pista de aterrizaje de Seattle.
Jer, jete yakıt ikmali yaptım ve şu anda Seattle'daki pistte duruyor.
Jer, el jet está en Seattle, con el tanque lleno.
Jer, jete yakıt ikmali yaptım ve şu anda Seattle'daki pistte duruyor.
Están cargando combustible al jet ahora.
Biz konuşurken, jete yakıt ikmali yapıyorlar.
El Jete regresó de su viaje.
Amir seferden döndü.
Quizas a la der. en el aeropuerto de México, podría obtener en otro chorro de derechos
Evet, doğruca Meksika şehri havaalanında inip doğruca başka bir jete bineriz.
Prepara el jet.
Jete yakıt koy.
Redactor Jete revista Deportes.
'Yetkili Editör. Spor Dergisi. "
Me caso. Creerlas que mi jete me dejaría en paz.
- Beni rahat bırakamaz mı?
El correo electrónico que Walter le envió a tu jete yo escribí eso.
Walter'ın, patronuna gönderdiği o e-mail... Onu ben yazmıştım.
Estoy en una situación difícil con mi jete.
Patronumla aram gergin zaten.
Los padres de Chloe- - son dueños de un jet, y yo, ni siquiera me he subido a uno.
Chloe'un ailesinin- - özel jetleri var, ve ben bir jete bile binmedim.
¿ Pueden volar de noche con esas cosas a propulsión?
Geceleri taşınıp gidebiliyor musunuz? Jete sığdırılabilecek portatif tesislerden var mı sizde?
Casi choco con un jet.
Neredeyse yukarıda bir jete bindiriyordum.
- Te llevaré al avión.
- Seni jete götüreceğim.
Sam, ponte en contacto con los padres. Danny, vienes conmigo.
Eğer bir sonraki jete binersek onu geçebiliriz.
¿ No sabes de los agentes que tomaron mi avión por asalto?
Jete baskın yapıldı, biliyor musun?
¿ Con esas mochilas con cohetes?
Jete sığdırılabilecek portatif tesislerden var mı sizde?
Estabas tan emocionado por venir a Cuba y subir a ese avión.
- Endorfin yüzünden. - Sağ ol Abby. - Küba'ya gideceğin ve jete bineceğin için çok heyecanlıydın.
Robamos un avión... Nos perdimos Y de algún modo llegamos aquí
O yüzden jete atladık, kaybolduk, ve yine de bir şekilde yolumuzu bulmayı başardık.
Los Pinchos producen internamente gas metano y hacen su combustión en cuatro capullos semejantes a turbinas a chorro.
Şişçiler içlerinden metan gazı üretirler ve jete benzer 4 delikten ateşlerler.
A las 17 : 00 horas Ivan Curtis subió a bordo de un avión privado.
Saat 17 : 00'de Ivan Curtis özel bir jete bindi.
Llama al avión.
Jete haber verin.
Esto nos llevará al jet.
- Bu bizi jete götürecek.
Jefe, el jet privado que contrató es abastecido, está esperando.
Patron, özel jete yakıt kondu, hazır bekliyor.
Que prefiere viajar en Jets a viajar en trenes, vodka, whisky, y prefiere saber las noticias de la radio, no del periódico.
Tren yerine jete biner. Viski yerine votka içer haberleri gazete yerine radyodan öğrenir.
Tenemos un aeronave secuestrada dirigiéndose a Nueva York necesitamos algo fuerza de choque, unos F-16 o algo, ayúdennos, fuera ".
Kaçırılan bir uçak New York'a doğru yöneliyor. bize yardım etmesi için birkaç F-16 ya da benzeri jete ihtiyacımız var. "
Por suerte papá no necesito el G5.
Şansıma babamın özel jete ihtiyacı yoktu.
Jovencita, cuando reservé este jet se me prometió un viaje discreto.
Bayan, bu jete bindiğinde gizli bir yolculuk olacağı konusunda anlaşmıştım.
Tengo una solida politica de di-di-a-los-jet-privados, Entonces, Cual es el problema?
Katı bir "jete evet de" politikam vardır. Yani sorun ne?
Lo hizo, pero... El Scott que conocí hubiera sido el primero en el jet.
Söyledi ama jete ilk binenin Scott olacağını düşünüyorum.
Así es, pero... el Scott que conozco hubiera sido el primero en abordar el jet.
Söyledi ama jete ilk binenin Scott olacağını düşünüyorum.
A la izquierda, luego a la derecha cruzamos el puente, nos subimos al avión y no volveremos a ver a la policía de Nueva Orleáns, lo prometo.
Köprüyü geçip, jete bineceğiz. Bir daha da New Orleans Polisi'yle karşılaşmayacağız. Söz veriyorum.
Creo que no necesito mi propio avión privado.
Sanırım jete ihtiyacım yok.
Mira, necesito que me prestes un jet
Bir jete ihtiyacım var.
No podemos reveló que hasta que estás en el avión. Hay un jet?
Jete binene kadar bunu söyleyemeyiz
- Sabes que nunca te permitirán acercarte a ese jet... si es que hay alguno.
Jete asla yaklaştırmayacaklarını biliyorsun. Eğer ortada bir jet varsa.